1. 26.
    0
    ---i harfi---kızlar---

    iCLAL: Ağırlama, ikram. Büyüklük, ululuk.
    iDiL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad
    iDiLSU: Su için yazılmış şarkı.
    iLAYDA: Su perisi
    iLBÜKE: ilbey hanımı, seçkin hanım
    iLCAN: Ülkenin canı, sevdiği.
    iLGi: iki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim
    iLGiN: Yabancı, gurbette yaşayan.
    iLGÜN: Ülke güneşi. Başkaları, yabancılar.
    iLKAY: Ayın ilk hali.
    iLKBAHAR: Yılın ılık mevsimi
    iLKCAN: ilk doğan çocuklara verilen ad.
    iLKE: Temel alınan düşünce, kural
    iLKGÜZ: Eylül ayı
    iLKiM: ilk çocuğum anlamında
    iLKiN: ilk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce, öncelikle.
    iLKNUR: ilk ışık
    iLKYAZ: ilkbahar
    iLMA: Parlatma. Belirleme, işaret etme.
    iLSEL: ille ilişkili, yurtla ilişkili
    iLSU: Ülkenin suyu, bereketi.
    iLTER: Yurdu koruyan, yurtsever.
    iMER: Zengin, varlıklı.
    iMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım
    iMRAN: Evine bağlı, evcimen anlamında
    iMREN: imrenmek fiilinden, görünen şeyi edinme isteği.
    iNANÇ: inanılan şey
    iNCi: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde
    iNCiLAY: Parlama, ışıldama
    iNCiNUR: inci gibi ışıklı, parlak.
    iPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
    iPEK: ipekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar, zarif.
    iREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti
    iREN: Özgür, serbest
    iRiS: Mitolojide Tanrıların elçisi
    iSMiHAN: Hükümdar ismi
    iYEM: Güzellik, iyilik.
    iZEL: El izi anlamında
    iZEM: Büyüklük, ululuk
    iZGi: Güzel, adaletli, zeki
    iZLEM: izlemek eylemi
    iZiM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında
    ···
   tümünü göster