0
diğer günlerden hiçbir farkı yok.
bugün benim doğum günüm. aklım erdiğinden beri, bütün sevdiğim insanların bir gün de olsa, yılda bir kere, benden habersiz toplanıp aynı filmlerdeki gibi bana bir doğum günü kutlamasını hayal ettim. hiçbir zaman bu zevki tatmadım, o ayrı mesele. bazı şanslı popüler tipler okul zamanına denk geldiği için kutladılar doğum günlerini. yazın ortasında, herkes sıcaktan kavrulurken kimse hatırlamadı beni. facebook hesabım varken büyük bir samimiyetsizlikle herkes kutladı doğum günümü*, ama beni mutlu etmedi. artık bu konuda hissizleştim diyebilirim.
eskiden, çocukken bizim için doğum günü, yaş pasta yemek için bir vesileydi. başkasının doğum günü olduğu zaman da "allaaah, yaş pasta var" derdik. bir gün bundan birkaç yıl önce bir doğum günümde, annem ekmek aldırır gibi bana para uzatıp "hadi şurdan bir yaş pasta al" dediği zaman patladım artık. o kadar rutine bağlamıştı ki... kutlama yapmanın anlamı ne zaten? mutluluğu paylaşmak. ortada bir mutluluk yok ki. neyi paylaşıyorsun? yaş pastayı mı? ekgib olsun efendim. hiç gerekliliği yok.
işte o günden sonra, durumu kabullendim. her yıl doğum günüm yaklaşırken heyecan yapmaktan, "acaba kimler hatırlayacak, kimler kutlayacak" diye düşünmekten vaz geçtim. zaten annemden başka seven yok ki. kimsenin gibinde değilim.
bugün de aynı şey oldu. ama benim için her şey aynıydı. mezuniyet belgesi almak için mezun olduğum liseye gittim, müdür yardımcısı bilgilerime bakarken doğum günüm olduğunu fark etti, teşekkür ettim, belgeyi aldım, eve geldim, annem babam sarılıp öptü, bense her zamanki gibi rutinime devam ettim. hayatım hala aynı, hala mutsuzum. ama artık boşuna umutlanmıyorum. kimsenin birden sürpriz yapıp beni sevindirecek hali yok çünkü.