1. 476.
    +6
    böyle bir başlık açacaktım neyseki varmış;

    yıl 2002 yada 2003 tam hatırlamıyorum lise sondayım kabataş erkek lisesi vardır bilenler. dersane de beşiktaşta, şimdiki uğur dersanesi o zaman mef dersanesiydi, okul çıkışı dersaneye gidiyorum yürüyerek, ev de yeniköyde, dersane çıkışı beşiktaşta meydanın karşısından 25t ye binip eve gidiyorum.
    tabii okul 2-3 gibi bitiyo dersaneden de 5-6 gibi çıkıyoruz, bizim çıkış saatimize beşiktaş lisesinin de çıkış saati denk geliyor.
    neyse çıktım bi gün dersaneden otobüs durağına gittim, bekliyorum otobüsü. tam beklerken bi hatun bana bakıp gülümsüyor, ama o anda vuruldum hatuna, deli divane oldum. içimden dedim bu hatunla konusmam lazım, kesin konusmam lazım cünkü hatun çok tatlı ve baya baya kesiyor yani. neyse otobüs geldi 25t baktım hatun bindi benim gözler parladı tabi tak ben de bindim. ama otobüs bildiğin balık konservesi gibi, sıkış sıkış.. otobüste ayakta göz göze gelmeye çalışıyorum hatunu göremiyorum aralardan kaybolmuş. yeniköy askerlik şubesi durağına geldi otobüs, ben orada iniyorum, baktım arkaya doğru gene göremedim kızı ve çaresiz bi şekilde inip eve gittim.

    ertesi gün gene dersane çıkışı, gene aynı durakta gene o kızı gördüm ve kız gene bildiğin beni kesiyor. dedim oğlum yemekte salca bu kızla konusmazsan bundan 8-9 sene sonra çok pişman olursun. bindik otobüse gene ve gene çok sıkış ve gene konuşamadan indim. ama kızın siyah açık gri eteğinden beşiktaş lisesinde okuduğunu anladım ve elbet gene göreceğimi düşünerek daha rahat bi vakte erteledim bu tanışma işini.

    birbirini takip eden 3. gün ben o durakta gene aynı hatunu gördüm ama suratında bi hüzün vardı. sanki biraz önce zırıl zırıl ağlamış gibi gözleri kan çanağına dönmüştü. gözlerinin içine baktım ama o bana doğru bakmıyordu. neyse otobüs geldi ve o da nesi otobüs neredeyse bomboştu. kız ortaköye geldiğimizde kendine oturacak bir yer buldu ben de gittim onun oturduğu koltuğa yakın bi yerde mevzilendim, yanındaki adam kalkar da ben otururum diye. tam bunları kafada kurarken tak yanındaki adam kalktı ve kızın yanına oturdum.

    geçen 2 günde kendimi aşırı derecede gaza getirmiş olacağım ki konuya nasıl gireceğimi şaşırdım. diyorum kendime kesinlikle şuanki fırsat ömrün boyunca gelmeyecek, bir daha bu fırsatı yakalayamayacaksın diye kendime telkinlerde bulunurken şuursuzca kıza attığım laf ve sorduğum ilk soru şu oldu;

    yemekte salca - beşiktaş lisesinde mi okuyorsun ?

    böyle malca bir giriş olamazdı kesinlikle olamazdı.. cevap verirken yüzüme bile bakmadı.

    kız - evet..

    dedi.. sadece bir evet alabildim ağzından. ve cam tarafında oturduğu için dışarı bakan başını bir milimetre bile sağa çevirmedi *
    naaptım ben derken, bataklığa batıp çırpınan biri misali hayatımda beni mağmaya kadar sokan diyaloğu yaşadık;

    yemekte salca - nerede ineceksiniz?
    kız - sanane!
    yemekte salca - bu arada ben yemekte salca
    kız - banane!

    ...

    resmen züt olmuştum. kendimi bilirim böyle utandığım durumlarda kıpkırmızı olurum ve o an sanırım kırmızıyı tarif etmek isteyenler yemekte salca'nın suratı diyebilirlerdi. o dialog sonlandığı an otobüs durdu. arka 4 lünün hemen önündeki ikili koltukta oturuyoduk, arkadan bi kişi indi o durakta ve ben de tak kalkıp arkaya oturdum.

    evet inci ailesi, ben hayatımda böyle züt olmadım. böyle yerin dibine girmedim. düşün koca otobüste :( sanane banane dialogları. ve kıpkırmızı bir yemekte salca nick entry uyumu ha?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster