1. 76.
    0
    sesi duyunca irkildim panpalar.
    evet bu sefer seslenen oydu. gelişiyle beni anlamlandıran o. hani çok sevdiğiniz birine kızarsınız ama sonra gelir bir güler her şeyi unutursunuz. işte esranın sesini duymam, esradan ismimi duymam benim tüm derdimi kederimi aldı zütürdü çok uzaklara. tüm kızgınlığım bitti, her şeyi unuttum. ismimi bu kadar güzel başka hiç kimse seslendiremezdi herhalde. her harfi ayrı muhteşem geliyordu kulağıma. ismim şeref kazanmıştı artık. değerlenmişti artık.

    hızlıca yanına gittim hafif bir tebessümle. buyur dedim. aynur hoca seni çağırıyor dedi ve reyizi işaret etti. yıkıldım panpalar. belli etmedim ama bozuldum. sağol diyebildim kıymetlime. ve altüst olmuş bir şekilde reyize doğru ilerledim. reyiz sanırım yüz ifademden anladı bir şeyler. o da gülmüyordu. hatta sinirli gibi duruyordu.

    beni çağırmışsınız hocam dedim, evet gel kerkenez dedi. öğretmenler odasına gittik. öğretmenler yavaş yavaş çıkıyordu. beni köşeye çekti oturttu ve ben sana ne dedim kerkenez, neden bana söylemiyorsun sıkıntını dedi. sustum. sıkıntım yok dedim sonra. siniri artmış gibiydi. ve hala kulaklarımda yankılanan şu konuşmayı yaptı panpalar;

    - bak kerkenez. bakış denilen şey öyle önemlidir ki, insanın yüzlerce sayfa yazıyla, yahut saatlerce konuşmakla anlatamayacağı şeyleri saniyesinde anlatır. ama nedense insanlar bangır bangır konuşan bakışlarının karşıdan duyulmadığını sanarlar. hatta bakışın hitap ettiği kişiyi geçtim, çevresinde yer alan herkesin bu bakışı duyabileceğini bilmelisin.

    duraksadı, hafif bir tebessümle gözlerimin içine baktı ve devam etti;

    - sesini duyuyorum kerkenez dedi.

    konuşmama fırsat vermeden devam etti.

    - bırak bakışlarını halini arz etsin ona, bak, hem haftada iki gün daha fazla bahane bulabilirsin. dedi gülerek.

    anlamıştım panpalar, reyiz harbiden reyizdi. nasıl olduysa beni ve içinde bulunduğum durumu çözmüş ve beni içinde bulunduğum bu durumdan çıkarmak adına bir şeyler yapmaya çabalamıştı. kısaca daha somut şeyler yap. bir şekilde ona açıl diyordu. hatta onunla daha yakın olmam, onunla daha geniş muhabbet sahaları yakalamam adına ikimizi yanyana oturttuğunu ima etmişti haftada iki kez mevzusu ile.

    - kafam çok karışık hocam, teşekkür ederim dedim ve rica edip çıktım odadan.

    kafam çok çok karışıktı panpalar.
    o kafayla eve giderken, kafamı daha da karıştıracak bir sahneye doğru yaklaşıyor olduğumu henüz bilmiyordum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster