new york dünyanın en muazzam şehridir.. zaten ona verilen lakap'ta 24 saat canlı yaşayan bir şehir olmasından dolayı, asla uyumayan şehirdir.. never sleep city.. (küçük bir anekdot vermek isterim.. yapımcı ve yönetmen abdullah oğuz uzun yıllar new york'ta yaşamıştır. sonra kendisi türkiye'ye dönünce bir prodüksiyon şirketi kurmuştur ve ismini ans productions koymuştur. açılımı abdullah never sleep'dir.. bunu da new york'un lakabından esinlenerek koymuştur..) neyse.. new york çok canlı, dinamik ve bir o kadarda zor bir kenttir.. zorluğuna değineceğim ama önce güzelliklerinden bahsedeyim.. new york iş, finans, moda, medya merkezi olduğu gibi aynı zamanda da sanat ve eğlence merkezi olarak da bilinir. bu şehir dünyanın her köşesinden her türden insanların bir arada yaşadığı bir metropoldür. sokakta şöyle bir gezintiye çıksanız çeşit çeşit insana denk gelirsiniz.. çinlisine de rastlarsınız, hindistanlısına da, almanına da rastlarsınız, afrikalısına da.. long island ve manhattan bölgelerinde çok fazla türk'e rastlarsınız.. en yoğun olduğumuz bölgelerdir çünkü.. new york eğlencenin bütün yıl boyunca hiç durmadan sürdüğü bir şehirdir. ilgi alanınız fark etmeksizin kendinize uygun bir şeyler bulacağınızdan emin olabilirsiniz. tiyatro, kabare ya da deneysel bir oyun seyretmek için broadway uygun bir yer olacaktır. müzikle ilgileniyorsanız, met’te muhteşem bir opera izleyebilir ya da village’deki küçük kulüplerde sahne alan caz gruplarını dinlemeye gidebilirsiniz ya da devasa gece kulüplerinden birinde arkadaşlarınızla dans edebilirsiniz. ya da şehirdeki sayıları oldukça fazla olan sinemalardan birinde en yeni hollywood filmlerinden birini seyredebilirsiniz. film veya tiyatro galalarına ücretsiz veya çok ucuz biletler, new york times, daily news gibi yayınlarda ilan edilir. yalnız popüler gösterilerin biletleri haftalar öncesinden bitebilir, bu yüzden biletleri çok önceden almanız gereklidir. ayrıca nyc & company visitor information center’dan televizyon şovlarına, konserlere ve özel gösterilere davetiyeler falanda edinmek mümkündür.. new york'ta soho, time square, 5. cadde gibi new york ile özdeşleşmiş bölgeler vardır. bu caddelerde lüks mağazalarla ve dünyanın ünlü markaları ile karşılaşabilirsiniz. eğer daha otantik ve farklı objeler ilginizi çekiyorsa, chinatown ve little italy uygun mekanlar olacaktır. bu mahallelerde kurulan ufak pazarlardan, bir çok değişik obje satın alabilirsiniz. elektronik ürünler için ise, küçük, iade garantisi vermeyen, özellikle turistlerin yoğun oldukları mekanlarda bulunan mağazalar yerine büyük elektronik zincir mağazaların garantili ürünlerini tercih etmek uzun vadede daha karlı olacaktır tabikide. bunların dışında new york'ta her türden eğlencenin sunulduğu gece hayatı son derece renkli ve canlıdır. ağırlıklı olarak manhattan'da ve özellikle village ve soho bölgelerinde yoğunlaşan new york'taki bar ve gece klüpleri çok fazladır. eğlencenin sınırı kesinlikle yoktur buralarda. şehirde bulunan parklar, ki özellikle central park muhteşemdir insanların o yoğun şehir ortamından kendilerini kurtarıp bir nebzede olsa nefes aldığı olağanüstü güzellikteki yerlerdir.. yalnız belirtmek isterimki geceleri tek başınıza özellikle kış aylarında central park'ta dolaşmayın. tehlikelidir çünkü. cankilere falan denk gelirsiniz. benim başıma gelmişti çünkü. 3 kişiydiler ve ellerinde bıçak vardı. paramı aldılar ve kaçtılar. bişey yapamamıştım doğal olarak. bunun dışında evsizler, sarhoşlar falanda var. önünüze çıkıp para isteyebilirler.. bu yüzden dikkatli olmanız gerekir orada.. ama gündüzleri istediğiniz kadar dolaşabilirsiniz. problem olmaz. central park'ın yanındaki atlı faytonlarda mutlaka bir türk'e rastlarsınız zaten
