1. 6101.
    +3
    sen yine yoksun bu gece

    sen yine yoksun bu gece... evet sen yoksun, kar ve soğuk var bu gece...
    islanmak için sokaklarda yürüdüğüm yollar bomboş nedense... bu gece kar var...
    ayın on dördü gibi cemalin, kar ve hayalin var bu gece yüreğimde...
    acaba bir gün ıslanmamak için koşarken, yolun kıyısında ki taşın oyuğunda ışıldar bir vaziyette, beni görüp avucuna aldığını bir hatıranda yazacakmısın...

    acaba birileri, benim yalnızca bir avucu dolduracak kadar saf kar suyu olduğumu bilebilecekler mi...

    giderek avuçlarından, şırıl şırıl akan dere sularına verdiğin bir damla gözyaşı olduğumu bilebilecekler mi... korkarım bilmeyecekler… elbette bilemeyecekler… bu kadar saf ve temiz bir sevdanın, bir yağmur damlasında saklı olduğunu kimse bilmeyecek...

    benim bir gülücüğümü gör pencerende, her tanenin düştüğünde çıkardığı seste, benim sesimi duyar gibi ol... her damla tertemiz bir nefes olsun, sende sevgiye ve sevdaya giden... ağlamak kadar gülmekte var şu hayatta...

    hislerin en yoğun halini, özlemlerin en büyüğünü, sevdanın en zorunu istiyorum belki de, bir sen, bir de kış günü yağan kar tanesi var hayatımda... yağan kar taneleri saçlarından kayıp alnından kirpiklerine dökülsün,
    gözlerinden yüzüne dağılıp yanaklarını okşasın, dudaklarına çarpıp boynundan aşağıya süzülsün...

    bu gece yalnızım yine... sen yoksun bu gece... bu gece amansızca yağan bir kar var yine.

    yalnız ağlıyorum ıslanan camların önünde, gözyaşım lapa lapa yağan kar tanesi adeta bu gece...

    yeşili severim diyenlerin, sevmediklerini anlarsın, bastıkları zaman bir ot parçası gibi yeşil çimenlere... güzeli severim diyenlerin de, bir gün yanıldığını anlarsın... meğerki ben seni ne çok sevmişim kar tanesi...

    hep ıslak kalmış el ele tutuşacak ellerimiz, gözlerine hep hüzün yerleşmiş... seni ne kadar çok sevdiysem, o kadar uzaklara düşüşüm, ayrı gecelerde hep sana ağlamışım, yokluğun büyümüş, yalnız kalmışım...

    ben seni ne kadar sevdiysem, incinen çocuk bakışlarında kalmışım, hep koşmuş, yetişememişim yol ayrımlarına...

    seni ne kadar çok uğurladıysam, o kadar çok beklemişim donuşu olmayan yollarda... sen hep uzaklara gider olmuşsun... karlı mevsim ayrılık demek olmuş...
    ben senin, kış gecelerinin ay ışığında güzelleşen yüzünün tutkunu olmuşum...

    o işliğin seni zütürdüğü yere kadar çekip gitmişsin sen...
    çıkan yankı seslerinde anlamışım seni kaybettiğimi…

    oysa sevda, her gün büyütmeli kendini yaşanan zorlu ayrılıklarda...
    bu gece kar var...
    kar tanelerinin dokunulduğu camların önündeyim...
    ya sen... sen nerdesin kar tanesi...
    su anda tek başınamısın…
    nerdesin..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster