1. 401.
    0
    I
    ILDIR : 1.Parıltı. 2.Alaca karanlık.
    ILDIZ : Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi
    ILGAR : Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke
    ILGAZ : 1.Dizginleri koyuverilmiş atın dört nala koşması.2.Atla ansızın yapılan doludizgin saldırı.
    IRA : Öz yapı, karakter, kişilik.
    IŞIKHAN : Işıklı han
    IŞINER : Işık saçan yiğit.


    i
    iBRAHiM : inananların babası - Peygamber
    iDRiS : Hoş kokulu bir kiraz türü - Bilimde ileri düzeyde olan - Peygamber
    iHSAN : iyilik - Bağış, bağışlama
    iLAYDIN : Aydınlık, mutlu, demokratik ülke.
    iLBAY : Bir yerin saygın kişisi sözü geçen.
    iLBEY : Vali
    iLCAN : Yurttaş, vatandaş.
    iLGiN : Gurbette yaşayan, garip.
    iLGÜ : Engel.
    iLHAMi : içe doğanlarla, esinle ilgili
    iLHAN : Hükümdar, imparator, Yönetici
    iLKAN : Bir Türk hükümdarı.
    iLKAY : Yeni ay, ayın ilk hali
    iLKCAN : ilk doğan erkek çocuklara verilen ad
    iLKE : Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı
    iLKER : ilk doğan erkek çocuk
    iLKUT : Kutlu, mutlu ülke.
    iLTEKiN : Tek eşsiz ülke
    iLTER : Yurdunu seven, koruyan
    iNAL : Kendisine inanılan
    iNAN : Dizgin - Yönetme - iman
    iNANÇ : Bir düşünceye bağlılık - iman - Doğru, emin
    iRFAN : Bilme, anlama - Sezme, kavrama gücü
    iSHAK : Bilgin olarak tanınan bir peygamer
    iSLAM : islam diniden olan, müslüman
    iSKENDER : Bir Makedon kumandanı
    iSMAiL : ibrahim peygamberin oğlu
    iSMET : Masumluk, temizlik - Haramdan çekinme
    iŞÇAN : Çalışkan
    iZZET : Değer, kıymet - Kuvvet, kudret - Hürmet, saygı

    K
    KAAN : 1.Hükümdar.2.Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
    KADEM : Uğur - Ayak adımı - Yarım arşın
    KADiR : Kuvvetli, güç sahibi - Değer, onur, şeref
    KADRi : Değer, kıymetle ilgili
    KAĞAN : Kaan, hükümdar
    KAHRAMAN : Yiğit, cesur - Bir olayın baş kişisi
    KAMER : Ay - Sadık hizmetli
    KAMURAN : Arzusuna erişmiş
    KANDEMiR : Güçlü soydan gelen
    KANER : Yiğit soydan gelen.
    KARABEY : Esmer, rengi karaya çalan Bey
    KARACAN : Esmer - Küçük ağaçcık
    KARAHAN : 1.Tarihte bazı hanlara verilen ad.2. Anadolu'da bir devlet.
    KARATAY : Anadolu Selçuklu devlet adamı.
    KARAN : Kahraman, yürekli - Karanlık
    KARANALP : Esmer, karayağız, yiğit
    KARTAL : Çok güçlü, iri yırtıcı kuş
    KARTAY : Yaşlı, pir
    KAYA : Büyük, sert taş kütlesi
    KAYAHAN : Güçlü, sert hükümdar
    KAYHAN : Güçlü hükümdar
    KEMAL : Olgunluk - En yüksek değer - Erdem
    KENAN : Hz.Yakup'un ülkesi. Cennet, Filistin
    KEREM : Soyluluk - Cömertlik, bağış
    KEREMŞAH : Asil, soylu şah, hükümdar
    KERiM : Cömert - Ulu, büyük
    KILIÇ : Sivri uçlu, keskin, çelikten silah
    KILIÇALP : Kılıç gibi keskin, yiğit
    KILIÇHAN : Kılıç gibi keskin, güçlü yiğit
    KIRCA : Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur
    KIRDAR : Ölçülü davranış
    KIRHAN : Kırçıl han
    KIVANÇ : Övünç, iftihar
    KORAL : Sınır muhafızı
    KORALP : Yiğit sınır muhafızı
    KOLÇAK : Yiğit, mert, koçak
    KORAY : Kor renkli ay.
    KORCAN : Ateşli, canlı
    KORÇAK : Heykel
    KOREL : Kor gibi etkili, yakıcı kişi
    KORHAN : Kor gibi kızgın hükümdar.
    KORKUT : Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık
    KORTAN : Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan
    KÖKER : Köklü soydan gelen
    KÖKSAL : Kökünü derinlemesine sal, soyun genişlesin
    KUBAT : Kaba, şişman
    KUBiLAY : Ünlü Moğol hükümdarı
    KUDRET : Güç, kuvvet - Allah'ın gücü - Zenginlik - Yetenek
    KUNTAY : Ay gibi sağlam, güçlü
    KUNTER : Sağlam, kuvvetli
    KUTAY : Uğurlu ay.
    KURTBEY : Kurt gibi atılgan, güçlü
    KUTAN : Dua, yalvarma - Saka kuşu
    KUTAY : Uğurlu ay
    KUTBAY : Uğurlu kişi
    KUTER : Kutlu uğurlu kişi.
    KUTHAN : Kutlu hükümdar
    KUTLAY : Kutlu, uğurlu ay
    KUTLU : Uğurlu, kutsal
    KÜRŞAT : Göktürk prensi

