/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 726.
    0
    novus ordo seclorum

    ilk dikkatleri abd dolarının arkasındaki piramitli göz simgesinin altında bulunarak çeken bu söz latince bir cümledir ve türkçe karşılığı "yeni dünya düzeni"dir. 4 temmuz 1776'da kurulan abd'nin parasındaki enteresan imgelerden belki de en dikkat çekeni bu söz. Peki bu sözün orada bulunma sebebi ve iması neydi? Avrupa'nın kolonisi halindeyken bağımsızlığını ilan eden bu ülkenin hangi gerekçeleri öne sürdüğüne ve izlediği politikaya önceki konularımızda değinmiştik ( ayrıntılı bilgi: (bkz: #20238639) ve (bkz: #20238674) ).
    Amerika kıtasının keşfi, dönemin dünya ülkeleri arasındaki dengeyi altüst etmiştir. Amerika'nın keşfi ve abd'nin kurulması, önceki ülkelerin eski dünya ülkeleri tabirini almasına sebep oldu. Amerika yeni dünya olarak kabul görürken, özellikle Avrupa ve asya yaşlı kıtalar gibi düşünülmeye başlandı. Abd'nin izlediği politika bir yana, kuruluşu bile diğer devletlerin hesapları tekrar gözden geçirmesine, dengeleri yeniden düzenleme mecburiyetine girmesine sebep oldu. Abd de devlet olmanın gereği itibariyle belli bir sistemden ibaretti ve bu sistem, belli kurallar üzerine kurulmuştu. Abd dolarının arkasında novus ordo seclorum sözü de aslen bunu anlatmaktaydı. Yani bu söz, genç kıtanın sahip olduğu sistem ve ilkeleri ifade etmekten ibaretti. Amerika yeni dünya ülkesiydi ve üzerinde kurulmuş abd de yeni dünya düzeniydi. Abd'nin kuruluşundan önceki büyük olaylar, Abd'nin kurulmasına hem dolaylı hem doğrudan etki etmiştir. Bu olayların başında bilindiği gibi, Avrupa'nın gelişimini getiren reform-rönesans hareketleri ve bu ideolojilerin sebep olduğu coğrafi keşifler'dir. bununla birlikte, abd'nin kuruluşunu, illuminati adıyla bilinen bir örgütün sağladığından bahsedilmektedir. ancak, etrafta dikkat çekme ve parasal kaygıların getirdiği içgüdülerden dolayı illuminati ile alakalı birçok "şehir efsanesi" tadında iddialar ortaya atılmıştır. yine bu iddiaların birbirinden beslendiği gerçeğiyle, illuminati'nin 1 mayıs 1776'da kurulduğu söylenir. tarihlere dikkat edilirse, illuminati'nin kurulduğu iddia edilen yıldan 2 ay sonra da abd'nin kurulduğunu görürsünüz. burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da, illuminati'nin aslen nasıl bir oluşum olduğudur. bilgi kirliliğine sebep olan onca komplo teorisine bakarsak illuminati'ye, insanlığı köleleştirmeye çalışan bir örgüt izlenimi verildiği anlaşılmakta. illuminati denilen bu örgüt, dinin eleştirme ve düşünmeyi yasaklamasına karşı tepki olarak ortaya çıkmış bir örgüttür ve aslında tahmin edildiği gibi insanlığa zarar verme amacı güden bir örgüt olmaktan çok, abd'nin bizim tabirimizle "derin devlet"i olduğunu söyleyebiliriz. abd tarihini incelediğinizde, abd'nin 4 temmuz'dan çok önce bir tarihte kurulmuş olduğu bilgisine ulaşabilirsiniz. yani 4 temmuz 1776 tarihi, fiilen var olmuş bir devletin resmi ilan tarihinden öte bir tarih değildir. bu devleti kurmak isteyenlerin 1 mayıs 1776'da kendi aralarında yaptıkları toplantılar da, abd'nin gidişatını ve gelecekte izleyeceği politikaları belirleme amaçlıdır. tahmin edildiği gibi illuminati denilen oluşum, belki de gerçekten hiç varolmadı ancak, bu örgütün abd'nin yer altı yapılanması olduğu neredeyse kesindir. abd'nin kurulmasına ön ayak olanlar, bu sistem üzerindeki söz haklarını istedikleri gibi kullanabildiler. kendilerine yakın isimlerin başkan seçilmesini sağladılar, kendilerinden olmayanları suikastlerle öldürdüler. belli ve makul sebeplerden dolayı üretilen onca komplo teorisi, özellikle de interneti yoğun olarak kullanan ve olağanüstülüğe merak duyanlarımız arasında "illuminati paranoyası" denilen yeni bir pgibolojik rahatsızlığın oluşmasına sebep oluyor. illuminati'ye de kısaca değindikten sonra, konumuzu abd'nin kuruluşundan ilerletmeye devam edelim. Bulunduğu dönem itibariyle, skolastik(eleştirme ve düşünmenin yasak olması) düşüncenin esiri olan avrupa devletlerinin basit bir kopyası gibi görünen abd, 1789'da fransız ihtilali'nin patlak vermesiyle, insan hakları konusunda daha geniş yasalar yapmak ve ayrımcılığı körükleyen eski