1. 1.
    0
    eski bir arkadaşım vardı.
    hüseyin.
    takke hüseyin.
    hiç çıkarmazdı kafasından nba takımlarının şapkalarını.
    tarzı buydu adamın.
    - lan amk bitlenmiyormusun? olm kafan pişmiyor mu? deniz de öyle gir!
    bu ve benzeri muhabbetlerin hepsine klagib cevabı
    - biz de böyle.
    böyle adamlara saygı duymak lazım.
    istikrarlılar.
    tıpkı deniz gibi.
    nası deniz hep karaya yumruk atar, o da öyleydi.
    mutlaka şapkasını takardı.
    onu aradım.
    - napiyosun?
    - aramazdın züt hayrola?
    - olm özledim. çınarcıktaysan takılalım.
    - arkadaş biçteyim gel.
    - iyi geliyorum.

    fiyuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu
    adam ortamın dıbına koymuş.
    tanımadığı insan kalmamış.

    hayat hor gördüğün, ezik dediğin insanların senden çok daha sosyal olduğunu farkettiğin andır.

    karılar kızlar gırla.
    ulan herif yakışıklı değil.
    ağzı laf yapan adam değil.
    belki sempatik.
    ama adam yapmış anasını gibim.
    iyi ki aradım dedim.
    onun adına da çok sevindim.
    kıskanmadım mı?
    tabiki evet.
    ama böyle bir arkadaşım olduğu için gıpta ettim.
    beyler ergenim, bu tip şeylerden övünüyorum amk.
    bütün gün onla takıldım.
    geçmişten gelen bir kırgınlığı da vardı.
    onu telafi etmeye çalıştım.
    o da affetmeye razı gibiydi.
    biçten ayrılınca lafımı ettim.

    - akşam arıycam beraber takılalım.
    - gördün tabi ortamı ararsın yarraaam

    beyler çok utanmıştım.
    züt gibi bıraktığım arkadaşım fena posta koymuştu.

    hayat, sadece posta güvercinlerinin kafana sıçamadığını öğrendiğin andır.
    ···
   tümünü göster