1. 201.
    0
    ***

    amk 4 saatte dünyanın bi ucundan bi ucuna gittik. çük kadar ingilterenin bi kentinden diğer bi kentine 2 saatte falan gittik. iyice uykum geldi. yorgunluk falan bastırdı. sonunda kalacağım yere geldi amk arabası. beyler türkiye'nin çarpık kentleşmesini gibeyim. düzen başka bişey. en fazla 2 katlı bahçeli evler. tertemiz yollar. bol yeşillik. neyse bavulu aldım. ronnie gitti kapıyı çaldı. yanında kalacağım ailenin reisi john reis kapıyı açtı.

    resmini göstersem bu adam nereli diye sorsam size. ingiltere yarram dersiniz. o denli bi ingiliz yaşlısı. yaşı 60 üstü var. bu beni güleç bi ifadeyle karşıladı. ingilizcen nasıl dedi. o anki salaklığımla "some" dedim. (: diye güldü.

    evi biraz tarif edeyim.

    zaten yukarıda da belirttiğim gibi evler genellikle 2 katlı(dubleks) ve bahçeli.

    hani amerikan filmlerinde asker ölür. sonra karısına haber vermek için bi asker o kadının amerikadaki evine gider ya. aha evin içi aynen o karının evi tarzında panpalar. duvarda siyah beyaz resimler var. halı diye bişey yok. her yer halıfleks kitaplıkta bi sürü kitaplar. ve o kesif yabancı kokusu. amk 3 hafta kadar orada kaldım. o dıbını gibtiminin kokusu nerden geliyor çözemedim. ama eve girince ayakkabıyı çıkarma girişiminde bulunmadım panpalar. gavurlarda böyle bi adet yok sanırım...
    ···
   tümünü göster