+1
Neyse
bitti işte yirmi iki sene
yumuşak bir şehir ve gürültülü bir gece
çantasına sarılmış terli ve yalnız kadın
hantal hantal dolaşan hamile yorgun köpek
bir ben unutamadım sevmeyeni bu gece
geçiyor süslü zaman ne çok hızlı ne yavaş
takılır arabalar köpeğin gözlerine
birazcık diri olsa kovalardı onları
dumanlı çay yudumları
ve ucuz sigaralar
dertleşiyor hep yorgun
hep fakir çalışanlar
bir ben hatırlıyorum
uyuyan terkedeni
arda yirmi iki yıl
ve mazime bir gece
bir yağmur çiselese ne olurdu şu vakit
saklansalar köpekler gecenin gizemine
trafolar patlasa yansalar karanlıklar
tekmil sarhoş eşrafı toplansa etrafıma
dinleseler sessizce yağmurda yağan sesi
düşse kelimelerin toplasam birer birer
kesip bölüp aşk yapsam
döner misin o zaman
tüm bedenim ıslansa
Neyse
bitti işte yirmi iki sene
albenili bir şehir köşemde huurlar
bitip tükenmek bilmez sevdanın pazarlığı
bir andır abartılır yalancıdır yalnızlar
bir ben ekgib içimde
bir de dönmeyen bahar
geçiyor puslu zaman ne gündüz ne karanlık
umarsız süregidiş takvime söz geçmiyor
voltada serserisi bir gecedir ki yolsuz
biraz da sarhoştur belki belki divane aşık
kesin aşıktır çocuk habire duman soluyor
yürüyor beceriksiz belki de düşünüyor
mutlak ki düşünüyor
duymasam da eminim
çocuk şarkı söylüyor
bir ben ve kahır sessiz
ne senden konuşuyor
ve ben dilim kilitli
dudaklarım üşüyor
bir yıldız kaysa şimdi görseydi uyumayan
uyumadan görseydin
çıkıp gelseydi köpek biraz et dileseydi
çöpçü ev dileseydi
bir apartman dairesi şehre yakınca biraz
kira ödemeseydi eşi üzülmeseydi
bitseydi fasl-ı kahır güzel günler görseydi
elinde telefonu paketi bitmiş çocuk
son kibriti yakıyor
o yıldızı görseydi
çalsaydı telefonu gülüp eve dönseydi
kadın adını anmadan bir ülkeye gitseydi
gecesi olmasaydı kadın hiç korkmasaydı
affetseydi babası abisi unutsaydı
bu hikaye bitseydi
bir köşede ölseydim
sana bir mektup yazıp
dileğe karıştırıp
belki yorgunca biraz
kalbimi gönderseydim.
çocuk sesleri çınlıyor kulaklarımda
katlanamıyorum dayanamıyorum da
Yeter.
semender