*
neyse birazda zorluklarından bahsetsek yeridir sanırım.. new york'ta yaşamak demek daha doğrusu amerika'da yaşamak demek kurallar silsilesi demektir. kesinlikle kurallara riayet edilmesi gerekir. örneğin kırmıza ışıkta geçmenin yaptırımı çok fazla olabilir. kesinlikle türkiye'deki gibi şehir içinde hız yapmak falan filan hikayedir yani.. amerikada insanlara verilen haklar ülkemizden çok daha fazla.. yaşam standartı gerçekten çok yüksek ve insan hayatı herşeyden değerli.. ama çok sıkı kuralları var.. cezalar çok büyük.. kurallara uymazsan yandınız ki ne yandınız.. valla hiç gözünüzün yaşına bakmıyorlar.. böyle durumlarda asla taviz vermiyorlar ve acıma gibi bişey yok.. ama sorun çıkarmadan hayatını yaşarsan muazzam bi yer. tam bir rüyalar ülkesi zaten.. new york'ta yaşamanız için doğal olarak bir eve ihtiyacınız olucak.. kendinize ait bir eviniz varsa ne ala, ama yoksa bir ev tutmanız gerekir.. hostellerde falan hayat sürmez çünkü.. kiralık ev bulmak, abd'nin içinden ya da dışından new york'a yerleşmeye gelenlerin karşılaştığı en önemli sorun. yalnızca new york'un değil, abd'nin en pahalı şehirlerinden biri olan manhattan’da, kiralar astronomik derecede yüksektir. böyle olunca kimi new yorklular, şehrin diğer ilçeleri queens, brooklyn, bronx ve staten island'ı tercih ediyor. hatta çoluk çocuğa karışıp da daha geniş alanlara yayılmak isteyenler ise, new jersey, conneticut gibi yakın eyaletlerde mesken tutup iş yerlerine 1-1.5 saatlik tren ya da otobüs yolculukları yapmayı göze alıyorlar. manhattan’ın herhangi bir yerinde stüdyo denilen mutfak ve banyosu tek oda içinde bir yerin kirası 1200 dolardan başlıyor. stüdyoya bir yatak odası eklenince fiyat iki bin doların üstüne çıkıyor. iki odalı bir apartman dairesinin kirası ise, şehir merkezine yaklaştıkça, üç dört bin doları bulabiliyor. kentin bazı kesimlerindeki binalarda kiralar devlet kontrolündedir. geçen yüzyılın hayat koşullarına göre belirlenen kiralar, senede yalnızca, yüzde üç oranında yükseltiliyor. eğer şanslıysanız bu tip bir apartman dairesi bulabilirsiniz. ancak bu tip binalarda ev bulmak için yıllarca beklemekde gerekebilir tabi.
ev işinide çözdükten sonra geriye ulaşım, elektrik, ısınma, telefon gibi genel giderler ve mutfak masrafı kalıyor. bunlar için de bir rakam vermek zor. çünkü yine muhit önemli. zira new york öyle bir şehir ki, bir somun ekmeğin fiyatı bile 90 cent ve 5 dolar arasında değişebiliyor.. otomobil kullanmaya pek ihtiyaç duymazsınız. zira new york'ta araç kullanmak büyük problem. new york'ta yaşamayı düşünen biri, şehrin aksamasız çalışan otobüs, metro ve tren sistemi ile hayatının sonuna kadar arabaya hiç ihtiyaç duymadan yaşayabilir. toplu taşımacılık new york'ta ne kadar yaygın, kaliteli ve ucuzsa araba kullanmak da bir o kadar lükstür yani. arabanın taksidi, bakımı, benzini, hele hele el yakan park fiyatları vs vs.. unutmadan söylemek isterim.. bütçenizde bir de sosyal ve kültürel etkinlikler için hane açmanız gerekir. çünkü new york sanat, kültür ve eğlence merkezi olan bir şehir. tüm bunlardan yoksun yaşarsanız zaten new york'ta yaşamanın pek de bir anlamı kalmıyor.. yani demem o ki, ny'da güzel bir yaşam sürebilmek için sağlam bir gelire ihtiyacınız olacaktır..
evet panpalar şimdilik aklıma gelenler bunlar.. gitmeyi düşünenler için yazdım bunları, kafasında soru işareti olanlar özel mesaj atabilirler.