hanginiz lan bu ekşici

kimsen gibtir git sen de inci ruhu yok bu kadar uzun yazı yazılır mı bin kurusu..

inci sözlüğü hepimizi hakiki formasyonuna kavuşturan ideal bir özgürlük platformu olarak görmektense, bunu kısmen kabul ederek, hepimizi olduğumuzdan da alçaltan ve hayvanlaştıran hudutsuz özgürlüğün bir mümessili olarak okuma taraftarıyım.

insan, özgür değil. asla ve kat'a, hiçbir platform ve koşulda insan mutlak bir özgürlüğe nail olamıyor. herşeyi bir kenara bıraktığımızda, insan "olmak istediği birey" yüzünden yine dönüp kendini sınırlandırıyor ve kendi özgürlüğünü kendi elleriyle baltalıyor. fakat bu baltalamanın her zaman olumsuz bir anlam ihtiva ettiğinden bahsetmek bana kalırsa ziyadesiyle zor, aksine, bu baltalamanın insanı insan yapan şeylerden biri olduğundan bahsedebiliriz.

sosyal hayatta davranışlarımızı şekillendirirken pek çok kaideye önem göstermemizin yanısıra kendimizle tutarlı olmaya gayret ediyoruz. ben bugün x derken elimde haklı bir sebep olmadığı halde yarın y demiyorum. işin aslı, ben dediğim x'i ve y'yi içimden geldiğinden dolayı değil, x veya y dememin doğru olduğunu düşündüğümden ve bu doğruluğun bana toplumsal bir statü bahşedeceğine olan inancımdan dolayı savlıyorum. ister istemez şahsiyet adını verdiğimiz markanın adına leke çalınmasından köpekler gibi korkuyoruz. rezil olmaktan, cahil olarak yaftalanmaktan, tutarsızlıkla eleştirilmekten, namus ve onur gibi kavramlardan yoksun addedilmekten korkarak hayatımızı yine kendimizin var ettiği kimi farazi kavramlar etrafında şekillendiriyoruz. bu bize bir şahsiyet veriyor ve bu şahsiyet vasıtasıyla kendi varoluşumuzu kısmen gerçekleştirip maslow'un piramidindeki en üst mertebeye erişiyor ve tatmin oluyoruz. toplum adını verdiğimiz bu kaotik bütünde kendimizi hiç kimseye ispatlamaya çalışmıyorsak bile habire kendimize ispatlamaya çalışıyor, ve bu yolla aslında kendi özgürlüğümüzü kendimiz baltalıyoruz. çünkü ispat bir gaye ve hedefe dönüştüğünden beri artık özgür olmamızdan bahsetmemiz olanaksız hale geliyor. belki bu misyonu kendimizin seçtiğini iddia ederek özgür olduğumuzu ikrar edebiliriz, lakin, kendimiz de seçsek sonuçta ister istemez bir "adanma" sürecine girdiğimizi ve adanan hiçbirşeyin hür olmadığını idrak etmemiz gerekiyor.

peki insan bu adanma sürecine girmeseydi ne olurdu? hürriyetin en kaba ve temel tanımı mucibince daha hür olurdu, burası kesin. lakin böyle bir hürriyet insan medeniyetini temellerinden sarsar ve insan bilinç ve şahsiyetini anlamlı bir bütün olmaktan çıkarıp manasızlaştırırdı.

işte, inci sözlük aslında bunu test edebileceğimiz enfes bir deneysel saha. inci sözlükte geri kalan sözlüklerdeki gibi nickinizin bir marka değeri yoktur. varsa bile, marka değeri olmasına uğraşmadığınız için kendiliğinden oluşmuştur. nickinize ya da şahsiyetinize böyle bir misyon yüklemediğiniz taktirde, dediklerinizden dolayı herhangi bir müeyyideye uğramayacağınızın da bilincindeyseniz en derinlerde yatan kötücül kimi taraflarınız hafif hafif kaşınmaya başlar. sizi bağlayan medeniyet bir süreliğine kaybolmuştur artık. boynunuza geçirilen tasmalarla mahdut değilsinizdir. ahlaklı, anlamlı, tutarlı olmanız gerekmiyordur, hatta tam anlamıyla yersizdir. burada temel içgüdüleriniz özgürce işlevselleşebilir. sahibi olduğunuz evlerin tapuların fotoğrafını çekip bunlar da benim mallarım gerizekalı fakirler başlığı altında yayınlayarak açıktan açığa hava yapabilir ve görgüsüzlükle yaftalanmayabilirsiniz. anlayamadığınız nokta şu: bu tapulara aslında bu yüzden sahipsiniz, yani ihtiyaç fazlası mülkiyetinize tam anlamıyla inci'de yayınlamak için sahipsiniz, lakin haberiniz yok. dışarıda, medeni dünyada pek çok kaideyle bağlandığınızdan dolayı en ilkel ve temel güdülerinizi daha farklı yollarla ifade ederken, inci'de açıktan açığa böyle bir başlık açabilirsiniz. zira, özgürsünüzdür.

daha pek çok eğiliminiz açığa çıkar inci'de. medeniyet ve onun o güzel kabulleri tepenizde demoklesin kılıcı gibi sallanmaktayken gömdüğünüz ya da farklı şekillerde ifade etmek üzere diller icat ettiğiniz güdüleriniz incide kendine daha özgür bir ortam bulmuştur. ciksist davranabilir, ya da şiddete olan temayülünüzü açıktan açığa dillendirebilirsiniz mesela. üstünlük kurma gayeniz ortadadır, ya da kendi başlığınızı ardarda up'layıp egoistlikle itham edilmekten korkmayabilirsiniz. çünkü ekşici kardeşim sen de başlık açtığında altına yazılsın diye heyecan ve hevesle bekliyorsun incideki adam da bekliyor. lakin, incideki adam bu heyecanını açığa vurabiliyor çünkü bizim medeniyet dediğimiz tasmayı boynundan atmış durumda. ama sen açığa vuramıyorsun, çünkü sen özgür değilsin. o senden özgür.

inci, bu denli bir özgürlük yuvasıysa; eğer insanlar orada yazdıklarında herhangi bir müeyyideyle karşılaşmayacaklarını düşünüyor kendilerini kendileri bile yargılamıyorlarsa, işte bunu farkettiğiniz anda, medeniyet denilen farazi tasmaların ne kadar işlevsel ve harikulade şeyler olduğunu idrak ediyorsunuz. özgürlüğün haddinden fazla olması infisaha sebebiyet veriyor, bu doğal, bu normal. insan geri kalan insanlar ve kendi içinde tutarlı olmak adına kendisini sınırlamalı. sınırlamazsa bütün dünya inci olurdu.

ne kadar samimi değil mi, ve ne kadar yoz.

inciciler için özet: ben de incide yazıyorum binler. sizi seviyorum