1. 51.
    0
    ilkokula başladığım o dönemlerde biz hala kirada oturmanın sıkıntılarını yaşamaya devam ederken her sabah erkenden uyanıp okula gitmenin dayanılmaz ezikliğini de yaşamıyor değildim. Henüz 6-7 yaşında olan ben babamla birlikte okula gitmek konusunda derin sorunlar yaşıyordum. Adam sanki yanında yetişkin bir insan varmışçasına hızlı hızlı adımlarla yürürdü, ona yetişebilmek veya yanında gidebilmek için adeta koşardım. okula vardığımda, dinlenmem, soluklanmam nefes almam için bir süreye ihtiyacım olurdu. Hayır anlamıyorum ki bu kadar koşturmanın ne gereği var?

    ben böyle koştura koştura okula gidip gelirken senelerin de nasıl geçtiğinin farkına varamıyordum zaten... benden 2 yaş küçük olan kardeşim de benimle aynı okula yazılmıştı... inceden bi kadrolaşmanın ürünlerini veriyorduk... ee tabi ben 3. sınıfa geçen tecrübeli bir öğrenci olmam sebebi ile artık pek fazla babamla gitmiyordum okula. bu sefer babamın peşinden koşturma sırası kardeşime geçmişti... aslında bu bir bayrak yarışıydı, bir önceki nesil her daim bir sonraki nesle bayarağını bırakıyordu...

    gel zaman git zaman derken, artık kiracılık devrinin noktalanmasına doğru ilerliyorduk, dedemin yıllarca çalışarak yaptırdığı apartmandan bir daire de babama düşmüştü... dedemin bu apartmanı nasıl diktiğine inanın hala aklım ermiyor. Dedem de tıpkı babam gibi öğretmendi, yıllarca öğretmenlik hayatı sürdürdü. 6 tane çocuğu olan dedem , hem 6 çocuğa bakıp hem de apartman dikiyor ve bunu öğretmen maaşıyla yapıyordu. Düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum. ben 24 yaşındayım ve bırakın apartman dairesi dikmeyi, bir fidan bile dikecek durumda değilim. Ulan normal maaşla bu işleri yapabilenleri gerçekten takdir ediyorum. he gerçi dedem aslında çok cimridir, birçok dede gibi o da cimri işte... bu cimriliğinin eseri olsa gerek...
    ···
   tümünü göster