+3
21 yaşındayım. seneye üniversite bitiyor. dersler çok kötü okul %80 uzayacak fakat bizimkilerin bundan haberi bile yok. abim okulunu bitiremedi, üniversiteyi son sene terk etti. bir sürü böbrek ve karaciğer rahatsızlığı geçirdi yıllarca onlarla uğraştı, bizimkilerle de arası pek iyi değil. şimdi 30 yaşında, evlenmedi ve çalışmıyor. bizimkiler ondan ümidi kesti kesecek. o yüzden sırtıma hayvani bir yük binmiş durumda. okulu 1 sene uzatmam bile inanılmaz koyar onlara.
bir yanda bunlar var, diğer yanda ise durum bambaşka. ilk sene daha ilk haftalarda sınıftan bir kızı kesmeye başladım. şans da yardım etti bana ve hemen sınıftaki en iyi ikili gibi bir şey olduk. her çıkışta bir yerlere gidiyorduk falan. tabi henüz bir şey yok sadece beraber takılıyoruz. zamanla uyuşturucu gibi bağımlı etmiş beni fark edemedim bile. bir sene böyle geçti.
2. sene benim sınıfımdan en yakın arkadaşlarımdan biriyle çıkmaya başladı. her allahın günü sınıfta gözümün önüne baka baka gülüşmeleri eğlenmeleri hala beynimi tırmalıyor. kaç gece o binin evinde kaldı ben saymadım. anlamamıştır belki onu sevdiğimi dedim, anlasa yapmazdı belki dedim vurdum şişenin dibine. bir sene boyunca hiç konuşmadım onunla. saçma sapan bir bahane buldum tabi konuşmamak için. en yakın dostlarım da alkole düşkün insanlar a.q hemen hemen her gece içmeye başladık. bir süre sonra ayrıldılar, barıştılar sonra yine ayrıldılar. ayrılmalarından sonra yine benle konuşmaya falan uğraştı. arkadaşlarından laf gönderiyordu falan. hep tersledim. adını her duyduğumda o binin evinde kaldığı günler aklıma geliyordu. bir süre sonra ufak ufak konuşmaya başladık. merhaba merhaba işte. sonra yaz tatili geldi.
bu o yaz erasmusla yurt dışında bir ülkeye gidecek ve bir dönem orada kalacaktı. zaten türlü sebeplerden zütüme giren onlarca şeyin arasında bu da tuz biber oldu. giberim böyle işi dedim 26 haziran 2010 günü sabah 5.00 civarında aradım. açmadı. gitmeden önce bir şekilde söylemem lazım deyip mesaj attım.
o gün hayatımın belki de en stresli günüydü. 2 sene içinde içime attığım ne varsa o 12 sayfalık sms e sığdırdım. içimi bir döktüm ki sırtımdan kalkan yükü resmen hissettim o mesajı attığımda. sonra bütün gün beklemeye koyuldum. sinirlenir, sen beni nasıl seversin yağ biz arkadaşız gibi bir şey yazar diye bekledim. bütün gün bekledim, bir mesaj bile gelmedi. resmen giblemedi beni diye düşündüm.
o akşam köpek gibi içip 22.00 gibi aradım onu. bir cevap bile atmadın bu kadar mıydı lan gibisinden sarhoş kafayla yardırmaya başladım. işte ne diyeceğimi bilemedim çok şaşırdım hiç beklemiyordum, sabahtan beri ne diyeceğimi düşünüyodum falan dedi. tam 1 saat konuştuk ve o 1 saatte her şeyi söyledim yüzüne. o binin evinde kaldığı günler bana nasıl girdiğini, kaç gece uykusuz kaldığımı falan. ben anlattım o dinledi, o söyledi ben dinledim. sonuçta olmadı işte. sonra bu avrupa'ya gitti, ben yine içmeye devam ettim. arada msn, facebook üzerinden konuşuyorduk. 5-6 ay kadar ne yüzünü gördüm ne sesini duydum. gittiği ülkede hat almıştı ama diyemedim numaran kaç diye. bir gün sınıftan bir arkadaşın telefonunu karıştırırken numarasını gördüm. hemen kaydettim telefona. ha, aradım mı ? aramadım. arayamadım. arasam ne vasıfla arayacağımı bilemedim. arkadaşı mıyım ? hayır. sevgilisi miyim ? hayır. neyiyim ki lan ben onun dedim elim her telefona gittiğinde.
sonra bu avrupa'dan döndü. değişen bir şey var mı ? yok. hala uzaktan uzağa kesiyorum onu. arada görüyor ama kızmıyor, tatlı tatlı gülümsüyor bana doğru falan. kendi kendime mutlu oluyorum işte. hele arada ben onu bana bakarken görürsem o gün bayram bana.
işte durumlar böyle panpalarım. henüz 26 yaşında değilim. 5 senem var fakat 5 sene sonrasını düşünmek bile istemiyorum. evdekilerin beklentisi büyük, onunla muhabbetimiz yok. şimdi 3. sınıfım ve geçen sene yukarıda yazdığım olaylar neticesinde bi tarafıma giren 10 adet 2. sınıf dersini vermeye uğraşıyorum. seneye mezun olacak, öğretmenliğe başlayacak. bir süre sonra evlenecek, çocuğu falan olacak işte ne bileyim sıradan bir insan gibi yaşayacak. düşünüyorum da, benimle evlense her günümüz farklı güzel olurdu be. yaşayabileceği en güzel hayatı yaşatmaya çalışırdım ona. it gibi çalışırdım gerekirse. dünya turuna çıkardık beraber falan ne bileyim dolu dolu yaşardık bir hayatı. bu kadar çok sevip sonunda böyle pis bir ayyaş olup çıkmak... inanın bana 3 sene önce bunu söyleseler zütümle gülerdim.
Tümünü Göster