+1
-1
ziraat mühendisi zooteknistim beyler, farklı bir kanatlı firmasında damızlık çiftlik müdürüyüm. hayvan besleme, yetiştirme, ıslah-genetik vs konularında bilgi sahibiyim. az buçuk bilgi vermek isterim.
şimdi gelelim hormon, antibiyotik, fare, balık eti vs hurafe-kulaktan dolma bilgilere.
kanatlı üretiminde 1. kural en düşük maliyetle besin maddelerince en dengeli yem ile hayvanı beslemek. sen bu yemin içine hormon kattığın taktirde (nasıl katılıyorsa artık) şu gibi sonuçlar çıkar,
- yemin maliyeti artar ( katılmaması için yeterli bir nedendir çünkü kanatlı firmaları yem maliyetini düşük tuttuğu oranda kar eder)
- katıldığı taktirde yemin işlenmesi sırasında protein yapısında olan hormonlar ısıl ve mekanik işlemlerden dolayı bozulma gösterirler, (yine katılmasının mantıksızlığının bir diğer nedeni)
-illa ki ben katıcam hormonu şişiricem diyosun tavukları diyelim, bu yemler sürekli kontrol ediliyor devletin resmi veteriner- ziraat mühendislerince, mevzuata uygun olmayan yem hammaddesi-yabancı hammadde tespit edildiğin de adamın zütünden kan alırlar kamiller kan...
-Antibiyotik kullanımı meselesine gelirsek broiler dediğimiz etlik piliçler yaklaşık 40-42 günde kesime gitmektedir. zaman zaman mikrobik hastalıklar nedeniyle tedavi amacıyla antibiyotik kullanılmaktadır. kullanılan antibiyotiklerin etten arınma süresi bellidir( örneğin ilaç tedavisi bitiminden 10 gün sonra ette kalıntı kalmaz, ilaca görede değişir bu süre) eğer 10 gün kalıntı arınma süresi olan bir ilaç misal kesime 5 gün kala kullanılırsa bu ette kalıntı kalacaktır. Bu antibiyotikte devlet resmi kurumunca tespit edileceğinden yine kamilin işi bozuk olacaktır. Verilen büyük para cezaları bir yana sektörde o firmanın güvenilirliği büyük darbe alacaktır. Bu nedenle belli bir günden sonra hastalıkta olsa o sürüye ilaç tedavisi uygulanmaz.
-Fare eti tamamen zütten uydurmadır. Fare eti ile beslemek için önce fare eti üretimi yapılması gereklidir, 3 5 fare ile olacak iş değildir bu. Hiçbir firma da fare eti üretim tesisi görmedim duymadım. Gördüm duydum diyenin zütünden haberi yoktur.
-Et unu, balık unu, kemik unu gibi yem hammaddeleri yem üretiminde kullanılmaktadır. Bunların da kullanımında belli kriterleri vardır, belli oranlara kadar kullanılabilir, dünya da tüm yem üreticileri maliyetlerini düşürebilmek amacıyla bu maddeleri kullanırken yerli firmaların yüksek maliyetlerle başa çıkabilmesi açısından kullanmama gibi bir lüksleri yoktur.
-Hayvanlar güneş görmüyor, havasız, dar alanlara sıkıştırılıyor denmiş. Gönül ister di ki salalım tavukları çayırlara gönüllerince gezsin dolaşşınlar fakat bu da kombine-entegre üretimde ne yazıkki imkansız bir durum. Yüksek kapasitelerde üretim yapılabilmesi açısından belli bir hayvan/metrekare oranı vardır. Oran arttıkça hayvanlar strese girecektir, sağlıkları bozulacaktır. Oran düştükçe mevcut kapasite gerektiği gibi kullanılamayacak karlılık ortadan kalkacaktır. O nedenler maliyet/hayvan sağlığı dengesi göz önünde bulundurularak kapasiteler belirlenmiştir. Hayvanların içinde bulunduğu barınaklar da sağlıklı şekilde yaşamaları ve et-yumurta üretimlerini gerçekleştirebilmeleri için havalandırma-ısıtma-soğutma işlemleri yapılmakta, olası hastalık durumları oluşmaması için katı biyogüvenlik kuralları uygulanmaktadır.
kafanıza takılan başka mevzular varsa cevaplanacaktır.
Tümünü Göster