0
seven samurai-1954
dünya sinemasının efsanelerinden imparator isimli akira kurosawa'dan yine bir başyapıt.
köylülere saldırılarda bulunan haydutlardan bıkan köy halkı bir samuraydan yardım ister. diğer 6 arkadaşını da yanına alan samuray köylülere yardım edecektir.
karşılıksız olarak neredeyse adım atılmayan materyalist dünyada tamamen kendi istek ve arzularıyla insan olarak varlık sebeplerinin en öncelikli nedeni olan dünyayi daha yaşanılır kılabilme adına yardıma muhtaç iyi insanları canlarıyla korumak uğruna bilerek karşılıksızca ölüme adim atan yedi kahramanın insani yönlerinin ödüllendirilişinin öyküsü olarak bu film yıllardır tartışmasız 1 numara olmuştur.
uzakdoğu sinemasının ve dünya tarihinin değişmez başyapıtlarında biri olan eser genel etik kavrdıbını değerlendirirken aynı zamanda bize son dönemde çekilne the last samurai filmine kıyasla samurayların kişilik özellikleri ve işlerine olna inancını daha iyi yansıtan bir akira kurosawa efsanesidir.
the man from earth-2007
film 35 yaşlarında bir üniversitede başarılı bir tarih profesörü olan john adındaki birinin aniden istifa edip başka bir yere taşınmasına anlam veremeyen iş arkadaşlarının john'un evine gidip ona neden böyle böyle yaptığı konusunda oluşturdukları baskı sonucu john'un hayat hikayesini anlatmasını konu alır.
bu filmin temel özelliği tek mekanda çekilmiştir buna rağmen senaryo o kadar iyi kurgulanmış ki bunun bir önemi kalmıyor. john 14000 yaşında tarih öncesi çağdan beri yaşayan bir mağara adamıdır, bizzat buda'dan eğitim almış tarihteki bir çok önemli olaya şahit olmuş hristiyanlık tarihine önemli bir etkisi olmuştur. filmi izlerken kesinlikle oyuncunun ağzından çıkacak her kelimeye dikkat ediyorsunuz ve film sonunda kafanızda bir acaba sorusu oluşmuyor, bir sürü acaba'larla başbaşa bir şekilde etrafınıza bakıyorsunuz bir süre filmin bir çok kişinin hayatını etkileyeceğinden eminim bununla beraber bazı isteeklerimizi bile gözden geçirmeye başlıyoruz misal ölümsüzlük ve yanlızlık arasındaki bağlantıya dikkat etmelisiniz.
persona-1966
ingmar bergman'ın tüm dünya sinema tarihini etkilemiş veyön vermiş eseridir. bu film bir potemkin zırhlısı gibi ya da bir metropolis gibi unutulmamış, çekildiği yıldan sonra bu alandaki tüm filmlere öncülük etmiştir. şu anda bizim çok süper film dediğimiz black swan, fight club ve bu ikisi gibi kişilik bölünmelerini esas alan filmlerin temelini oluşturan bu yapıtın konusu da oldukça sıradışıdır.1966 yılından sonraki sinemayı bizzat yaratmış desek yeridir bu efsane için.
bir hemşire, konuşmayı reddeden, herhangibir pgibolojik rahatsızlığı olmamasına rağmen çevresiyle iletişimi tamamen kesmiş bir aktristin bakımını üstleniyor. ikisi bir yazlıkta birlikte zaman geçirirken, birinin sessizliği nedeniyle açılan kışkırtıcı ve korkutucu kişilik çukuruna diğerinin (hemşirenin) karakteri düşüyor ve kendini en ince detayları ile açık etmeye başlıyor. ve bir süre sonra hemşirenin kendi karakteri yok olup tamamen aktristin karakteri içinde eriyerek şekil değiştiriyor.
a clockwork orange-1971
geleceğin britanyasında, ilaç bağımlısı bir çete her gece şiddet gösterilerinde bulunmaktadır. adam dövüp, hırsızlık yapıp insanlara tecavüz etmektedir. bir gece çetenin başı alex diğerleri tarafından polise ihbar edilir. hapse giren alex'in cezasını hafifletmesi için önünde bir seçenek vardır: bir deneye tabi tutulmak. sonrasında alex'in hayatı tümüyle değişecektir.
bir holigan olan alex adlı gencin zaman geçirmek için üyesi olduğu sokak çetesi ile beraber işledikleri birçok suçtan sonra çete ile ayrılığa düşünce onlar tarafından ihbar edilmesini ve polis tarafından beyninin yıkanarak topluma kazandırılma metodu ve sonrasını anlatır.
