1. 326.
    0
    ...

    romanlarda tasvir edilen ya da filmlerde gösterilen kadar kötü bi yer değildi nezaret,
    belki de bizim karakola has bişeydi, bilmiyorum,
    övgü için söylemiyorum, demin ifademi imzaladığım odadan buraya kadar gelirken kafamda tasarladığım nezaret portresiyle alakasız bir yerdeydim,
    duvarları boyalı,
    yatağın üzerindeki çarşaf yeni falan,
    memur üzerime kapıyı örterken duvarın dibindeki yatağın üzerine gidip oturdum,
    -aç mısın? dedi kapıyı üzerime kilitlerken,
    -yok abi, ama zahmet olmayacaksa su isteyebilir miyim?
    tamam anlamında başını salladı,
    gitti,
    nezaretin tavanında, 5 yaşına kadar yaşadığımız evdekine benzer bir karpuz vardı ama içindeki ampul yanmıyordu,
    koridordan gelen ışık aydınlatmaya çalışıyordu sadece çevremi,
    fazlasıyla melankolik bir atmosfer!
    bi kaç dakika içinde beni içeri tıkan adam geri geldi,
    elinde içi dolu plastik bir sürahi ve bir su bardağıyla,
    demir parmaklığın ayak hizasında ustaca(!) düşünülüp yapılmış aralıktan uzattı,
    daha pratik bir yoldu, kapıyı aç kapat uzun olacaktı memur için ama,
    bana, guantanamo'daymışım hissi vermişti bu sahne, birazdan gardiyanlar gelip ağzımı yüzümü dağıtacaklardı!!
    ···
   tümünü göster