+2
#13
yılbaşına iki gün kalana kadar hala ne yapacağımı bilemez halde dolanmaktaydım bu arada denizde sıkıştırmaya başlamıştı aşkım ne yağacağız yılbaşında diye bende ona süpriz deyip duruyordum ama yapacak hiç bir şey yoktu şimdilik elimizde. şanslı binim ki dört ayak üstüne düştüm amk, o günkü gazeteyi okurken abantta bi pansiyonun rekldıbını gördüm. düşündüm, göl kar romantizm falan iyi olur diye aradım hemen 2 tane oda ayırttım yılbaşı için. plan tamamdı şimdi hediye bulmak lazımdı ama ne alacağımı bilemez halde mal gibi ortada kalmıştım resmen. onun içinde çözüm en yakın kız arkadaşımdan geldi. beraber arada can sıkıntısını gidermek için müzik yaptığımız bir grubumuz vardı, bende bateri çalıp back vocalliğini yapıyordum. önerisi onun için bir şarkı besteleyip kayda almamdı. tamam güzel fikirdi ama iki günde nasıl olacaktı da bir şarkı besteleyecektim ve bunu nasıl stüdyo kaydı alacak kadar profesyonelleşecektik. sonunda bu fikri ileri bir kutlama hediyesi olmak üzere kafamın bir kenarına yazdım ve hediye aramaya devam ettim. cevap gözümün önünde duruyormuşta farkında değilmişim amk. deniz kimya okuduğu halde güzel sanatlara çok ilgiliydi bu yüzden karakalem çalışmayı, çizmeyi çok severdi. okuldan çıkıp koştur koştur bi kırtasiyeye gittim böyle büyük bi yerdi yağlı boya malzemeleri falan satıyodu dedim ki adama böyle böyle bana bişiler versene. büyük bi defter bi kaç farklı kalem ıvır zıvır derken bi yığın şey çıkardı, hepsini aldım. sonra büyükçe bir kutu bulup hepsini içine koydum, bir şekerciye gidip yığınla şeker alıp içine doldurdum, bir kaç gül alıp yapraklarını içine koydum ve ona duygularımı anlatan bir not yazıp kutuyu kapattım. en sonunda paketledikten sonra bir de özgürlüğe giden yol yazan bir not yapıştırdım üstüne ve yılbaşından önceki geceyi bekledim.
30 aralık gecesi denize ufak bir bavula bir kaç parça giysi koymasını ve okuldan sonra beni beklemesini söyleyen bir mesaj atıp uyudum, ertesi gün sorduğu bütün soruları geçiştirdim süprizi bozmamak adına. hiç unutmuyorum o sene yılbaşı çarşambaya geliyordu perşembe zaten tatildi cuma denizin okulu yoktu benimkini gibtir etmiştim zaten cumartesi pazar zaten tatildi o yüzden 4 gece 5 günlük bir tatil bizi bekliyordu. okuldan çıkınca bir benzinliğe gidip depoyu doldurdum sonra da denizi almaya gittim. arabaya biner binmez öptü beni, ilk öpücüğün üstünden onlarcası geçmiş olmasına rağmen hala ayaklarımı yerden kesiyordu beni öpmesi, bana gülümsemesi. sonra sersem halimden istifade etmek istercesine nereye gidiyoruz aşkım dedi cevap vermedim, biraz daha zorladı sonra sormayı bıraktı. ankara dışına çıktığımızı görünce daha da merak etti ama bir şey demedi, tavırlarıyla belli ettiyse de ben yine cevap vermedim. bolu abant'a girince yaptığım planı ona da söyledim ama istediği zaman geri dönebileceğimizi de ekledim. araban inmemi bekleyemeden bana sarıldı sıkıca sonra da kocaman gülümsedi aşkım benim dedi bende ona gülümsedim aşk dolu gözlerle. arabadan indik, valizleri aldık pansiyona doğru yürüdük içeri girince şöminenin başında bir sürü genç çift olduğunu görünce doğru yolda olduğumu anladım süpriz konusunda. anahtarlarımızı aldık, deniz iki oda ayırtmış olmamdaki incelikten dolayı teşekkür etti, yukarıya çıktık. onu odasına yerleştirdikten sonra 2 saat sonra yemek için buluşmaya karar verdik. 2 saat onun için yetersiz benim içinse geçmek bilmeyecek bir zaman dilimiydi. odama girdim, sıcak bir duş alıp bir sigara yaktım. hediyesini nasıl vereceğimi düşünürken uyuyakalmışım, denizin kapımı çalmasına uyandım. uyuya mı kalmış benim aşkım diyerek sarıldı bana sonra benden uzaklaşınca gözlerimin ahir ömründe böyle bir güzellik görmediğine karar verdim ve beğenimi dile getirecek uygun kelimeyi buluncaya kadar kekeledim bu da haliyle onun çok hoşuna gitti ama ben hala kot kazak duruyordum. hemen 5 dakika izin isteyerek pantolon gömlek giydim, kravatımı bağlayamayınca* deniz yardım etti ve hazırdım. aynada birbirimize baktık, birbirine çok yakışan bir çift olarak ilk yılbaşı kutlamamıza hazırdık.
bizim için ayrılan masaya oturduk yiyecek içecek bir şeyler sipariş verdikten sonra havadan sudan muhabbet etmeye başladık. daha sonra cure'dan lovesong çalmaya başlayınca ben denizi dansa kaldırdım bu arada saat 00.00'a yaklaşmaktaydı. en sevdiğim cure şarkılarından biri olduğu için sözleri ezberimdeydi dans ederken hepsini denizin kulağına fısıldadım, ingilizcesi çok iyi olduğu için anladı ve teşekkür ederim dercesine beni öptü. ben o öpücüğün cezbedici etkisinden kurtulmaya çalışırken etrafımızdakiler 10 9 8 diye geri saymaya başladı bense geri sayımın her bir rakamı için denizi bir kere öptüm ve 1 de kocaman sarıldım. yeni yıla girdiğimiz ilk saniyede bütün bir yılım senin kollarında geçer umarım aşkım, seni seviyorum dedim. neredeyse 1 aya yakın süredir çıkıyorduk ve ilişkimiz boyunca ilk defa seni seviyorum diyen taraf ben olmuştum ve çok beklenmedik bir anda ben daha farkına varamadan dudaklarımdan dökülmüştü. deniz önce yüzüme baktı en güzel gülümsemesiyle sonra bana sarıldı ve bende seni seviyorum utku dedi, dünyalar benimdi. alabileceğim en güzel yeni yıl hediyesini deniz bana vermişti. bana beni sevdiğini söylemişti ve yanımdaydı, kollarımdaydı. kokusu burnumda gözleri gözlerimdeydi. denizim dedim ve ona sıkıca sarıldım. daha sonra deniz yorulunca oturduk, yemeklerimizi içkilerimizi bitirip odaya çıkmaya karar verdik. kapısının önünde ona beklemesini söyleyip bi koşu odamdan hediyesini alıp getirdim ve verdim ama odaya girince açmasını isteyip iyi geceler öpücüğümü alıp odama gittim.
Tümünü Göster