sinema tarihine sıradışılığı ile damga vurmuş kubrick bu filminde suç ve ceza kavramlarını ele alarak çarpıcı bir dille perdeye aktarmıştır. film 1971 de çekilmiş olmasına rağmen günümüzdeki sistemi en iyi anlatan yapımdır bana göre.
requierm for a dream-2000
sara goldfarb, tv bağımlısı dul bir kadındır. oğlu harry ise kız arkadaşı güzel marion ve uyuşturucu dağıtıcısı tyrone'la takılan madde bağımlısı bir çocuktur. sara, bir tv şovuna çıkmaya hak kazanır ve çok heyecanlıdır. ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek için kilo vermeye çalışır ve diyet haplarından kullanmaya başlar. diğer yandan harry ve arkadaşları, hiç durmadan eroin ve kokain kullanmaya devam etmektedirler.
film görelelik ve gerçeklik konusunda oldukça başarılı ve ortalamanın hayli üstünde bir yapım.ne demek istediğimi anlamayanlar trainspotting filmini izlerlerse ve ordaki replikleri can kulağıyla dinlerlerse beni çok iyi anlamış olurlar.
1984-1984
iii. dünya savaşı sonrası dünyanın düzeni değişmiştir. 1984 yılında londra artık okyanusya isimli polis devletinin başkentidir. faşist hükümetin gerçek bakanlığı için çalışan bürokratlardan biri olan winston smith'in görevi, farkında olmasa da tarihi gerçekleri saptırmaktır. sıkı bir partili olan smith, her şeyin yalan üzerine kurulu olduğunu öğrendiğinde kendisini sorgulamaya başlar. bakanlıkta çalışan julia ile tanışıp aşık olduğunda aşk bakanlığı'nın bile normal olduğu bu dünya smith için daha da karışık hale gelecektir.
genel etik kavrdıbını içine biraz romantizm katarak irdeleyen eser george orwell'in aynı adlı kitabından uyarlamadır. yalnız bir uyarı eğer olur da kitabını okursanız filmi izledikten sonra okumanızı tavsiye ederim.
gattaca-1997
21. yüzyılda genetik mühendisliği çok gelişmiş ve bilimsel olarak kusursuz insanlar yaratılmaktadır. özel pozisyonlar için yetiştirilen bu yeni süper insan ırkı yüzünden, normal yollardan dünyaya gelmiş insanlar işsiz kalmakta ve ikinci plana itilmektedir. onlardan biri olan astronot adayı vincent, gattaca şirketinde ancak temizlikçi olarak iş bulabilecekken, komadaki bir atletin kan örneklerini ve kimliğini alarak iyi bir pozisyonda işe girer. fakat şirkette işlenen bir cinayet, olayı araştıran dedektifin dikkatini vincent'ın üzerinde yoğunlaştırmasına sebep olacaktır.
yalnızca konusu bile felsefi açıdan olmasada ileride böylemi olacak diye insanı düşündürmeye yeten bir film. özgür irade, ahlak ve determinist bir yapım olan filmi çok büyük beklentilerle izlemek yersiz olur.
ant z-1998
işçi karınca z karınca kolonisinin toplu çalışma ahlakı ile kendi bireyselliğini uzlaştırmaya çalışır. karınca prenses bala'ya aşık olan z, sosyal değişimler yapmaya çalışıyor ve nihayet karınca kolonisini, kötü general mandible'in bütün işçi sınıfını yok etme tehdidindeki hain planlarından kurtarmaya çalışıyor.
film animasyondur fakat buna aldanmayın. bireyselcilik olgusunu başarıyla işlemiş olan yapımlardan biridir.
fahrenheit 451-1966
itfaiye teşkilatında çalışan ve görevi bulunan kitapların derhal yakılarak imha edilmesi olan itfaiyecilerden guy montag, toplumun bütün üyelerinin hayatlarındaki boşluğu ve farkında olmadıkları mutsuzluklarını doyurabilmek için hap içerek hayatta kalmaya çalıştıkları bir ortamda kendisini son derece yalnız hissetmektedir. sistem tarafından beyni kitapların zararları ile doldurulmuş olan guy, tam bir kitap aşığı ve dolayısı ile de sistem muhalifi bir kıza aşık olunca hayatındaki tüm dengeler yerinden oynayacaktır.
filmde sürekliliğinin ve otoritesinin önündeki en birincil tehdit olarak kitapları gören bir totaliter hükümetin ilk olarak ülkedeki tüm kitapların yakılarak yok edilmesi konu edilmiştir. totaliterizm ve gerçeğin bitişi konularına dair oldukça başarılı bir yapım.
Tümünü Göster