1. 951.
    +3 -1
    @691 panpa hep aynı hataya düşüyorsun. tek kişi üzerine bir savunma kuruyorsun. optik başkan vardı ama beşiktaş'ta diyip,
    tribünün duruşundan bahsediyorsun. şimdi ölmüş adamın arkasından konuşturtma beni. sen optik başkan'ın yaşayışını, cocuguna örnek gösterebilir misin ? bunlar bilinen şeyler değil mi ? ama alpaslan dikmen'i örnek verebilirsin. okulunu, işini, hayata karşı duruşunu. kitap yardımlarını. okul tamiratlarını. depremde gidip göçük altınada kalanlar için taş kaldırmasını. dış dünyadaki gelişmelere olan yardım isteğini.

    beşiktaş çarşısı eğitimsilik ile ilgili pankart açar, galatasaray tribünü kitap yollar. duruş budur yani. beşiktaş çarşısı da ekşi sözlük gibi, ne yapsa olay oluyor. ama icraat yok.

    bizde de sabri var. canını dişine takarak oynuyor, ama sabri'nin özverisinisi bütün takıma maledemezsin. sabri'ye bakıp takım da aaaaa arma aşkı var bu takımda be diyemezsin.

    kabul, beşiktaş tribünü farklı bir tribündür. bunun nedeni de; kemik tayfa dediklerimizin siyasi görüşünden kaynaklanmaktadır. entelektüel bi' tribün. siz kapalıya gittiğiniz vakit, feridun düzağaç'ı görebilirsiniz. ama bizim kapalı tribünde nihat dogan'ı görüyoruz. fakat bu duruştan bagımsızdır.

    duruş dediğin kavram cok farklıdır. mesela galatasaraylılar bilir, başarısız başkan bizim başımızda kalamaz. ya tribün gönderir, ya da muhalefet gönderir. demirören bizim başkanımız olsa 3 kere yollanmıştı. övündüğün beşiktaş çarşı'sı demirören'e bagıranlara
    saldırmadı mı ? istifa sesleri cıkarken başka beste girmeye çalışmadı mı ? bu mu duruş ?

    şu zamandan bagımsız konuşuyorum tabiiki.
    ···
   tümünü göster