0
"Cihan, bana söz ver. Artık kendine güvenli bir erkek olacaksın. Kendinde ki yeteneğin ve birikimin farkına varıp ona göre dolaşacaksın bu kasabada! Sen bu insanların bildiğinden daha fazlasını barındırıyorsun içinde ve bunun nimetlerinden faydalan lütfen. Çirkin de değilsin, çok çekicisin. Çok güzel dudakların var be çok marifetlisin! Söz ver, bundan sonra bambaşka bir insan olacaksın!"
Bu sözler beni adeta gaza getirmişti. Orada, ona söz verdim ve kız kalkıp gitti. Telefon numarasını aldım ve onu uğurladım. Artık kasabada bir Kazanova edasıyla dolaşıyor, erkek arkadaşlarım bana "koca kafa" diye lâkap taktıkça içimden "Hıııı. Siz öyle deyin bana. Ben kasabaya gelip gelebilecek en güzel kızla öpüştüm ulan!" diyordum. Hatta öyle bir kız ki, doktorun oğlu bile üç ay uğraşsa tavlayamaz. O günden sonra durmadan kızı aradım. Salak gibi Motorola C90 marka, takoz telefonumla ona şarkılar dinlettim, o zamanların modası olan teybimden ona karma kasetler çekip yolladım. Ama bir değişiklik vardı kızın sesinde. Hissediyordum. Ben kaset yolladıkça bir teşekkür mesajı bile yollamıyor, bir defa olsun aramıyor, ben aradıkça sıkılgan bir ses tonuyla "Hmmmm. Evet" deyip duruyordu. Çok fena gaz almıştım, kimse beni durduramıyordu. Kıza durmadan tam bir ergen gibi "Sakalım çıkmaya başlıyor, top sakal bırakacağım, Üffff ne yakışıklı olurum be!" gibi şeyler anlatıyordum. Ama o, oralı bile olmuyor, soğuk bir tonla konuşmaya devam ediyordu. Bir gün dayanamadım ve bunu sormaya karar verdim, "Neden bana karşı soğuksun!". "Cihan, ben sadece senin güvenin yerine gelsin diye seninle öpüştüm. Hepsi bu! Lütfen abartma!"