    L
    LAÇiN : Bir cins şahin - Sarp, yalçın
    LAMi : Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    LATiF : Allah'ın kulu
    LEMA : Herşeye gücü yeten
    LEMi : Becerikli, atılgan
    LEVENT : Dünya, varlık
    LOKMAN : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    LÜTFi : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan


    M
    MACiT : Şan, şeref sahibi - iyi ahlaklı
    MAHiR : Becerikli, hünerli
    MAHMUT : Övülmeye değer, hamdolunmuş
    MANÇO : Manda yavrusu
    MANSUR : Yardım edilmiş - Allah'ın yardımıyla galip gelmiş
    MAZHAR : Bir şeyin göründüğü, çıktığı yer - Onurlanma
    MECiT : Çok ulu, yüce
    MECNUN : Cin çarpmış - Delice seven
    MEHMET : muhafazid isminin Türkçe'de söylenişi
    MELiH : Güzel, şirin, sevimli.
    MEMDUH : Övülmüş
    MENDERES : Bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım
    MENGÜ : Ölümsüz, ebedi
    MENSUR : Saçılmış, dağılmış - Ölçüsüz, uyaksız söz
    MERiÇ : Balkan yarımadasında bir akarsu
    MERiH : Bir gezegen
    MERT : 1.Yiğit. 2.Sözünün eri, güvenilir kimse.
    MESUT : Mutlu, bahtiyar
    METE : Büyük Hun imparatoru.
    METiN : Metanetli, sağlam - Özü, sözü doğru
    MiTHAT : Övme
    MiRKELAM : Güzel, nazik konuşan
    MiRZA : Hükümdar soyundan gelen
    muhafazid : Yüce Peygamberimizin ismi - Tekrar tekrar övülmüş - Güzel huylu
    MURAT : 1.istek. 2.Amaç.
    MURATHAN : Arzulu hükümdar
    MÜJDAT : Müjdeler, sevinçli haberler
    MÜŞFiK : Şefkatli, merhametli

    N
    NADi : Haykıran, seslenen - Toplantı
    NADiR : Az bulunur
    NAFi : Yararlı - Şifa, hayırlı
    NAFiZ : Becerikli, atılganDelen, içeri işleyen - Etkili, sözü geçen
    NAHiT : Venüs gezegeni, zühre - Ergen
    NAiL : Muradına ermiş
    NASUH : Öğüt veren - Temiz
    NASUHi : Bozulmaz biçimde tövbe eden
    NAŞiT : Şiir yazan, okuyan
    NAZIM : Düzenleyen - Manzume yazan
    NAZiF : Temiz - Zarif
    NECAT : Kurtulma
    NECDET : Kahramanlık, yiğitlik
    NEDiM : Tatlı , güzel konuşan
    NEDRET : Az bulunan, seyrek
    NEHAR : Gündüz
    NEJAT : Soy, nesil - Doğa, yaradılış
    NESiM : Yumuşak rüzgar - iyi, yumuşak huylu
    NEŞAT : Sevinç, neşe
    NEŞET : Meydana gelme, yetişme
    NEYZEN : Ney çalan
    NiDA : Bağırma, sesle çağırma, haykırma.
    NiHAT : Huy, yaradılış
    NOYAN : Baş komutan, bey.
    NUH : Üçüncü peygamber
    NURKAN : Aydınlık, temiz soydan gelen
    NÜZHET : Neşe - Ferahlık, sevinç



