1. 51.
    0
    i̇şte emre komgar'ın tekrar tekrar okunacak yazısı:

    küreselleşme mikro milliyetçiliği ve mikro dinciliği destekledi…

    üstelik de ulusal devlet yapılarına karşı, bu tür devlet yapılarını güçsüzleştirme pahasına destekledi.

    huntington’un temellerini attığı “uygarlıklar savaşı” önce din ve mezhep üzerinden, sonra da ırk ve milliyet üzerinden ulusal devlet yapılarını zora soktu…

    ama markalar üzerinden, kapitalist piyasa ekonomisinde tüm insanlığı bütünleştirmeye yöneldi.

    böylece, uluslararası sermayenin ve dolayısıyla abd’nin dünyayı yönetmesinin kolaylaşacağı umut ediliyordu.

    huntington hızını alamadı ve dünyayı çözümlemesine ve biçimlendirmesine koşut olarak abd’yi uyarmak için de “biz kimiz” diye bir kitap daha yayımladı.

    böylece “küresel dönem” ve “yeni dünya düzeni” çerçevesinde abd’nin ne yapması gerektiğine ilişkin ipuçlarını da ortaya koydu.

    bu kuram, “küresel dönem”in birinci aşamasının son bulduğu 2001 yılında iflas etti:

    abd’ye el kaide tarafından yapılan saldırı, huntington’un (i̇slam uygarlığı karşıtlığı) kurdıbının hem doğruluğunu hem de diyalektik olarak sona erdiğini simgeledi.

    2001’de i̇kiz kuleler saldırısından sonra, küreselleşme’nin “olumlu ütopya” dönemi bitti, ikinci aşaması başladı:

    abd “önleyici üstünlük” kurdıbına göre dünyanın her yerine askeri müdahalelerde bulunmaya başladı…

    afganistan, irak ve libya savaşları gündeme düştü.

    fakat bu arada küresel dönem’in başlangıcını ilan eden francis fukuyama ulusal devletlere karşı başlatılan kampanyanın yanlışlığını fark etti ve “devlet i̇nşası” kitabıyla ulusal devletlerin güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

    çünkü ulusal devletler olmadan, küresel dönem’in uluslararası güçleri 1) terörle, 2) i̇nsan ve uyuşturucu ticaretiyle, 3) yoksullukla mücadele etmeye uygun değildi.
    ···
   tümünü göster