1. 1.
    0
    “hani ağbimin cenazesinde beni de alın komutanım, ben de savaşacağım, diyordun. hani beni kucağında sallayıp bir oğlum daha var, bu vatan için onu da veririm, diyordun. şimdi savaş zamanı baba! hadi! niye öyle ürkek bakıyorsun? yoksa sen de her şehit cenazesinden sonra iki gün gaza gelen sahte milliyetçilerden misin?”

    cevap veremedi. babamla ipleri attım. anneme gittim. babamın silahını istedim, vermedi. ocağa gittim, il başkanıyla görüşmek istediğimi söyledim. başkan ayakta karşıladı, çok sever beni, her sene yeniledi ilk hediye ettiği komando üniformasını zaten. hemen bir oralet söyledi. durumu anlattım.

    “tamam nurettin,” dedi. “sen üzülme. bizim çocuklara söylerim, bir bakıştırırlar. dediğin gibiyse onu buralarda barındırmayız.”

    başkan sağ olsun hemen dövdürdü teröristi. apartmana girerken pencereden gördüm, zor yürüyordu, ağzını burnunu eline vermişler. bir hafta evden çıkamadı. ama yetmez. sadece dövmekle olmaz ki. iki hafta bekledim, başka icraat yok, terörist iyileşti, sokaklarda elini kolunu sallayarak gezmeye başladı. tekrar ocağa gittim, “bana verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyorum sayın başkanım,” dedim. “eli kanlı terörist, bebek katili şerefsiz, oturuyor hala üst katımızda.”
    ···
   tümünü göster