    O
    OGÜN : Belirli bir günde doğan
    OĞAN : Güçlü, kuvvetli
    OĞUL : Erkek evlat - Kovandan çıkan arı topluluğu
    OĞULCAN : Can dost.
    OĞUR : Uğur - Samimi, içten
    OĞUZ : Saf, iyi yaradılışlı - Sağlam, güçlü
    OĞUZHAN : Yiğit han - Oğuzların efsane kahramanı
    OKAN : Anlama, öğrenme - Oğuz
    OKAY : Beğeni, ok gibi delici, ay gibi aydınlık.
    OKBAY : Ok gibi delici, saygın ve zengin kimse.
    OKCAN : Hareketli, canı tez
    OKER : Hızlı, hareketli
    OKTAR : Ok atan, okçu
    OKTAY : Öfkeli, sinirli
    OLCAY : Şanslı, talihli
    OLGUN : Bilgili, görgülü, iyi yetişmiş
    OMAÇ : Hedef, amaç
    OMAY : Seçkin, seçilmiş
    ONAT : iyi, güzel - Doğru ve dürüst nitelikli
    ONAY : Uygun bulma
    ONGAR : Kurtuluş
    ONGUN : Tam - Verimli, bayındır - Kutlu, uğurlu - Gelişmiş, gürbüz
    ONUR : Kişinin kendin saygısı, özsaygı
    ONURAL : Şan, şeref kazan
    ONURALP : Onuruyla tanınmış yiğit
    ONURHAN : Onurlu hükümdar
    ORÇUN : Ardıl, halef, oğul.
    ORHAN : Şehrin hakimi
    ORHUN : Orta Asya Türklerinde eski yazı türü.
    ORKAN : Hükümdar soyundan gelen.
    ORKUN : Çoban beyi.
    ORKUT : Kutsal şehir.
    ORTAÇ : Tepe - Mirasçı - Veliaht
    ORTUN : Ortanca kardeş
    OSMAN : Bir tür kuş - Osmanlı'nın kurucusu
    ORTUNÇ : Ateş renginde tunç
    OYTUN : Beğenilen güzel yer, kutsal.
    OZAN : 1.Halk şairi. 2.Şiir yazan kimse şair.
    OZGAN : Öne geçen, kazanan
    OZAN : 1.Halk şairi. 2.Şiir yazan kimse şair.

    Ö
    ÖCAL : Öcünü, intikdıbını al
    ÖDÜL : Bir başarı ya da iyilik karşılığında verilen armağan
    ÖĞDAY : Çok akıllı
    ÖĞÜN : Yücel, gurur duy - Zaman, vakit - Kez, defa Önde, ileride
    ÖĞÜNÇ : Övünülecek şey
    ÖĞÜT : Nasihat
    ÖKER : Akıllı
    ÖKMEN : Akıllı, zeki
    ÖKTEM : Güçlü, onurlu
    ÖKTEN : Akıllı, bilgili
    ÖMER : Yaşayış, hayat - ikinci Halife
    ÖMÜR : Yaşayış, hayat
    ÖNAL : Her işte lider olan.
    ÖNAY : Ayın ilk günlerindeki durumu, hilal
    ÖNDER : Bir topluluğa başkanlık eden - Önde giden, yol gösteren
    ÖNEL : Bir şeyin tamamlanması için verilen süre, vade
    ÖNER : Başta gelen - Yön - Sıra
    ÖRSAN : Örs gibi sağlam adı olan
    ÖRSEL : Örs gibi sağlam el
    ÖVÜL : Kendini beğendir, övgü kazan
    ÖYMEN : Evcimen, evine bağlı
    ÖZAL : Özü kırmızı
    ÖZALP : Özünde yiğit olan
    ÖZAY : Özü ay gibi parıltılı olan.
    ÖZCAN : Candan, samimi
    ÖZDEMiR : Özü demir gibi sağlam olan
    ÖZDEN : Soyca temiz - Özvarlıkla ilgili - Suların geçtiği yer
    ÖZEN : Bir işin iyi olması için gösterilen çaba - En içeride olan - Dere, ırmak
    ÖZER: Yiğit, doğru kişi
    ÖZGÜN : Benzerlerinden ayrı - Kendine özgü.
    ÖZGÜR : Hür - Bağımsız
    ÖZHAN : Hükümdar soyundan gelen
    ÖZKAN : Özü, kanı temiz
    ÖZMEN : Özü iyi, sağlam olan
    ÖZTAN : Tan yeri gibi aydınlık.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster