1. 1.
    0
    Beden dışı deneyim (OBE - out of body experience) öldükten sonra ruhun yaşdıbına devam etmesi zihnin vücuda bağımlı olmadığını gösterir. islam inancında da ölüm sonrası yaşam, kabir azabı ve benzeri inançlar öldükten sonra da tam bir bilinçlilik içerisinde olunduğuna kanıt teşkil edebilir. bu kavrama göre zihin bazı yönlerden bağımsız bir bütündür. Bu da zihnin ölümden önce vücuttan ayrılabileceği ve vücuda herhangi bir zarar vermeden dönebileceği gibi bir olasılığın varlığını gösterir. Bir araştırmaya göre Oxford Üniversitesi'nde görüşmeye alınan öğrencilerin %34'ü kimi zaman vücutlarının dışından kendilerini seyretmeleri gibi bir tecrübe yaşadıkları saptanmıştır. Ernest Hemingway, Arthur Koestler, Vircinia Woolf, D.H. Lawrence gibi yazarlarda bu tür tecrübeleri yaşadıklarını belirtmişlerdir. Cenk Koray'da kendi başından geçen bir olayda koltukta otururken birden koltuktaki fiziksel bedenini seyrederken bulduğunu söylemişti. Vücuttan ayrılma olgusu, yaşamın tehlikede olduğu yada tehlikedeymiş gibi göründüğü zamanlarda, aşırı fiziksel gerilim koşullarında, genellikle kendiliğinden çıkış bir çok defa söylenmiştir. Bu tür insanlar olay sırasında (rüyadaymış gibi) olaya ilgisiz bedenlerini izlemişler çoğu kez uzun bir süreden sonra kendi vücutlarına baktıklarının farkına varabilmişlerdir. Demek ki farkındalık her yerde olduğu gibi burada da büyük rol oynuyor. Tipik bir boğulma olayından yaşama dönen bir kazazede vücuttan ayrılma tecrübesini söyle aktarıyor: "Babamın teknesinde çalışırken kardeşlerimi büyük bir korkuyla ayak bileklerime asılırken gördüm, bedenim denizin dibine doğru çekiliyordu, boğulmak üzereyken babamın da yardıma geldiğini korkuya kapılmış kardeşlerinim eve doğru koştuğunu gördüm. Babamın bütün uğraşı beni kurtarmaktı ve bende vücuduma dönmeye çalışıyordum." O halde, vücut dışı deneyim (Astral Seyahat) var mıdır? Tabii ki kişi kendisi böyle bir deneyim yaşamadan tam bir inanç sahibi sanırım olamaz. zaten böyle bir deneyim geçirdikten sonrada inanmış değil bilmiş oluruz. Bazen de bir kimse ölmek üzereyken yada öldüğü anda bir yakınına hayalet biçiminde görünür. Buna benzer bir olay hermetics.org yazılar bölümünde mevcut. Eski Mısır'lılarda ruhun yada Ba'nın ölümden sonra vücudun üstüne yükselen ve kuşa benzer bir varlık olduğuna inandıklarını dair duvar resimleri mevcuttur.

    "iNSAN, GiZLi KALMIŞ ŞEYLERi BiLMEK iÇiN NE KADAR ÇABALASA DA, GERiYE SAYILAMAYACAK KADAR ÇOK ŞEY KALIR Ki HAKKINDA ANCAK "SANIRIM" DiYE KONUŞABiLiR"

    Friedrich Von Logan.

    Cadılıkta Astral Seyahat'in yeri ve önemi büyüktür. Özellikle Engizisyon Mahkemeleri farklı bölgelerde yaşayan bir çok cadıyı sorguladıklarında cadılar belirli zamanlarda Astral Boyutun belirli bir bölgesinde ayin yaptıklarını söylemeleri kayıtlara geçmiştir. Austen Osman Spare de "Cadı Annem" (küçük yaşta kendisine okült konularda yardım etmiş bir cadı) dediği kişiyle yılın belli zamanlarında Astral ayinlere katıldığını söylemektedir. A.O. Spare'i incelediğimizde en çok üzerinde durduğu konu "uyku uyanıklık arası" dönemidir. Bu da söylediklerini bana göre destekler niteliktedir. Çeşitli kayıtlara göre cadılar "uçma merhemi" denilen bir ilacı kullanarak, astral çıkışı gerçekleştiriyorlardı. Bir yağda kaynatılmış yabani havuç, baldıran otu, beş parmak otu, köpek üzümü, güzel avrat odu, adamotu, kaplan boğan, boru otu gibi zehirli ve uyuşturucu maddeler içeren bu merhem çıplak vücudun her yerine iyicene ovularak sürülür ve bu sayede merhemde kullanılan bitkilerin yardımıyla cadı koma haline benzer bir hal alır, Fiziksel Beden'den Astral Beden ayrılır. Astral boyuta çıkıldıktan sonra kendilerine verilen koç, keçi, süpürge türü Astral araçlarla ayin yerine uçarak gittikleri orada dünyanın farklı bölgelerinden gelen bazılarına göre 100 bazılarına göre daha fazla cadıyla ayine katıldıklarını söylemeleri ve hepsinin de yaklaşık aynı cevabı vermeleri gerçekten ilgi çekicidir. Fakat Engizisyon Mahkemeleri bu cadıları suçlu bulup canlı canlı yakma cezasına çarptırdığı için bu cadıların bir çok bilgisi bu zamana ulaşamadan ne yazık ki yok olmasına sebep olmuştur. (Bu tür tarifler günümüzdeki okült kaynaklarında halen mevcuttur ama ne kadar işe yararlar... ?)


