0
@112 ulan ne desem inanmıyacan boşuna oruçlu nefesimi neden senin gibi zır cahile harcayayım. bari imanlı arkadaşlarım okurda feyz alır.
ve de ki: "hak rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır eğer onlar yardım isterlerse katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir" (18/29)
biz o gün bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz sur'a da üfürülmüştür artık onların tümünü bir arada toparlamışız (18/99)
ve o gün cehennemi inkâr edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz (18/100)
i̇nkâr edenler beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? gerçekten biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız (18/102)
de ki: "kim sapıklık içindeyse rahman ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam mevki) daha kötü kimin askeri- gücü daha zayıfmış öğreneceklerdir" (19/75)
suçlu-günahkarları susamışlar olarak cehenneme süreceğiz (19/86)
gerçekten siz de allah'ın dışında taptıklarınız da cehennemin odunusunuz siz ona varacaksınız (21/98)
orda kendileri için 'kemikleri çatırdatan inlemeler' vardır onlar orda işitmezler de (21/100)
i̇şte bunlar çekişen iki gruptur rableri konusunda çekiştiler i̇şte o inkâr edenler onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir; başları üstünden de kaynar su dökülür (22/19)
ne zaman ordan sarsıcı-üzüntüden çıkmak isterlerse oraya geri çevrilirler ve (onlara "yakıcı azabı tadın" (denir) (22/22)
artık kimin tartısı ağır basarsa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir (23/102)
kimin tartısı hafif gelirse işte onlar da kendi nefislerini hüsrana uğratanlar, cehennemde de ebedi olarak kalacak olanlardır (23/103)
ateş onların yüzlerini yalayarak yakar da onun içinde onlar (etleri sıyrılmış olarak sırıtan) dişleriyle kalıverirler (23/104)
ayetlerim size okunuyorken yalanlayanlar sizler değil miydiniz? (23/105)
dediler ki: "rabbimiz mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi biz sapan bir topluluk imişiz" (23/106)
"rabbimiz bizi (ateşin) içinden çıkar eğer yine (inkâra) dönersek artık gerçekten zalim kimseler oluruz" (23/107)
der ki: "onun içine sinin ve benimle söyleşmeyin" (23/108)
hayır onlar kıyamet-saatini yalanladılar; biz kıyamet saatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık (25/11)
(ateş) onları uzak bir yerden gördüğünde onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler (25/12)
elleri boyunlarına bağlı olarak sıkışık bir yerine atıldıkları zaman orada yok oluşu isteyip-çağırırlar (25/13)
bugün bir yok oluşu çağırmayın birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın (25/14)
de ki: "bu mu daha hayırlı yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? ki onlar için bir mükafat ve son duraktır" (25/15)
i̇şte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir ne de bir yardıma sizden kim zulmederse ona büyük bir azab taddırırız (25/19)
melekleri görecekleri gün suçlu-günahkarlara bir müjde yoktur ve o gün (melekler onlara) derler ki: "(size sevinçli haber) yasaktır yasak" (25/22)
onların yaptıkları her işin önüne geçtik böylece onu savurulmuş toz zerreleri kılıverdik (25/23)
o yüzükoyun cehenneme doğru sürülüp-toplanacak olanlar; işte onlar yer bakımından çok kötü yol bakımından sapmış olanlardır (25/34)
Tümünü Göster