yasaları yürürlükten kaldırmak zorunda kaldı. Zaman içinde bu yasalarda ufak tefek değişiklikler yapılsa da, abd'nin şuanki kullandığı federal anayasa da o dönemlerde şekillenmiş, büyük ölçüde değişikliğe uğrama gereği duyulmadan günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. yeni dünya düzeni, tahmin edebileceğiniz gibi, tek bir merkezden yönetilen bir dünya devleti anldıbına da sahiptir. ekonominin, eğitimin, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin tek elden yürütüldüğü, sınırların ve ayrımcılığın olmadığı bir dünya. şuanki düzende dünya özellikle de kültürel farklılıkların neden olduğu savaşlardan dolayı sınırlardan ibaret ülkeler halinde paylaşılmış ve bunun sonucunda da ortaya birbirinden farklı büyüklüklerde ve farklı etkilerde birçok ekonomi ortaya çıkmıştır. yine kültürel nedenlerden dolayı savaş bu sefer boyut değiştirmiş ve ekonomisi güçlü olan ülkeler, ekonomisi zayıf olan ülkeleri etkileri altına almaya başlamıştır. bu etki altına alma olayı, çoğunlukla yüksek faizli borç verme ve diplomatik alanda ekonomiyi koz olarak kullanmaktan ibaret sayılabilir. görüldüğü gibi, ortada birçok farklı merkez ve bu merkezlerden yürütülen birçok farklı ekonominin varlığı, devletleri ve dolayısıyla insanlığı birbirine düşman etmeye, toplumların birbirini yoksul bırakma ve esaret altına alma yarışına sebep olmaktadır.
    aynı şekilde, devletlerin finansörlüğünü yaptığı eğitim sistemleri de dünyada gelişimin dengesiz bir şekilde ilerlemesine sebep oluyor. bütün bu ve buna benzer sorunların halledilmesi için, takdir edersiniz ki yönetimi tek bir merkezden olan bir dünya devleti adeta şart haline gelmiştir. tıp alanında ilerleme kaydeden ülkeler, milliyetçilik ve tarihsel sebeplerden dolayı keşfettikleri bu ilerlemeyi diğer ülkelerle daha geç sürede ve oldukça yüksek bir meblağ karşılığında paylaşabiliyor. batı ülkelerinde vizyona giren bir film, aylar sonra türkiye'de sinema salonlarında gösterilebiliyor. farkettiğiniz gibi, burada dünya ülkeleri arasında uyumsuzluk sorunu vardır. dünyanın ülkeler halinde paylaşılmasının diğer bir dezavantajı da, hukuksal ve bürokratik sorunlardır. örneğin, türkiye'de büyük bir suça karışan kişi, türkiye'nin iade anlaşması yapmadığı bir ülkeye(kenya gibi) kaçtığında herhangi bir hukuksal yaptırımla karşılaşmaktan kurtulmuş oluyor. bu ve buna benzer birçok sorunlardan dolayı, adaletin ve güvenliğin gerçekleşmesi sekteye uğramakla birlikte, bu unsurlar ekgib yönleriyle varlıklarını devam ettirmeye çalışmaktadır. yurtdışına gitmek istediğinizde size birçok sorunlar çıkarırlar. bunun sebebi de yine dünyanın ülkeler halinde bölünmüş olmasından ileri gelir. yani, bu sorunun kökünde ekonomik nedenler ve güvenlik konusunda duyulan tedirginlik vardır. yurtdışına gittiğinizde, gittiğiniz ülkenin temsilcileri tarafından ekonomik nedenlerden dolayı(ülkeye yerleşerek o ülkenin vatandaşları üzerindeki işsizlik oranını artırmak gibi) size belli bir süreliğine vize verilir. başka bir ülkenin vatandaşı olmak isterseniz de, buna benzer ama bu sorunlardan daha büyük sorunlarla karşılaşırsınız. ülkeler üzerindeki yaratılan terör baskısı da, kültürel nedenlerle doğrudan ekonomik anlamda, dolaylı olarak da savunma kurmak amacıyla gerçekleştirilmekte. terör, diğer ülkelerin ekonomik ve sosyal anlamda geri kalmasına sebep olmakta ve finansmanını, o ülkeye belli nedenlerle düşmanlık besleyen ülkeler sağlamaktadır. görüldüğü gibi bütün bu sorunların halledilebilmesi, insanlığın devletleşme mantığıyla tek bir merkezden ve disiplinli yönetilmesini gerektirmektedir.

    edit: illuminati denilen oluşum yukarda anlatıldığı gibiyse, şarkılarda ve filmlerde kullanılan subliminal mesajların nedeni için:
    (bkz: #41458314).

    ek bilgi: reform, kilisenin halk üzerindeki baskısını kırmak ve dinin halk üzerindeki etkisini azaltmak amacıyla yapılmıştır. rönesans ise sanatla birlikte, bilimsel ve teknolojik alanda ilerleme sağlamak için yapılmıştır. rönesans'ın en önemli sonucu, sanayi devrimidir. ilk reform hareketleri almanya'da, ilk rönesans hareketleriyse italya'da yapılmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster