buraya gelin lan. sokratesler de gelebilir. biraz zaman mekan gibiştirelim. liseliler gelmesin.
modlar konuyu silmeyin. dinle alakası yok. allah deseydim dini olurdu ama tanrı diyorum felsefik oluyor. annıyorhmusunhuz annıhıza koygım.
yazı tamamen bana aittir entel falan değilim. sadece depresyon dönemlerinde düşüne düşüne vardığım şeyleri yazdım.
başlıyorum:
tanrı ruh ve evren...
Benim geldiğim nokta da ne insanın ne de tanrının nasıl var olduğu bilinemez. Ancak tanrının olduğu var sayılırsa, bu var oluşun tüm kuralları, insanların ve dolayısıyla evrenin var oluşunu da destekler.
Teorime göre evren kendi kuralları dahilinde sonsuzdur. Bir süre şişer ve sonra yeniden küçülmeye başlar ve hacmin sıfır, yoğunluğun sonsuz olduğu, maddenin tamamen enerjiye dönüştüğü hale gelir. Bu durumda zaman yoktur mekan yoktur. Evren, hem sonsuza kadar durur hem de patlar ve yeniden büyüme yoluna girer(ilk paralel evren). Yoğunluğunu azaltıp enerjiyi maddeye çevirmeye başlar. Bu döngü sonsuza kadar gerçekleşeceği için sonsuz olasılık vardır ve sonsuz olasılık içerisinde bizim evrenimizin bugün ki halini alması kaçınılmazdır (çünkü sonsuzluk içerisinde ki tüm olasılıklar, olasılık olmaktan çıkıp sonsuz kere gerçekleşirler). Herşeyin x farklı şekilde olabilme ihtimali, x farklı evrende olur. Bizim şimdiki hayatımız bizim tarafımızdan sonsuz kez yaşanıyor-yaşanacaktır-yaşanmıştır. Örneğin benim elmayı yeme ve yememe ihtimalim var ve iki ihtimalimiz oluyor. Bir evrende elmayı yiyip diğer evrende elmayı yemiyorum. Elmayı yiyen ben farklı evrende, elmayı yemeyen ben farklı evrende oluyorum. 0 noktasının patlayıp patlamama olasılığında ilk paralel evren oluşur. 0 noktasında zaman olmadığı için aslında ilk paralel evren diye birşey yoktur herşey hem olmuştur hem olmamıştır hem olacaktır. Biz zaman boyutundan ötesini bilmediğimiz için bu olaya daha fazla yaklaşamıyoruz. Yani paralel evren dediğimiz şey şu an içinde olduğumuz evrenin kendisidir ama 0 noktasında zamanın olmamasından dolayı oluşum sıralaması yoktur herşey aynı anda olur( Zaman olmadığı için -olacak- ve -olmuş- ta yazılabilir).
Olayın tanrı boyutunda ise idealizm ve materyalizm devreye giriyor. idealizm maddeyi ruha yani metafiziğe bağlar. Buna göre önce idea sonra madde gelir.
Fakat materyalizmde ise önce madde gelir ve idea bu maddeye bağımlıdır. Metafiziği kesinlikle reddeder ve tanrıyı yoksayar.
idealizm'de tüm argümanlar tanrıya çıkar.
Ancak ruhun varoluşsal sebebini tanrıya bağlarsak, tanrının varoluşsal sebebini de başka nedenlere bağlamamız gerekir. Bu böyle sonsuza kadar uzayıp giden kısır bir döngü halini alır. O yüzden ne materyalizm ne de idealizm kesin doğrudur diyemeyiz.
Ruh; enerji veya beynin muhteşem karmaşıklığının yarattığı kimyasal reaksiyon diyelim farketmez, doğumumuzdan önce neredeyse öldüğümüzde de orda olacaktır. Enerjimizi madde verdi ve enerjimizi maddeye teslim edeceğiz.*
Her insan gördüklerini kendine göre yorumlar. Her beyin farklı bir pencere ve farklı bir dünyadır. Herkes kendi dünyasının tanrısıdır. Kişi olmazsa ona göre dünya da olmaz evren de olmaz. Kişi olmazsa hiçbişeyin anlamı kalmaz. Örneğin ben olmazsam evren, insanlar, zaman, mekan, boyut, yani hiçbirşey olmaz.
Sonuç olarak tanrının nasıl var olduğu sorusuna verilebilecek her cevabı, evren için de, insan için de verebiliriz. Bu durumda herşey özgür iradeye kalmış. isteyen tanrıya, isteyen doğaya, isteyen kendine inanır...
Not: Yazıyı tamamen kendim yazdım. bilgili değilim sadece saf düşünceden yola çıktım. Saçmalık diyip geçebilirsiniz ama en azından yanlış bulduğunuz yerleri söyleyin mantık tazeleyelim. Her beyin farklı bir dünya çünkü. Benim anlayamadığımı siz anlamış olabilirsiniz veya yanlış gördüğümün doğrusunu siz görmüş olabilirsiniz. bazı forumlarda paylaşmıştım alıntı demeyin zaten basit bişey olduğunu okuyunca anlarsınız.
özet: yok dıbına koyim okuyun. seviyeyi yüksek bulan liseliler buraya baksın>>>> (bkz:
eve atılan kızı gibme rehberi)
edit: özet değiştirildi