1. 26.
    -1
    9
    "ölüm yaşantısıdır
    bizi yaşatan.

    yaşamın gereğince yaşayan insan için,
    zorunlu tek yaşantı, hep, hüzündür.

    bizi yaşatandır, hüzün: hüzün -
    yaşamın nasıl dopdolu, ama nasıl da
    bomboş - gelip geçici, bitici, sonlu -
    nasıl ölümlü olduğu yaşantısı... "

    8
    "ölüm gelince, yaşamın kapısına böyle dayanır
    herhalde: her şey tam bir dolgunluk, bir yerindelik
    kazanmışken...

    olgunluğun muştucusudur ölüm:
    o gelince, olgunlaşma sona erer
    - olgunluk gerçekleşir."

    11
    ...
    bazı şeyleri (belki, her bir şeyi)
    yaşayıp bitirmek gerekir; yoksa,
    yaşanıp durdukça, bayatlarlar.

    eh biraz da yaşam:

    23
    "yaşamındaki öteki kişilere ulaşabildiğin anlar,
    bir ormandaki kuş ötüşleri gibi olacak: uzaklardan gelip
    geçerken kısacık bir süre yapraklarda yankılanacaklar
    - o kadar...
    orman, bütün sessizliğiyle, yine yalnız,
    duracak orada."

    12
    yaşamında sık sık istemediğin durumlarda
    kalacaksın - ama, geriye dönüp böyle durumlara
    giriş nedenlerini düşündüğünde, göreceksin ki,
    o durumlara girmen, her seferinde
    senin bir duruma girmek istemenden kaynaklanmış -
    yaşdıbının durumlar zincirini izlediğinde,
    bulacağın, hep, kendin olacak.

    yaşamında, hep, kendini, girmek istemediğin
    durumlara sokmak isteyeceksin - ve,
    sokacaksın...
    ···
   tümünü göster