1. 76.
    +19 -3
    karar vermiştim... istanbul'a kaçacaktım... ayakkabılarım elimde, evimize baka baka gidiyordum... sokağı döner dönmez bir kaldırıma oturdum... cebimden çoraplarımı çıkardım... ayak tabanlarımı elim sildim, elimi de pantolonlarımla... çoraplarımı giydim... sonra ayakkabılarımı giydim... yürüyorum, şafak da söküyordu... güneş doğmamıştı belki ama doğmaya kararlıydı ben de gitmeye... gidecektim... özleyecektim de belki ama gidecektim... yanından geçtiğim bütün tanıdıklarımın kepenklerine elimi vuruyorum... hatırlar mısınız bilmem, hani tırtırlı kepenkler vardı... boyumun yetişiği kadar ellerimi kaldırarak bir parmağım kepenge bastırıyor aşağıya kadar çekiyorduk. güzel ses çıkarıyordu... işte o sesle veda etmek istemiştim tanıdıklarımla... önce bakkal ismail amcanın kepengine dokundum... severdi beni de babamdan ötürü severdi... babamla iyi arkadaşlardı... sonra kasap sabri, hiç sevmezdim keltoş bir adamın tekiydi üstelik dedikoducuydu onun kepengine dokunmadım... sonra babamın en yakın arkadaşı nuri amca vardı... nalburcuydu... onun da kepengine dokundum... bazen de tanımadığım kepenklere dokunuyordum... günah çıkarıyor gibiydim, hani kaçıyorum diye ayıplamayın beni... isteyerek değil kaçışım. mecburiyetten...

    bu arada o zamanlar türkiye'nin en güzel şehirlerinden birinin ilçesinde oturuyorduk... büyüktü ilçemiz... otogara gitmeyecektim... otogara gitsem babam bir telefonla otobüsü durdurur beni geri getirirdi... önce şehir merkezine gidecek oradan ilçemizde olmayan bir firmayla istanbul'a gidecektim...

    gelmez olaydım...
    ···
   tümünü göster