1. 26.
    0
    gerçekler 2

    finaller başlamıştı ve ben selin ile yatıp, selin ile kalkar olmuştum.o’na o kadar ihtiyacım vardı ki oysa.. belki de muhtaçtım.ama bencillik yapıp, hayatını alt üst etmeyi istemiyordum. düşüncelerimi selin’den bir an olsun alamamak beni mahvediyordu. hayatım ikilemler üzerine kuruluydu sanki..

    sınava girmek için evden çıktım, arabayı istemsizce daha hızlı kullanıyordum. sakinleşmeye ve durulmaya çalışsam da başaramıyordum bir türlü.
    okulun park yerine aracı park ettim ve otobüsten inen sınava girecekler tayfası’na gözüm takıldı. komik gelecek belki ama gözlerim,hep selin’i arıyordu ve buldu da.

    son tekrar için notlarımı, kalem ve ıvır zıvırı almak için arabanın içine eğildim. arkamı döndüğümde irkildim. uğruna çeşitli salaklıklar yaptığım selin, karşımdaydı ve benim nutkum tutulmuştu. söze o başladı:

    selin:ne yapmaya çalışıyorsun?
    ben:taşkınlığımı kast ettiğini biliyordum ve anlamazlıktan geldim. nasıl yani?
    selin:bana salak rolünü oynamaktan vazgeç volkan. kapılarda bağırıp, çağırmalarda neydi? neden bana bunları yaşatıyorsun? daha fazla acı çektirmek için mi?
    ben:üzgünüm..ben.
    selin:tamam, boşver.unutalım ama bir daha ne olur yapma, beni hala seviyorsan.bir parça değer veriyorsan yapmazsın dedi.

    bu konuşma sınav öncesi ne güzel moral oldu anlatamam. yukarı çıktım ve koridorda, elimde notlarla son tekrarı yaparken selin’in arkadaşı su geldi.

    kibar ve hoş olmayan bir tavırla:

    su:konuşabilir miyiz?
    ben:hayırdır, seninle ne konuşacağız ki?
    su:gel şu köşeye.. birinden ya da birilerinden saklanmak istermiş gibiydi ve tuhaf davranıyordu.
    ben:anlat, neler oluyor?
    su:volkan, selinden yalvarırım uzak dur.
    ben:sen karışamazsın buna. hatırladın mı sen bana sana ne demiştin yasin’i aldattığını söylediğim zaman. şimdi de ben sana söylüyorum. sana ne be!
    su:geçen bizim oraya geldiğinde, neler oldu bilmiyorsun, ondan böyle rahatsın.
    ben:sesimi yumuşatarak ne olmuş orada?
    su:selin senin sesini duyunca ağlayarak odadan fırladı, kapıyı içeriden kilitlemek zorunda kaldık. kızı bitiriyorsun, yanına gelse her şey daha kötü olacaktı ve biz buna izin veremezdik. uzak dur artık.
    ben:merak etme, benzer konuşmayı ve nasihatleri selin’de az önce bana yaptı zaten dedim.
    su:adamsan yaparsın o zaman! dedi ve çekti gitti.
    bu su beni ayar ediyordu, adamsan yaparsın o zamanda neydi? gidip ağzının ortasına 2 tane yapıştır diyordu şeytan. kaşar işte!
    sonra su’nun bana söyledikleri aklıma geldi:o gece gelmek istemiş ve durdurmuşlar demek.. zavallı selin,ne hallere düşürüyorum seni! hakketmiyorsun yaptıklarımı ve sana yaşattıklarımı.. bağışla beni ne olur papatyam!

    mesaj

    finaller, bitmek üzereydi.son 1 veya 2 tane kalmıştı tam olarak hatırlamıyorum.bu zaman içerisinde selin’e ne mesaj atmıştım ne de aramıştım.su’nun yaptığı konuşmalar neyse de selin “beni seviyorsan yapma!” dedi ya bu benim için fazlasıyla yeterdi.

    akşamdı, fatih ile ders çalışıyorduk inekler gibi. mesaj geldi, kimden olduğuna bile bakmak istemedim hemen. elimdeki bu soruyu cevaplayım sonra bakarım dedim.

    fatih:nescafe içelim.
    ben:yaparsan içeriz dedim.
    fatih:olur, mola verelim benim kafam sepet gibi oldu çünkü.
    çalıştığımız derste ders olsa. kendini beyaz sanan bizim bölüm hocasının dersi. gecen sınavdan yanlış hatırlamıyorsam alfa değerini derste gösterdiğinden farklı bir değer vererek soruları cevaplamamızı istemiş.ben ise dersteki alfa değerini almıştım. tüm formüller doğru ama sonuçları yanlıştı. 90 alacağım sınavdan 25 alarak kalmıştım.

    mesaja baktım, inanamadım.selinden geliyordu..

    -“seni görmeye çok ihtiyacım var volkan.” selin’i eve atıp iğrenç emellerimi gerçekleştirmek istemiyordum. seven insan bunu düşünmezdi çünkü.”bize gel” demedim o yüzden
    cevap yazdım hemen “ne zaman ve nerede görüşmek istersin?”
    “ben sana haber veririm. öptüm!”
    her şeyi anlarımda öpmekte neydi? kafam karışmıştı bana uzak dur! diyen kız şimdi mesajının sonuna öptüm diyor.
    fatih geldi ve nescafelerimizi yudumlarken selin’in mesaj attığını ve sonunda öptüm! dediğini söyledim.

    fatih:sizinki nasıl bir ilişki olm?! dedi.
    ben:bende anlasam, açıklayacağım sana dedim.
    fatih:kızlar böyledir, karışık olmayı sever dedi.ama sizin ilişkiniz.. garip ötesi bir şey!
    ben:aslında selin’in neden böyle davrandığını biliyorum.ama durduramıyorum fatih.
    fatih:resti çek kızı kaçır olm o zaman.
    ben:babası kanser olmuş, rest çek diyorsun. kızı kaçır adam ölsün, selin’de açısından ölür.
    fatih:hadi beee, senin işin yaş o zaman!
    ben:bilmiyorum, acaba kaçırmak için babasının ölmesini mi beklesem?
    fatih:salaklaşma,ya o zamana kadar selin evlenirse?
    ben:ufff!sus fatih. çıkış yolu bulmama yardımcı ol sadece…

    mesaj o kadar etkiliydi ki,kanım çekilmişti. birkaç soru daha çözmeyi denediysem de başarılı olamadım.

    soru önümdeydi ama karalama kağıdında cevaba ise selin yazmıştım.onu düşününce “gülümsedim”.

    si̇gara

    gündüzler çabuk geçse de geceler bitmek bilmiyordu.. gündüz yapacak çok şey var, gece ise insanın kendiyle hesaplaşma vakti gelmiş gibi geçmişi ve yaşadıkları dışında bir şey düşünemiyordum. geçmişte ise selin en belirgini idi. selin’den ayrıldıktan sonra gecelere olan nefretim bu yüzdendi sanırım.. kendisini bol bol düşünme fırsatı vermişti çünkü bana..

    selin limon kolonyasından aşırı nefret ederdi, bunu tesadüfen onla buluşmadan önce aceleyle traş olduğumda berberin, yüzüme boca ettiği limon kolonyasından sonra anlamıştım. sakallarım batıyor diye öptürmüyordu, limon kolonyasının kokusunu alınca volkan, uzak dur bugün benden! demişti.bu anları düşünürken nerden aklıma geldiyse sigara içip rahatlama fikri geldi. fatih w..tn bx içiyordu. gidip 2 dal sigara istedim.

    fatih:olm sen akıllanacağına manyaklaşıyorsun.bu yaşa kadar sigara içmemişsin, okul bitecek sen sigara ver diyorsun.
    ben:ya fatih, veriyor musun vermiyor musun onu söyle.
    fatih:volkan, alışınca bırakılmıyor. bence içme hiç.
    ben:hadi fatih, çocuk değilim ben.ver artık.

    fatih’ten aldığım 2 sigarayı üst üste içince tır çarpmışa dönmüştüm. sabah ilk işim 1 paket sigara almak olacaktı. acaba selin bilse tepkisi ne olurdu?

    bu düşüncelerle uyumuşum, sabah oldu ve ben gidip gazete, sigara ve ekmek alıp eve döndüm. oradan okula geçtim. bölüm öğretmenimiz beni odasına çağırıp, bugün anadolu üniv.’den bir grup öğrencinin geleceğini, onlarla ilgilenen kişiye yardımcı olmamı söyledi.

    grup geldi ve gezdirmeye başladık. okulu gezerken, içlerinden biri gülerek soru sordu.ben komik olduğunu mu sanıyorsun? diyerek kızın yaydığı o pozitif enerjiyi yok etmeyi başarmıştım. sorunluydum resmen ve her yerde mal gibi bunu belli ediyordum. kız” bir saniye konuşabilir miyiz” dedi.

    adı leyla’ymış. eskişehirli ve a.ü de okuyormuş.

    leyla:merhaba, adım leyla.az önce neden öyle tepki verdin bana? anlayamadım.
    ben:merhaba leyla, bende volkan. üzgünüm,biraz sorunlarım var şu sıralar..ve son finaller!

    leyla:anladım. boşver takma diyerek o şirin gülümsemesini attı,bir kağıda bir şeyler karalayıp, elime tutuşturdu ve ekledi:

    -kendini iyi hissettiğinde görüşürüz o zaman.
    gruptan, sınava çalışma bahanesi ile ayrıldım. leyla’nın yazdığı kağıt parçasına gözüm takıldı. telefon numarası ve msn adresi yazıyordu.eve geçtim ve müzik dinlemeye başladım. sigaramı da yakıp, selin’i düşünmeye başlamıştım çoktan.

    telefonum çaldı, açtım arayan annemdi ve ağlamaklı bir ses tonuyla:
    -oğlum nasılsın? neler yapıyorsun?

    ben:iyiyim anne,tek bir sınavım kaldı sonra mezuniyet töreni. sonra da geleceğim bir aksilik olmazsa.bir şey mi oldu anne?
    annem:oğlum baban hasta.
    ben:nasıl yani?
    annem:iş yerindeyken kalp krizi geçirmiş. hastaneye kaldırmışlar dediği anda gözlerimden yaşlar süzülüyordu.
    ben:durumu nasıl şimdi?
    annem:iyi, yoğun bakımdan çıktı az önce.
    ben:anne ben hemen dönüyorum, yarın orda olurum. merak etme beni tamam mı?
    annem:baban iyi oğlum. gelmene gerek yok. kalp ritminde sorun varmış, düzeldi dedi.
    ben:tamam anne, durumunda bir değişme olursa ararsın. üzülme anne, babam güçlüdür. içim hiç rahat değil burada şimdi..
    annem:yok yok oğlum,sen derslerine bak.bir şey olursa seni ararız dedi.
    ben:tamam anne, benim adıma geçmiş olsun dersin babama. deyip kapattım.

    babam:babam ben kendimi bildim bileli sigara içer. bana “sigara içme de ne içersen iç oğlum.”demişti.cep telefonu taşımayı sevmezdi, gülmeyi de..sert mizaçlı ve kavgayı seven biriydi.o yüzden çok tartışmışızdır babamla ve günlerce konuşmadığımızı hatırlarım…

    şoktaydım,”lanet olsun böyle hayata…”diyerek bir sigara daha yaktım…
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster