1. 51.
    +11 -1
    @38 bak öncelikle sana şunu açıklayayım. biz homo sapiens denen kuyruksuz maymunsu bir primat türüyüz. bizim beynimiz evrimleşerek bu günlere gelmiştir. ve beynimizle düşündüğümüz, kavradığımız için mutlak, kusursuz bir algılama-değerlendirme sistemimizin olmadığı da ortadadır. örneğin dedim ya nedensellik arayacak şekilde evrimleşmiştir beynimiz. çünkü evrim sürecinde beynimiz karşımıza çıkan problemleri çözmeye uğraşmıştır ve yapısı da problem-nedeni-çözümü şeklinde ilerlemiştir.

    doğada mızrak gören insan bunun bir nedeni olduğunu bilir. sürekli neden diye sorarız. bunu en çok çocuklarda görürüz. çocuğunuz varsa dikkat edin, her türlü kavrama ereksel yaklaşırlar. baba neden yemek yiyoruz. baba neden güneş batıyor, baba neden uyuyoruz gibi.

    yani sorun bizim bakış açımızda olabilir. bizim neden aramamız ortada bir neden olduğunu göstermez.

    şimdi her şey nasıl var oldu diyorsun. ex nihilo denen yokluktan varlık anlayışı nedense insanlığın geneline yayılmış durumda. peki sana şunu soruyorum neden varlık bir noktadan başlamak zorunda? neden varlığın default durumu zaten varlık olamasın? neden varlık zaten hep var olamasın?

    bu noktada zaman kavramı devreye giriyor. zaman maddelerin hareketi, deformasyonu ile ölçülür. yoklukta zaman yoktur. yani yokluk diye bir kavram varlığın öncesine-sonrasına zamansal boyutta hiçbir yerine sokuşturulamaz. varlık başladığı anda zaman başladığı için zamanın başlangıcından beri. yani ezelden beri varlık vardır.

    dediğim gibi insan zihninin mutlak bir yargıya varması düşünülemez. biz dünyaya göre kompleks, doğaya göre basit canlılarız. kesin yargıya sadece bilimle varabiliriz.

    özet: beyler çok sağlam entry yazdım yukarda. okuyun derim.
    ···
   tümünü göster