0
* Tarihin ilkeleri *
Tarihin iki bileşenden oluşan bir toplam olduğunu düşünün: Sezilebilir
bir yolda ilerlemeyen, önceden sezilemeyen olaylardan oluşan düzensiz bir
bileşen ve uzun vadeli tarihi bir akıştan oluşan düzenli bir bileşen. Biz
burada uzun erimli akımlarla ilgileneceğiz.
Birinci ilke: Eğer uzun vadeli bir tarihi akışta KÜÇÜK bir değişiklik
yapılırsa, o değişikliğin etkisi neredeyse her zaman geçici olacaktır. (Örnek:
Bir toplumdaki politik çöküntünün temizlenmesi için düzenlenen bir reform
hareketi genelde kısa vadelidir; er geç reformcular rahatlar ve çöküntü yine
topluma sızar. Söz konusu toplumdaki politik çöküntü genelde sabit kalır veya
toplumun evrilişine bağlı olarak yavaşça değişir. Normalde, politik bir
temizleme ancak yaygın sosyal değişimlere eşlik ettiğinde kalıcı olacaktır;
toplumda KÜÇÜK bir değişim yeterli olmayacaktır.) Eğer, uzun vadeli bir tarihi
akışta küçük bir değişiklik kalıcı gibi görünüyorsa, bunun nedeni
değişikliğin, akışın zaten içinde bulunduğu yönde etki etmesidir, yani akış
değişmemiş, yalnızca bir adım ilerlemiştir.
ikinci ilke: Eğer uzun vadeli bir tarihi akışı etkileyecek denli büyük
bir değişiklik yapılırsa, bu tüm toplumu değiştirir. Başka bir deyişle, bir
toplum tüm parçaların biribiriyle bağlantılı olduğu bir sistemdir ve bunun
önemli hiçbir parçasını diğer parçalarını da değiştirmeden değiştiremezsiniz.
Üçüncü ilke: Uzun vadeli tarihi bir akışı kalıcı olarak
değiştirebilecek derecede büyük bir değişiklik yapılırsa, bunun, toplum
açısından bir bütün olarak ileride getireceği sonuçlar önceden bilinemez.
Dördüncü ilke: Yeni bir toplum kağıt üstünde tasarlanamaz. Yani,
ilerideki bir toplumu önceden planlayıp, o toplumun tasarladığınız gibi
işlemesini bekleyemezsiniz.
Üçüncü ve dördüncü ilkeler insan toplumularının karmaşıklığından
kaynaklanır. insan davranışındaki bir değişiklik toplumun ekonomisini ve
fiziksel çevresini etkiler; ekonomi çevreyi etkiler veya bunun tersi olur
ekonomi ve çevredeki değişiklikler de insan davranışını karmaşık ve tahmin
edilemez şekillerde etkiler vb. Etki-tepki ağı açıklanmak ve anlaşılmak için
çok fazla karmaşıktır.
Beşinci ilke: insanlar toplumlarının şeklini bilinçli ve akılcı olarak
seçmezler. Toplumlar, akılcı insan kontrolü altında olmayan sosyel evrim
süreçleri yoluyla gelişir.
Beşinci ilke, diğer dördünün bir sonucudur. Açıklmak gerekirse:
Birinci örneğe göre, genel olarak konuşursak, bir sosyal reform girişimi ya
toplumun zaten geliştiği yolda etki eder (böylece de, sadece her koşulda
olacak bir değişikliği hızlandırır) ya da yalnızca geçici bir etki gösterir,
böylece de toplum kısa sürede eski haline döner. Toplumun herhangi önemli bir
niteliğinin gelişiminde kalıcı bir değişim gerçekleştirmek için reform
yetersizdir, dervrim gereklidir. (Bir devrim ille de silahlı bir başkaldırıyı
veya bir devletin yıkılmasını içermez.) ikinci kurala göre, bir devrim
asla toplumun yalnızca bir yönünü değiştirmez, tüm toplumu değiştirir; üçüncü
ilkeye göreyse, devrimcilerin asla beklemediği veya istemediği değişiklikler
ortaya çıkar. Dördüncü ilkeye göre, devrimciler veya ütopyacılar yeni bir
toplum türü oluştururlarsa, bu asla planlanan şekilde işlemez.
Tümünü Göster