1. 301.
    0
    evet panpalar.
    kazasız belasız bir tren yolculuğu bitmiş ve ben bir daha tren denilen o şeye binmemeye yemin etmiştim. sanıyorum yüz ifademiz çok şey anlatıyordu ki trene binmeyen panpalar bizim düştüğümüz durumu gözlerimizden okumuş gibi haşin haşin bize gülüyorlardı. yapacak bir şey yoktu. vakar durmalıydık. elden geldiğince bozuntuya vermemeye çalıştım/k panpalar.

    reyizin talimatı ile tekrar toplanıp yola koyulduk. şöyle bir aşağı tarafa bakalım diye bizi ardına kattığı gibi devam etti reyiz. o sırada meraklı bir şekilde, baykuş reyiz misali sağa sola bakarken o gözleri yine gördüm. Gülen gözler karşımda idi. o gamzeler tekrar saldırıya geçmiş ve ver artık şu gönül ülkeni, teslim ol diyor gibiydi. Sanıyorum bu bakışın etkisi ile yanıma gelme isteği duydu esra. geldi de. hafif bir tebessüm ile nasıldı şu şey dedi treni göstererek. ilginçti diyebildim. yaa ben de binmek isterdim ama bağıranları duyunca bayağı korktum dedi tüm sevimliliği ile. gülümsedim. ne olacak yahu, kim görecek seni bağır çağır gitsin, ben öyle yaptım dedim. sinsice güldü. ben seni gördüm misal dedi. şaşkınlıkla nereden göreceksin yahu dedim. yan tarafta fotoğrafların çıkıyor akıllım dedi. fotoğraflar mı, nasıl yani dedim. sanırım sen bağırırken bir noktada fotoğrafın çekiliyor ve orada istersen ücretini verip çıkarıyorsun, ayrıca resimler oradaki ekranda slayt gibi akıyor dedi. şaşırmış ve tedirgin olmuştum. belli etmeyeyim dedim. nasıl çıkmış benim resmim acaba, kesin çok gıcıktır dedim. gülümsedi. yok ya, çok tatlı, gözler falan kapalı. eğlenceli gözüküyorsun dedi. bu sözler üzerine bende ki mutluluk oranı tavana vurdu. güldüm, sen de binseydin keşke, şirin hallerini görürdük dedim. pot kırdığımı esranın ne yani, şirin değil miyim normalde demesi ile fark ettim. zor bir durumdu panpalar. hani bazen aşkolsunlu cümleler vardır, söylenir ama sen onun aşkolsunlu cümle olduğunu anlarsın, endişelenmezsin. ama esra gayet ciddi duruyordu bunu söylerken. yani ortada bir aşkolsun yoktu. tedirgin oldum ve işi binliğe vurdum. ben şirin değil miyim normalde yea, sen dedin ya orada çok şirin gözüküyorsun diye dedim. cevab veremedi panpalar. işveli bir biçimde güldü. gözlerinin içine bakarak karşılık verdim. kıymetlim ile yaşadığımız bu gerçeküstü ve yaklaşık 5 dakikanın bitiş düdüğünü aslı hoca çaldı. haydi arkadaşlar şuradaki sahnede gösteriler var, herkes geçsin otursun bakalım dedi.

    karışık bir şekilde oturduk. garip bir düzen olduğu için bizim kafilede bölünmek zorunda kaldı. benim gözüm kimde idi, tabii ki esrada ama bir süre sonra gözden kayboldu. nereye oturduğunu kestiremedim. hatta bir süre gösteriyi izlemek yerine esrayı arattım gözlerime. gösteri dediğim şey ise, hani otellerde falan animasyonlar olur ya panpalar o tarz bir şey. ne bileyim ilizyonistler, oyunlar, küçük çapta hediyeli yarışmalar vb. benim çok hazzettiğim şeyler değildi açıkçası. pek hoşlanmayarak izliyordum ki arkadan bir ses duydum,

    - anne masal anlatan ağaca gidelim nolur.

    ... flash back...

    tarih: 1 sene öncesi
    yer:okul
    kişiler: kerkenez ve emir

    5.sınıfta iken okul yine tatilyaya gezi düzenlemiştir. kerkenez gitmemiş, emir gitmiştir. ve ertesi gün okulda bundan konuşulur.

    emir: çok güzel yer yaa, tren var, arabalar var, alabora var, masal anlatan ağaç var.

    (kerkenez şaşkındır)

    kerkenez: masal anlatan ağaç mı? o ne lan?

    emir: ağaç konuşuyor, masal anlatıyor panpa.

    kerkenez: hııı(!!!)

    ... flash back...

    canım sıkıldığı ve merak ettiğim için ben de bir nevi kızın annesine gidelim ne olur diyordum iç sesimle. peki kızım dedi. bilerek yahut bilmeyerek bana da peki demiş oldu.
    ve ben bir gözüm sık sık reyizde, öbür gözümde kız ve annesinin üzerinde bir şekilde yola koyuldum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster