0
karıncaların erkekleri ve dişileri, nimfahk derilerinden çıktıktan sonra bir süre tembel hayatı sürerler. i̇şçiler tarafından beslenir ve bu hizmetkârlarının kursağındaki nefis şekerli sıvıyı doya doya içerler. kış gelince uykuya yatar ve ancak ilkbaharda veya yazın güçlerinin artması ve kanatlarının sağlamlaşmasıyle birlikte içlerinde üreme içgüdüsünün uyandığını hissederler.
genellikle kanatlı olan bu iki eşey, zifaf uçuşuna girişir. bu arada, bir dişinin arka arkaya birkaç erkekle birleştiği ve hayatının geri kalan kısmına yetecek kadar sperma depo ettiği olur. bu şekilde depo edilen spermalar güçlerini sonuna kadar muhafaza ederler. karıncalarda kraliçeler, yani bey karıncalar, on, on iki yıl yaşadıklarına göre, buna şaşmamak elde değildir.
kancaların hayatının en önemli olayı zifaf uçuşu, ne fazla nemli, ne de fazla kuru bir gün öğleden sonra yapılır. bunun ertesi günü yerler, erkeklerin ve bazen de dişilerin ölüleriyle doludur. erkekler bitkinlikten ölmüşlerdir. dişilerden sağ kalanlar ya kendileri kemirerek, ya da başka karıncalara kopartarak artık işlerine yaramayacak olan kanatlarını bertaraf ederler.
artık kanatsız olan bu dişiler, ya bir karınca yuvasına kabul edilir, ya da kendi başlarına kalarak yeni karınca şehirleri kurarlar. bu devre, dişi karınca'nın hayatındaki en çetin devredir. toprağa gömülerek kendine bir odacık kazmakla işe başlar. kursağındakiierden başka yiyeceği yoktur. allahtan, kopan kanatlarının kasları osmoz eylemiyle vücudu trafından emilerek onu bir süre besler. dişi karıncanın bu yiyeceklerini beş, altı ay sürdürmesi, üstelik devamlı yumurtladığı yumurtalardan çıkan larvaları da aynı stokla beslemesi gerekmektedir. bu arada yaşayabilmek için, kendi yumurtalarından ve larvalarından birkaç tanesini yediği olur. neden sonra, iki, üç işçi karınca gelişerek annelerine yiyecek getirmek için yuvanın dışına çıkarlar. bundan böyle bolluk kıtlığın yerini alacak ve hapishane de günden güne genişleyerek koca bir şehir haline gelecektir.
bu çetin devreyi kolay atlatmak için, bazı karınca türleri zekâlarını çalıştırarak ilginç çareler bulmuşlardır. carebara vidüa» bilimsel adlı bir güney afrika türünde kraliçeler, tabalarından 3 000-4 000 kere daha hacimlidir. bu durumda bu dişilerin, cüce boylu larvalarını beslemeleri, bir devekuşu'nun minik kolibri'leri beslemesi kadar imkânsızdır. bu dişiler zifaf uçuşlarına giderken, ayaklarının kıllarına aşılı olarak en az on tane işçi karınca da zütürmek ve yeni yuvadaki ilk işleri onlara gördürmek âdetindedirler. i̇skandinavya'da yaşayan »harpagoxenus sublevis» türünde dişiler işçilere benzerler. kitinle zırhlı olan bu dişiler, zifaf uçuşundan sonra barışsever bir karınca türünün yuvasına girip buranın, nünfaların dışındaki bütün sakinlerini kovarlar. nimfalara da, başkalaşmalarından sonra kendi yavrularına dadılık yaptırırlar.
yumurtaları, larvaları ve nimfaları olan karıncalar, tüm başkalaşma gösteren böceklerdendir. yalnız bu husus, onları yarıbaşkalaşmaya uğrayan termitlerden ayırmaya yeter.
karınca yumurtaları pek miniktir ve bir karınca yuvası karıştırıldığı zaman çok kere gözden kaçarlar. «karınca yumurtası» denilen pirinç tanesine benzer cisimler larvalar ve nimfalardır.
Tümünü Göster