1. 276.
    +1
    ... iş bu bölüm fuckar fuckmaz fuckan cakmak panpama ithaf olunur...

    evet panpalar. arabalara binmeye başladık. daha doğrusu ben hariç diğerleri binmeye başladı. ben az geriden milleti takip ediyorum ki esranın bineceği otobüsü göreyim ve ona bineyim. esra ise funda ile yanyana idi ve sağına soluna bakınıyordu. kime bakıyor olduğunu merak etmeme rağmen bu merakımı giderecek bir eylem olmadı. nihayet daha arkada duran arabaya binmek üzere hareketlendiler. ben de vakit kaybetmeden peşlerinden gittim. arabaya girdiğimde koridor tarafına oturmuş esrayı anında fark ettim ve onun olduğu yere doğru hareketlendim. maksadım ona en yakın yere oturabilmekti. az daha ilerlediğimde esra ile fundanın oturduğu koltuğun yan tarafındaki koltuğun boş olduğunu fark ettim. oraya geçtim. o sırada esra ile gözgöze geldim. kafam ile selamladım onu. her zamanki huzur verici gülümsemesi devam ediyordu. yerime oturdum. dünyanın en güzel manzarasına sahip yerime, esraya 50 cm üzaklıktaki yerime. sesini net bir şekilde duyduğum, neredeyse kokusunu hissedebileceğim yerime. bazen küçük şeyler insanı mutlu eder derler hani işte bu mutluluk sanıyorum onlardan biri idi. mutluluk esra ismi ve 50 cm uzaklıktaki cismi idi.

    o sırada panpam beni buldu. ya panpa ben de seni arıyorum burada mısın dedi. he buradayım geç şöyle deyip oturduğum koltuğun yanını, cam kenarını gösterdim. panpa sen geç istersen cam kenarına dedi. yok ya geç panpa dedim. la yolu izlersin dedi, güzel şeyler vardır dedi. hay amk, sen benim gördüğüm manzarayı görsen değil cam kenarı, dünyayı boşverirsin, şimdi daha fazla uzatma geç amuğa koduğumun tarafına demek istesemde ayıp olabileceğini düşündüm demedim. onun yerine, bak güzel kardeşim, haydi geç, dönüşte de ben o tarafa otururum dedim. mantıklı buldu geçti yerine oturdu. bir engel daha kalkmıştı aramızdan. düşünsenize panpalar, yaklaşık 1 saatlik bir yol var ve yanıbaşınızda yar dediğiniz kişi. heyecanlanıyordum, elim ayağım titriyordu, zihnimde senaryolar oluşturuyordum şöyle lafa girsem, böyle konuşmayı başlatsam falan diye. düşüncelere dalmış bir vaziyette iken aynur reyizin sesini duydum. kerkenez gelsene bir dakika dedi. otobüsün en önünden sesleniyordu, gittim. sizin sınıftan kaç kişi bu arabada bir sayıver dedi. peki hocam dedim. baştan itibaren saymaya başladım. işte bu sayım esnasında onur ve keremin de bizim arabada olduğunu gördüm. üstüne üstlük tam benim oturduğum koltuğun önünde. binerken fark etmemiştim binleri, ya esraya odaklandığımdan, ya da bu binlerin benden sonra binmiş olabileceğindendir diye düşündüm. takılmadım. sayıyı reyize bildirdim geçtim oturdum yerime. önümdeki binlerin varlığı keyfimi kaçırmıştı. kıymetlime ayrılmış zihnim bu binlerle meşgul idi. sakin olmaya çalıştım. araba hareket etmeye başladı panpalar. yaşamışsınızdır o ortamları, gırgırlı, şamatalı bir ortam olur genelde. bir taraftan şarkı türkü söyleniyor, bir taraftan sohbet muhabbet gırla gidiyor. ellerinde fotoğraf makinesi olan bazı zengin binler fotoğraf falan çekiniyor. bir çok kişi de cep telefonlarını kurcalıyor.

    kıymetlimin de elinde cep telefonu vardı. yolculuk başından beri onu kurcalıyordu. zaten onur ve kerem bininden sonra tedirgin olan ben hiçbir şeye odaklanamıyorken, esranın bu telefon aşkı beni onunla konuşabilmekten alıkoyuyordu.

    sıkılıyordum, yolculuğun bitmesini gözlüyordum.
    o sırada ön kolktuktan arkasına dönen onur bininin cümlesi ve ona cevaben esranın cümlesi ile ayıldım.

    - esra senin numaran bende yok, numaranı versene.

    - vereyim onur, yaz bakalım,
    0544 xxx xx xx.

    ... iş bu bölüm fuckar fuckmaz fuckan cakmak panpama ithaf olunur...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster