gazeteci: başkanım drogbaya talip olmuşsunuz.
ünal aysal:(gayet sakin bir şekilde) olmuş muyuz, benim haberim yok. uygun görülüp talip olunmuştur.
gazeteci: başkanım forlan-reyes-ujfalusi transferleri hakkındaki görüşleriniz nedir?
ünay aysal:8giblemz bir tavırla) bizim için
standart bir transfer görüşmesi.
gazeteci: 3 oyuncu için prensip anlaşmasına vardınız mı?
ünal ayal: siz öyle demek istiyorsanız öyle deyin o zaman.
amk bahsedilen adamlardan bir tanesi forlan,
her ne kadar bugün rakip traftaların "yaşlı yeeeaaaaaa", "yatmaya geldi yeaaaaaaa" diye eleştirisi olsa da, aynı muallakler geçen sene düya kupsında bu adamı peygamber ilan etmişti.
o değil ünal aysal da heyecanın h'si yok.
ama her ne kadar heyecan yapmıyor desek de messi ve ronaldo da her insan gibi heyecanlanır amk.
bence ünal başgan messi de heyecalanır.
gazete: oyunularla konuştunuz mu başkanım?
ünal aysal: ben başkanım, oyuncurla transfer konuşmam doğru olmaz. (gitsin bülent tulun konuşsun, futbolcu benim dengim eğil demeye getiriyor lafı)
hadi reyes ve ujfalusi neyse de,
bahsi geçen adamlardan birisi de forlan amk.
amk arda ile adnan polatın arasındaki laubali muhabbeti gördükçe, işte bu üna aysal ardayı da adam eder, forlanı da oynatır diyorum.
ayrıca başkan hiç asık suratlı değil, herzaman bir tebessüm var yüzünde.
gazetecilerle konuşuyor, her soruya cevap veriyor,
sempatik, açık ve net konuşuyor, diğer başkanlar gibi süslemeli konuşmuyor,
diğer futbol insanlar gibi bir laf sokma derdi yok,
"amk benim 8 milyar dola servetim var, siz kimsiniz" diye böbürlenmiyor.
adam sıfır kompleks beyler.
adam türkiyenin en iyi okullarından birisinden mezun olmuş, yurtdışında hem çalışmış hem okumuş, müthiş bir servetin sahibi olmuş. azimli bir insan.
bu insanı gördükten sonra çok merak ediyorum diğer başkanların eğitim durumu nedir?
diğer başkanlarla karakter olarak da çok faklılar, herşeyi ben bilirim havasında değil ünal aysal. bildiğin maganda havasına bürünmüyor yani. benim bir kültürüm var diye bas bas bağırıyor adam.
diğer başkanlar gibi liseli tribine girip, "nasıl laf çaktım la gördün mü? ehiehi" tribinde asla değil.
tribünlere oynayacağını da sanmıyorum, hatta kafamda şöyle bir senaryo oluşuor;
yarın birgün galatasaray tribünler rakip tribünle kavga etmeye kalkarsa, galatasaray tribnlerine dönüp "durun amk ne yapıyorsunu siz" tepkisinde bile bulunacaktır.
önce kendi mutfağıma bakarım diyor.
"federasyondan memnun musunuz?" sorusuna "bir de federasyna soralım onlar bizden memnun mu acaba?" diyecek kadar yapıcı düşünen birisi.
şiir yazan bir başkınımız var ve bu durum beni son derece mutlu ediyor,
şiir okuya-yazn adam düşünebilen, insana aygısı olan bir kişidir.
“Bizim zamanımızda sevgiliye şiir yazmazsak havayı alırdık”
Başkan Aysal hobileri arasında şiiri ayrı bir yere koyuyor. “Kütüphanem şiir kitaplarıyla doludur. Sıkıldığımda çeker birisini okurum. Bizim zamanımızda sevdiğimiz kıza şiir yazmasak, mektup atmasak havayı alırdık. Şimdikiler tek SMS’e gidiyor” diye gülümsüyor. “Geçenlerde NTV’de iki yorumcu benim hakkında konuşuyor. Biri ‘Adam şiir seviyormuş’ diyor. Diğeri biraz maço kılıklı. ‘Valla ben abi şiiri de anlamam, şiir sevenlerden de anlamam’ cevabı veriyor. Yani günümüzde şiir seven insanlar maalesef biraz demode görülüyor. Kültür erozyona uğradı. Ama şiirin yok olduğuna inanmıyorum, sadece duraksadı. içinizde yaşıyor, siz farkında değilsiniz. Hâlâ müziğin bir parçası... ”
adam kısaca şu mesajı veriyor, güleriz eğleniriz, sohbet de ederiz ancak herkes zütünün yerini bilecek.
yürüyedur büyük başkan...