bütün sene boyunca hayalini kurduğunuz tatil gelmiştir, en yakın arkadaşınızla tatile çıkacaksınızdır, sabah kalkıp ailenizle güzel bi kahvaltı yaparsınız, bütün gün gecenin gelmesini beklersiniz heyecanla otobüsünüz gecedir.. olduğunuz yerde duramassınız bavulunuzu kontrol edersiniz, mutfağa gidersiniz birşeyler atıştırmak işin muz ve üzüm bulursunuz yersiniz, ve günün hatasını yapmış olursunuz.. akşam yemeğinide yedikten sonra evden kendinizi atarsınız.. arkadaşınzla buluşup beraber terminale gidersiniz, o otobüslerin olduğu yerdeki kalabalık, bavulu muavine verirkenki o kuruk ve o soğukluk bağırsağınızdaki ilk titreşimleri yaratır, otobüse binmeden tuvalete gidiyim derken,"antalya yolcusu kalmasın" cümlesi size yüzyılın moral bozukluğunu yaşatır, arkadaşınızda çekiştirmeye başlar hadi lan kaçırcaz diye, 'olum takum geldi lan benim' dersiniz , la giberim takunu molada yaparsın artık amk şimdimi söylenir yanıtını aldığınızda verebilcek bi cevabınız kalmamıştır, bi tak için tatili iptal edemessiniz,. otobüse binersiniz daha koltukların yarısı boştur,'olum ben hemen gidiyim geliyim valla dayanamam lan molaya kadar', dersiniz ama en yakın arkadaşınız cellat kesilir 'lan otur oturduğun yere kalkar birazdan saçmalama tut işte amk unutursun zaten birazdan'.. kafanızı arkaya yaslarsınız geçen her dakika içinizden 'lan şimdiye gidip gelmiştim' dersiniz, 5 dakika sonra otobus kalkar, bak amk gitseydin kalcaktık burda mal gibi demesiyle sanki dünden beri bu cevabı vermeyi bekliyomuş gibi anında suratına yapıştırırsınız 'gibtir lan şimdiye 50 kere gidip gelmiştim ben ! amk senin ya'.. şoförün ordaki saate bakar durursunuz, ama dakika sizinle daşşak geçiyomuş gibi iki üç dakika bir değişiyomuş gibi gelir
* on dakika geçer arkadaşınızla aranızda şöyle bi diyolog gelişir:
molaya ne kadar var lan?
hmm..
ne hmm dıbına koyıım ne kadar var diyom
ben ne biliyim amk muavinmiyim ben
sorsana o zaman muavine
sen sor amk banane
la ne bin herif çıktın sen ya nerde muavin nerde!?
otobüstedir iyi bak.
olum yat uyu valla çok canımı sıktın sen benim bugün ha.. dersiniz ve muavinin yanınızdan geçmesini beklersiniz, muavin kahve-çay-kek dağıtımına başlamıştır.. önünüzdekine verdiği anda 'abi..' diye girersiniz lafa ama adam keser çaymı kahve mi? 'ne çayı kahvesi dıbına koyıım ya sıçacam ben sıçacam' diyemessiniz tabiki, 'abi kahve verde ben şey sorcam mola ne zaman?' , "ne molası be dıbını yidiğim daha yeni kalktık" dercesine 'dörtbuçuk' der, ama siz üçbuçuk atarsınız.. molaya daha 4 saat vardır, önünüzdeki gib çaplı televizyonu açarsınız izlemeye başlarsınız, ve düşünürsünüz 'ben bu kahveyi niye aldım lan' diye, arkadaşınız bişey almamıştır uyucaktır bin, 'gahve içiyonnu?' gibi saçma bi teklif yaptıktan sonra cevabınızı alırsınız 'ne kahvesi amk uyucam ben'.. kahve elinizde bin gibi kalmıştır dolu dolu aşşağıdaki gibimtonik çöpede sıkıştıramassınız, tek yol içmektir
*.. bi süre sonra ışıklar söner ve artık bütün acınızla başbaşa kalmışsınızdır, önünüzdeki bin kurusu amın feryadı koltuğunu arkaya yatırır, bacaklarınız zaten uzundur sığmaz, aht diye bi ses çıkarırsınız, önünüzdeki size döner, kalıplı keltoroman bişeydir ve 'rahatsız ediyomu kaldırıyımmı' diye sorar nezaketen, 'amıma bile koyuyo kaldır şunu tahtanını giberim senin' diyemiyeceğinizden 'yok yok sorun değil' dersiniz... kafanızı arkaya dayarsınız.. zaman geçer, büyün yolcular uyuyodur onların tiplerine bakar kısa bi eğlence yaşarsınız, ağzı açık uyuyanların ağzına sıçasanız gelir, dıbına koduklarımın tiplerine gel diye düşünürken, sessiz sessiz yusufçuklar gönderirsiniz, pis kokar ama sorun yoktur uyuyodur herkes.. tak kapıya tekrardan dayanmıştır 'kaptaaaan gibini daşşağını yiyem kenara çek iki dakka' , 'durmasssan herkesi taka bularım kaptan son uyarım!', 'şoför bey nolur ya herkes uyuyo zaten lütfen lan hadi lan nolcak olum hadi be' diye meleklerin kendisine iletmesini beklediğiniz mesajlar yollarsınız umutsuzca.. saat dördü yirmi geçiyodur muavine sorarsınız hazır yanınızdan geçiyoken 'mola?' 5 dakka sonra der, yirmi dakka geçer terler boşalmaya başlar üstünüzden adeta içinize doğru sıçmaktasınızdır, ve sağa doğru direk dönüş olur, molaya gelmişsinizdir ışıklar yanar hemen kapıya yönelirsiniz inersiniz, binayı oraya siz inşaa etmiş gibi tuvaleti direk bulursunuz, girişte masada oturan adamın yaptığını azrail bile yapmaz size, tuvalet paralıdır.. cebinizde sadece elli kuruş vardır , 'ananı avradını gelmişini geçmişini soluğunu sopuğunu... ' otobüse geri dönerken adama saydırırsınız içten içe.. arkadaşınızın yanına gelirsiniz hala uyuyodur gavat, olmıycak şekilde uyandırırsınız onu:
para ver lan!
noluyo ya
para ver para sıçacam para ver
ne kadar' der uykulu uykulu
otuz milyon! ver işte amk bi lira
al cüzdandan der cüzdanı verir size cüzdanını gibem senin diyerek alırsınız ve tekrardan dönersiniz tuvalete adamın önüne bi lirayı koyarsınız tam tuvalete gircekken arkanızdan 'para üstün' der,' al onu zütüne sok ' dercesine adamın suratına bakarsınız, gözünüzü adamın gözünden ayırmadan parayı alırsınız, kabine girmeden parayı cebinize koyarken paranın elli kuruş olduğunu farkedersiniz...
ayrıca (bkz:
sıçmak sanattır serisi)
(bkz:
sinemada sıçmak sanattır)
(bkz:
denizde sıçmak sanattır)
(bkz:
başkasının evinde sıçmak sanattır)
(bkz:
avm de sıçmak sanattır)
(bkz:
dışarda sabahlarken sıçmak sanattır)
(bkz:
kızın evinde sıçmak sanattır)
(bkz:
okulda sıçmak sanattır)
(bkz:
maçta sıçmak sanattır)
(bkz:
incici binin günleri)---> şuan bunu yazıyorum binler, yenisi yokmu diye soranlar oluyo burdayım ben şuan sizide bekleriz