kaleciye verdiğim ayar

penaltı çekmek için meşin yuvarlağı beyaz noktaya koydum, kaleci kalesinde dikkatli, yıldız forvet (ben) penaltı için tüm hazırlıkları tamaladıktan sonra (çorapları yukarı çekme, kramponların ucunu yere vurarak kontrol etme) penaltı atışını kullanmak için gerildim. neyse özet geçiyim, topa vurmak için hızlı adımlarla geliyorum, sola doğru açıldığımdan kaleci sol ayağımla vuracağımı anladı. tam vurmak üzereyken vaz geçip sol ayağımı topun sol yanına koydum, bu arada arkada olan sağ ayağımı yavaş yavaş getirmiştim. kaleci sağ ayağın topa doğru gelmekte olduğunu görünce anagibiyim diyerek altına sıçmıştı. sağ ayağım yıldırım gibi geliyordu topa, o da ne birden vurmaktan vazgeçip sağ ayağımı da topun sağ yanına koydum. kaleci şaşkınlıktan kendini tokatladı, hasgibtir lan, adam niye vurmadı acaba der gibi bakıyordu. neyse iyi ki çekmedi, ben de rahatıma bakarım diyerek taşakları saldı kaleci. tam bu anda sonuna kadar kalkmış olan ve önceden arkaya doğru gerdiğim gibimi bacak arasından getiriyorum, topa alttan sert bi şekilde abanıyorum ve kalecinin göğsüne gelen topla filelere gömülmesi bir oluyor. Hırsından çimleri yoluyor ve yerleri yumrukluyordu, bir yandan da demek ki adamın dıbına şut çekmek böyle oluyormuş öğrendim diyordu. Ben mi? alkışlarla seyirciye üçlü çektirip duşumu almak için soyunma odasının yolunu tutuyordum...