1. 51.
    +2
    ...

    -kusura bakmayın dedim, arkadaşa selam veriyordum. lafa girdi direk
    -hiç önemli değil, ben de bakmıyordum zaten. kocaman bi gülümseme kondurarak yüzüne. gözleriyle gözbebeklermden içeri girip oralarda bi yerlerde bağdaş kurdu. bakışları güzel ama rahatsızlık vericiydi.
    güzel hatundu allah var, 1,70 e yakın boyu, beyaz teni, simsiyah saçları ve gözleri ve altındaki şort üstündeki badisiyle o yaz gördüğüm en güzel şeydi hatta.
    -nereye gidiyosun? dedi pat diye.
    nereye mi gidiyorum? sanane dıbına koyayım. kimsin ki sen, niye soruyosun? bozmayıp geçiştireyim dedim;
    -şu aşağıdaki damla cafe de ufak bi işim var
    -gelebilir miyim ben de?
    hoppala. nereye geliyon, gelip napacan? ne istiyon? binlerce şey geçti aklımdan. filiz in kiralık katili mi diyorum, yok anasının amı diyorum sonra, derken peki dedim, yürümeye başladık.
    ben cafeden içeri yönelirken ona beklemesini söyledim kapıda, cafede oturmayacağımızı anladı, kapının önünde durdu,
    kirayı alıp çıktığımda, yüzüne filiz'inkine benzer hınzır bir ifade oturtmuş, bir de gülümseme yerleştirmiş şekilde bana bakıyordu, yanına geldiğimde söyleyeceği şeyin düşüncesi öyle yapmış olacak:
    -şimdi nereye gidiyoruz?
    ···
   tümünü göster