+1
hikayenin adı: ankaranın dikmeni
Ben Ankarada bir kamu kuruluşunda çalışan mühendisim. Geçen ayın 22 sinde astra classic marka arabamla işyerinden çıkıp Çetin Emeçte bir işim vardı. ışten çıkıp dikmen kavşağına döndüğümde bir uno marka arabanın yolun kenarında durduğunu farkettim. Yardımsever bir kişi olduğum için hemen arabamı arabanın önünde durdurdum. Arabaya yaklaştığımda önce bir köpek havlamasıyla irkildim. Ama sonra onu farkettim. 40 lı yaşların başında 1.70 boyunda sarışın yeşil gözlüydü. Sonradan onun emekli bir memeur olduğunu öğrendim. Arabasının lastikleri patlamıştı ve ağlamaklı yüzle birisinin ona yardım etmesini bekliyordu. Merhaba dedim ben erol size yardım edebilir miyim? Teşekkür etti ve çok mutlu olacağını belirtti. Arabasının lastiğini değiştirdim ve o kadar güzeldi ki onu bir daha göremeyeceğimden korkuyordum. Çok yorgun görünüyordu onu yakınlarda bir pastaneye davet ettim. Pastanede biraz dinlendikten sonra çok güzel olduğunu söyledim. O da benim gibi evliydi ve yakınlarda bir sitede oturuyordu. Kocası şehir dışında bir şantiyede görevliymiş ve hiç çocuğu yoktu. Artık benim gibi karısının dırdırından bikan birisi için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Konuştukça birbirimizi dinliyor, anlıyor ve daha da yakınlaşıyorduk. Birden bize gelsene dedi. “Seninle birkaç kadeh birşeyler atıştırırz hem de seni daha yakından tanırım”dedi. Oradan çıktık ve evine gittik , evi çok güzeldi ve zevkliydi. Bana bir duble viski ve çikolata ikram edip içeriye üstünü değiştirmeye gitti. Bir kaç dakika sonra üstüne askılı tek parça bir elbiseyle geldi. Muhteşemdi. Hemen teybe yöneldi ve Zeki Mürenden mihrabım diyerek sana yüz vurdum….sözlere kulağıma gelmeye başladı. ınanamıyordum bir kadınla bu kadar ortak noktası insanın nasıl olabilirdi. Teyp çalıştıktan sonra bana doğru gelmeye başladı emnin o da farketmişti benim ufaklık artık ufak değildi. Direk kucağıma oturdu. Ben tam birşey söyleyecekken bana eliyle susu işareti yaptı ve dudaklarıma yapıştı. Öpmüyorsanki emiyordu, açlığını , yalnızlığını unutmak ister gibiydi. Ben de ona karşılık verdim ve artık ikimizde halının üstündeydik. Ne kadar sürede ikimizde soyunduk hatırlamıyorum ama aklımda bu periyottan kalan tek şey muhteşem göğüsleri. Ellerimle göğüslerini, dudaklarımla dıbını yalıyordum, saatlerce yalayabilirdim onu, boşaltabilirdim. Onunla hiç birleşmeden saatlerce sevişebilirdim. Birden sertleşti sırtımı tırmalamaya başladı çok canım yanmıştı ama çok da hoşuma gitmişti. Birden beni itti ve üste geçti benim aleti eline aldı iki eliyle daşaklarımı sıktı, onları yoğuruyordu. Ağzına aldı önce yavaş hareketlerle sonra daha da hızlanarak. Bir yandan da ilk defa 8 cmden fazla yarak gördüğünü söylüyordu. 20 senedir 8 cm ile yetinmek ne demek bilyormusun diyordu. Birden artık daha fazla dayanamıyacağımı söyledim ve doğruldum. Artık kucağıma gelmişti ve aletim tam dıbının dudaklarına temas ediyordu. ARTIK DAYANAMIYORUM EROL!!! Son sözlleriydi bunlar. Ondan sonraki dakikalarda ondan çıkanlar sadece çığlık ve iniltilerdi. Birden aleti içeri iteledim , itelememle çığlığı ortalığı inletmişti. Kolay değildi 8cmden sonra 20 cmi içine almak. O kadar dar ve sıcaktıki içerisi sanki 18lik bir çıtırla gibişiyordum. Bağıra bağıra geldi, sonra bir daha geldi sonra ben imle geldi ve hayatımda ilk defa hiç çıkmadan ikinciye devam ettim. Bir süre sonra sayılar birbirine karıştı ve ona sarıldım. Akşam saat 10 civarıdı uyandığımda önce anlayamadım nerede olduğumu ama sonra ona bakınca her şey berraklaştı. Kalktım banyoya gittim ve kendimi tanıyamadım omuzlarım, kollarım sırtım acı içerisindeydi ve kıpkırmızıydı. Karıma ne diyecektim? ışte karımın beni terketme nedeni benimi kıskandı yoksa onunla hiç öyle sevişmediğimiz için beni mi kıskandı bilemiyorum. Ama artık olan oldu. Artık srışın ben ve kocasının Ankara dışında olduğu saatler var. Onun Ankarada olduğu saatlerde ise başkaları…
Tümünü Göster