-2
Uzun hikaye.. Karışık.. Bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. Mevlana Kapıda.. Babası zabıtaydı.. Alkolik hasta bi adamdı.. Rahmetli erken gitti zaten.. Bu anasıyla yoksul, perişan.. Bizim tuzumuz kuruydu. Hacıbabam yapmış bişeyler..
Bi de Zagor vardı.. Bizim eski evin kiracısının oğlu.. Babası filmciydi Yeşilçam’da.. Cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte.. Ama sevimli, yakışıklı oğlandı.. Bizimkini aşık etmiş kendine.. Ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar.. Öylece büyüyüp gittik işte..
Ne tak varsa askerliği bekledim hep.. Dört sene kaldı, üç sene kaldı.. Sonunda o da geldi gittik.. Bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. Ev düzüldü, kız bulundu falan filan. Nikahlandık.. iki taksi bi dükkan verdi peder. Dükkanda koltuk moltuk satardım..
Bi gün bu huur çıka geldi.. Hiç unutmam.. Görür görmez cız etti içim.. Böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok..Üstünde açık bi bluz.. Saçlar maçlar.. Pırlanta anlıyacağın. Şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle.. Kanıma girdi o gün.. tabii taktım ben bunu kafaya.. Ertesi gün bir soruşturma.. Dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede.. Ama asıl Zagor’a kegibmiş.. Zagor da kaptiden içerde o zaman.. Bi gün süslenmiş püslenmiş zınk geçti dükkanın önünden.. Yazıldım peşine.. Tuhafiyeciye gitti.. Pastaneden çıktı.. Minibüs, otobüs geldik Sağmacılar’a.. Benim içimde bir sıkıntı.. işi anladım tabi.. Zagor’u ziyarete gidiyor.. Bir tuhaf oldum.. bini de kıskandım..
Uzatmayalım, çaresiz evlendik ötekiyle.. O ara Zagor içerden çıktı.. Sonra bi duyduk kaçmış bunlar.. Altı ay mı, bir sene mi kayıp.. Hep rüyalarıma girerdi huur.. O gün dükkana gelişini hiç unutmadım.. Benimkine bile dokunamaz oldum.. Sonra bide duydum ki iki kişiyi deşmiş Zagor.. Biri polis.. ikisinin de gırtlağını kesmiş.. Karakolda beş gün beş gece işkence buna.. Arkadaşlarının öcünü alıyorlar.. Kaltağa da öyle… Önce öldü dediler Zagor’a; sonra komalık.. Ankara’da oluyor bunlar..
Bizimki bi gün çıka geldi mahalleye.. Zagor içerde.. En iyisinden müebbet.. Bi sabah dükkana geldim baktım bu oturuyor.. Önce tanıyamadım.. Anlayınca içim cız etti… Cız etti de ne tornavida yemiş gibi oldum.. Çökmüş… Zayıflamış.. Bembeyaz bi surat, ama busefer başka güzel huur.. Oranın şarkıları gibi… Kalktı böyle dimdik konuşmaya başladı.. Dedi para lazım.. Çok para.. Zagor’a avukat tutacakmış.. ileride öderim dedi.. Esnafız ya biz de nasıl diye sormuş bulunduk.. huurluk yaparım dedi.. istersen metresin olurum.. içime bişey oturdu.. Ağlamaya başladım… Ama ne ağlamak.. işte o gün bi inandım huurya tam yirmi yıl geçti..
Uzatmayalım Zagor’a müebbet verdiler.. Ama rahat durmaz ki bin.. Ha birini şişledi, ha firara teşebbüs, o şehir senin bu şehir benim cezaevlerini gezip duruyor.. huur da peşinden.. Sonunda dayanamadım ben de peşinden..Önce dükkan gitti… Ardından taksiler… Karı terketti, peder kapıları kapadı.. Yunus gibi aşk uğruna düştük yollara.. iş bilmem, zanaat yok.. Bu durmuyor hiç..
ilk yıllarda ufak kahpeliklere başladı.. Sonra alıştı.. Gözünü yumup yatıyor milletin altına.. Gel dönelim diye çok yalvardım.. Evlenelim.. Pederi kandırırım… Zagor’a bakarız… Kancık köpek gibi izini sürüyor itin.. Ne yaptı buna anlamadım.. Kaç defa dönüp gittim istanbul’a.. Yeminler ettim, doktorlar, hocalar kar etmedi.. Her seferinde yine peşinde buldum kendimi..
Bir keresinde döndüm biriyle evlenmiş bu, hamile.. Beni ağbisiyim diye yutturduk herife.. Nedense rahatladım.. Ohh dedim kurtuluyorum.. Bu da akıllanmış görünüyor.. Yüzü gözü düzelmiş.. çocuk diyor bişey demiyor.. Sinop’ta oluyor bunlar.. Ben de döndüm istanbul’a..
Doğuma yakın Zagor bir isyana karışıyor yine.. Hemen paketleyip Diyarbakır Cezaevin’e postalıyorlar.. Çok geçmeden bizimki depreşiyor yine.. O halinle kalk git sen Diyarbakır’a.. Üç gün ortadan kaybol.. Herif kafayı yiyor tabi.. Dönünce bi dayak, eşek sudan gelinceye kadar.. Kızın sakatlığı bu yüzden..
Sonra çocuğu doğuruyor.. Durum hemen anlaşılmamış.. Ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyor herife bıçağı.. Çocuğu da alıp vın Diyarbakır’a.. Zagorun peşine.. Allahtan herif delikanlı çıkıyor da şikayet etmiyor.. Ben o ara istanbul’da taksiden yolumu buluyorum.. Epey bi zaman böyle geçti.. Yine her gece rüyalarımda bu..
Zagor’un Diyarbakır Cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra..
Bi gece bi büyükle eve geldim.. Hepsini içtim… Zurnayım tabi.. Bi ara gözümü açıp baktım karlı dağlar geçiyor.. Bi daha açtım başımda bi çocuk kalk abi Diyarbakır’a geldik diyor.. Baktım sahiden Diyarbakır’dayım… Bi soruşturma, Kale mahallesi vardır oranın… Bi gecekonduda buldum.. Malımı bilmez miyim.. Görünce hiç şaşırmadı.. Hiç bişey demedik.. O gece oturup düşündüm.. Oğlum Bekir dedim kendi kendime “Yolu yok çekeceksin.. isyan etmenin faydası yok.. Kaderin böyle..Yol belli… Eğ başını usul usul yürü“.. O gün bu gündür usul usul yürüyoruz işte..
Tümünü Göster