@83 @87 nin sana cevap vermesini beklemiş ama ben sana cevap değil düşüncelerimi söylüyorum.
"devlet bir bütündür, devletin bir kuralları vardır. sen devletin üniversitesine, devletin okuluna türbanla giremezsin. neden diye sorarsan eger şöyle açıklayayım; bütünlük. eğer sen türbanla girersen ben de hristiyanım diyelim papaz gibi okula gelirim, ateist olan da der ki ben inanmıyorum çıplak gelirim, kafama göre takılırım vs. bir bütünlük olmaz. ayrıca türkiye'de mahalle baskısı denilen bir olgu var. bu mahalle baskısını engellemek için yasaktır bu türban."
Evet devlet bir bütündür,dediğin gibi kuralları da vardır. Ancak zaten şu anda devletin üniversitesine türbanla girilebiliyor bundan haberin var mı bilmiyorum. Ha bazı üniversitelere hala girilemiyor mu bilmiyorum ama benim okuğum üniversitede derslere giriliyor. Şimdi ben burada hiç gelip de madem sen türbanla giriyorsun ben de çıplak gireceğim ya da papaz kıyafetiyle gireceğim diyen görmedim. Eğer alışık olunmadık bir şekilde girmek isteyen olursa onun durumu da özel olarak tartışılır ama türban ve ya başörtüsü farketmez bu tür absürd şeylerle karşılaştırmak bana hiç de masum gelmiyor. Şu anda türbanlılara bakarsan diğer kızlardan ve ya kadınlardan tek farkları onların giydiği şeylerin üstüne bir de saçlarını kapatmaları. isterse bu örtünme şekilleri şalla olsun ve ya şu an görülebilen binbir çeşit model var. Bunlardan herhangi biri farketmez. Türban dediğin şeyin de başörtüsünden ne farkı var onu da anlayabilmiş değilim.
"önceden analarımızın bağladıgı gibi başörtüsü bağlayana kimsenin kötü gözle baktığını görmedim, o bir kültürdür çünkü. türban bir projeyle ortaya çıkan bir şeydir, önceden gördün mü lan türban takan yaşlı anadolu kadını falan? onlar müslüman değil miydi sanki? "
Başörtüsü bağlayana kimsenin kötü gözle bakmaması ise benim gördüklerim açısından saçma bir durum. Başörtüsü kişilerin bağlayış şekillerine göre de değişebilir. Mesela askeriyeye girerken başında senin türban dediğin şey var ise senden çene altından bağlamanı istiyorlar. Ki anca o şekilde içeri alınabiliyorsun. Ama burada aklımın almadığı nokta sen o kişiyi madem çene altından bağladığı zaman kabul ediyorsun. E o kişi dışarı çıktığında tekrar eski şekilde bağlayacak ise sen bu noktada şekilcilik yapıyorsun ve o kişiyi tamamen basmakalıp bir şekilde senin istediğin bir görünüme girmesini istiyorsun. Sonrasında evladı şehit olduğunda ise şehitliği kullanıp gidip elini öpüyorsun. Cenaze töreninde hiçbirşey yok ama içeri girerken bir anda herşey değişiyor.
http://www.dunyabulteni.net/resim/news/52222.jpg
Ayrıca burada senin o kişilerin başörtüsü bağlayıp türban meselesine son vermelerini istediğin kişilerin durumu biraz şuna benziyor. Ben kendimden örnek veriyim istersen dedem kasket takan ve sürekli pantolon,gömlek,yelek,ceket giyip gezinen bir kişiydi. Dedemden sonraki nesil yani babamların nesli ise kasket takmayı bırakınca-hiçbir zaman kasket takmadılar-kimse onlara siz bu kamusal kesime kasket giymeden giremezsiniz demedi. Ve ya kasket siyasal bir simgedir buraya kasketle giremezsin diye de kimse dedeme bir şey demedi.
Demek istediğim kimsenin giydiği kimseyi ilgilendirmez. Senin ileri demokrasiye sahip olarak gördüğün Avrupa ülkeleri bu meseleyi çoktan aşmış. Sen burada türban üniversitelere giremez derken Avusturya buradan okumaya giden türbanlı Türk öğrenciler sayesinden ekonomisini döndürüyor. Geçimini sağlıyor. Sadece türbanlılar da değil zamanında imam-hatiplerden katsayı sorunu ile giden bir sürü insan var. Sen burada onları bir bir yaftalarken dışarıya okumaya gidenlerden bir sürü insan orada okumayı bitirip kendi yaşamlarını devam ettiriyorlar ve istedikleri her yere de türbanlarıyla-başörtüleriyle girebiliyorlar.
Başörtüsü çoğu yerde kültür olarak devam ediyor. Mesela Balıkesir de bir ilçenin köyünde bütün kadınların çarşafa benzer bir şey giyindiklerini gördüm. Görsen oranın şeriat ile yönetildiğini zannedersin. Ama iş tamamen farklı orada bir kültür meselesi var istersen sen ona mahalle baskısı da dersin.
Ama bu kişilerin evde başörtüsü takıp da dışarı çıktıklarında senin türban dediğin örtünme şekline girmeleri onların kişiliklerini değiştirmez. Siyasi bir simge taktıklarını da ispatlamaz.
"kuran'da yazan şey mahrem yerlerinin örtülmesi gerektiği. mahrem yeri kişiden kişiye değişir, açık uçlu bir cümle. saçdan tahrik olunacagını düşünen zihniyet takıyor türbanı yani."
Benim düşüncem Kuran arapça gelmiş bir kutsal kitap ve sen bu kitabın türkçe çevirisinden kendi kafana göre çıkarımlar yaparsan bu çok saçma olur.Nasıl ki sen bir tıp kitabına bakarak ilaç yapmaya çalışırsan başarısız olursun aynı o şekilde tercümeden de kendine göre anlamlar çıkarırsan yanılmış olursun. Zaten kendin de demişsin açık uçlu bir cümle diye. E bu açık uçlu cümlelerin de bir açıklaması var elbet ve bunu da peygamberimiz hadislerinde bildirmiş. Bu konuda biraz da hadis ilmine özen göstermek daha doğru olur.