    KABALA

    "Harfleri yay üstlerinden geçtikçe titreşen keman telleri gibi gör ve ruhun ilahi müziğinin aynı şekilde hızlanmasına izin ver"

    Abraham Ben
    Samuel Abulafia.

    Tzeruf (harf permütasyonu) olarak bilinen meditasyon tekniği, dili onun yapısını bölüp geçen mistiğin akılcılık üstü düzeye çabuk ulaşmasını sağlar. Bu değişik düşünme şeklini uygulayan kabalacı, bir ayeti akılcı anldıbını kaybedene değin ve hatta anldıbını kaybettikten sonra da zikreder, işte o zaman aniden "anlamın ötesinde bir anlam beliriverir." Görüldüğü gibi harfler üzerinde meditasyon, özel nefes teknikleri ve bedendeki çeşitli merkezler üzerine yoğunlaşma ile desteklendiğinde, kişiyi kendinde geçirmektedir.

    "Tzeruf meditasyonu için en iyi saat gece yarısıydı. Bu saatlerde, dua şallarına sarınmış ve ışıl ışıl yanan mumlarla çevrelenmiş olan kabalacı, beyaz kağıtlar üstüne siyah mürekkeple kutsal harfleri yazmaya başladı. onları birbirleriyle eleştirdikçe kalbinde sıcak, pırıl pırıl duygular hissediyordu. Bu duygular inişe geçen Shefa yada ölümsüz akımın işaretleriydiler. Önceden belirlenmiş melodilere uygun belirli adları söylerken, tıpkı Merkabah mistiklerinde anlatılan türde hava, ısı, çağlayan su veya akan yağ hislerine kapılarak kendinden geçti. "Babanın uyardığı gibi, seni yakmaması için ateşten, boğmaması için sudan ve zarar vermemesi için rüzgardan kaçın- dedi Abulafia. Bu an, ruhun vücuttan öylesine delice kurtulmak istediği bir andı ki, ölümle sonuçlanabilirdi. Bu yüzden, Abulafia, oluşabilecek titreme, gözyaşı ve hatta olumlu duyguları gözardı edip, kişinin dudaklarından bir sözcük seli ve birbirini tutmayan cümleler halinde dökülecek. Shefa'ya karşı dikkatli olmasını öğütler. Bu noktada, dikkatli mürit kendini bir melekler çemberinin ortasında hayal eder. Melekler ona kutsal mesajı çözmesinde yardımcı olurlar: "Harfler öyle büyük bir hızla cevabı oluşturacaklar ki, kalemle yazı tahtası elinden düşebilir." Ölümsüz akımın yaydığı pırıltı, yok edicilikle tehdit ediyorsa da Abulafia'nın müridi, vücudun ölümü halinde bile ruhunun yaşayacağını bildiğinden, yolunda devam etti. Gerçekten de vücuduyla olan bağı zayıfladıkça ruhu güçlenip, canlandı. Ustası "Bu, yüksek şuur düzeyine ulaştığını gösteriyor" dedi.

    Bu yazdığım alıntılardan da anlaşılacağı gibi Kabala'ya göre harf permütasyonu Astral Seyahat için kullanılabiliyor. Fakat burada anlatılanlar daha ilahi amaçlar için. Ama yine de ilahi yolda edinilen becerilerin daha yüksek bilgiler için sadece birer basamak olduğu açıkça görülebilir. Ve yükseldikçe daha da dikkatli olunması gerektiğini anlıyoruz.

    Öncelikle herkesin kendi tekniğini bulması gerektiğini belirtmek isterim, çünkü bir teknik yok ve duygusal bedeni ilgilendiren bir konu olduğu için hangi tekniği daha rahat yapabiliyorsan onu kullanmalısın. Kendi tekniğini buluncaya kadar öğrendiğin teknikleri uygulamalısın. Örneğin bu yazıdaki teknikler ya da Golden-Dawn’in (altın Şafak Hermetik Cemiyeti) öğrencilerine verdiği tekniği, hangisi kolayına gelirse onu. Tek kural var; “bedeni uyutup, zihni uyanık tutmak”.
    ···
   tümünü göster