+28
**çıkarmadan yaklaştı yatağa
ben çıkardım o yine utanmışken
uzun uğraşlar sonucu tekrar acıyacak korkusunu yenerek
beraber olduk
sabah ben ondan önce kalktım
o hiç kalkmak istemedi
kendini kötü hissettiğini söyledi
-neyin var diye sordum
-ağrı kesiciye ihtiyacım var sanırım tahriş oldu dedi
-tamam sen uzan biraz dedim
aşşağı inip receptiona ağrı kesici olup olmadığını sordum
hapı aldıktan sonra yine yukarı çıktım
ona hapı attırıp başında beklerken kapı çaldı
ben actım kapıyı babasıydı
-biz odada yapacağız kahvaltıyı size de söyleyeyim mi dedi
-iyi olur dedim. içeri girip ebruyla konuşmasından korkuyorudum
-tamam görüşürüz dedi gitti allahtan
biraz sonra tepside iki kahvaltı tabağı iki portakal suyu ve bir gül geldi
ebru benim ısmarladığımı sanıp teşşekkür etti sürprizim için ama
babasının fikri olduğunu söyledim
-bugün ne yapmak istersin dedim
-sadece yatmak istiyorum dedi
bi dakika lan sadece yatarsa olur mu amk. millet ne oldu ne yaptın kıza diye paniğe kapılmaz mı?
-plaja gider uzanırız sadece annenleri telaşlandırmayalım dedim
-tamam haklısın dedi
bu durumda bazı yeteneklerden yararlanmak gerekiyor
bana ihtiyacı olan birisinin içinde bulunduğu acıyı dindirebilmek için
-o zaman bugün tuzlu dudaklarından öpemeyeceğim denize girmeyeceğin için. şimdi biraz avans alabilir miyim dedim
tamamen mahsumane bir şekilde öpüştük
sonra kahvaltı için getirilmiş menaj takımından tuzluğu alıp suyun içine biraz döktüm
-yok bu olmadı.bir yudum al ama yutma o tadı yakalamam lazım dedim
biraz güldü
kahvaltısı bitti
-ben bir duşa daha alayım dedi
o banyoya girince ben annesi gilin odaya gittim
kapıyı oda servisi diye bağırarak çaldım
önce babasına kahvaltı için teşekkür edip daha sonra ne yapmayı planladıklarını sordum
jeep safariye gidelim dediler.
hasgibtir planlar tutmadı
-bir gün önceden rezervasyon yaptırmak gerek miyor mu onun için dedim
-ben sabah erkenden yaptırdım dedi babası
-biraz geç kalmadık mı saat 10 dedim
-gitmek istemiyorsun herhalde dedi
-yoo hayır isterim de ebruya söyleyeyim ben dedim
-tamam yarım saatiniz var dedi
hemen odaya döndüm
ebru durum bundan bundan ibaret dedim gitmemiz gerek dercesine baktım ona
-tamam merak etme daha iyiyim dedi
kemerin ormanları arasındaki safari turumuz başladı
ebrunun suratından bazen acı çektiği belli oluyordu ama
güleryüzlü gözükmeye çalışarak
ortamı kurtarmaya çalışıyordu
akşam üzerine kadar dağ bayır çamurdan geçme sular içinde kalma yüzün gözün toza bulanması atraksiyonunu yaşayıp
çamurda oynaşan domuzlara döndükten sonra otele geri geldik
herkesin o kadar sarsıntıdan sonra dinlemeye ihtiyacı vardı
saat 9 da tekrar buluşmak üzere randevu aldık anne ve babasından
ebruyla beraber banyoya girdik üzerimdeki çamurla banyoyu bataklığa çevirip
yatağa uzandık
acısından bahsetmediği için geçmişe benziyordu
bende hiç bir kası çalıştıracak güç kalmadığı için en fazla kasın bulunduğu organımda hareketsiz kaldı
bu durumda sadece uzanmakla yetindik
ebru son kol gücünü de bana sarılmak için kollarını kaldırarak bitirdi ve
uyuya kaldı
bende uyudum
kapı çalıncaya kadar da uyanmamışız
-çocuklar uyandınız mı dedi annegibapının dışından. benden açıyorum(kapıyı) deyince
-uyandık dedim
-tamam biz lobiye iniyoruz dedi ve kapıyı açmama bile gerek kalmadı
ebru da kalkmıştı
ayakta biraz sarıldık sessizliği
-seni çok seviyorum diyene kadar ebru
gözlerinde uyku sersemliği varken
yüzünü kaldırıp gözlerine baktım
-parmağında benden bir yüzük taşıyabilecek kadar seviyor musun dedim
o şaşkınlıkla bana bakarken
cantamdan yüzüğü çıkarıp(doğum gününde veremediğim)
-seni seviyorum sözüne güvenmediğim için değil seni çok seven kalbime bir sözlüm olduğu mükafatını vermek için kabul edermisin dedim?
Tümünü Göster