1. 1.
    +2
    Sömürü ve zulüm düzeninin sahipleri, ibrahim Kaypakkaya'yı “suçlu” ilan etmeye devam ediyor.

    18 Mayıs 1973'te, faşizmin işkencehanelerinde, aylar süren işkenceler altında Kaypakkaya'yı katleden hâkim sınıflar, aynı gerici emellerini bugün de büyük bir pervasızlıkla sürdürüyor.

    Kaypakkaya'yı, “suçlu” ve “tehlikeli” gördüğü için katleden hâkim sınıflar, şimdi de Kaypakkaya'yı ananları, O'nun türkülerini söyleyenleri, sloganlarını atanları, fotoğraflarını taşıyanları “suçlu” ilan ediyor.

    Sadece son yıllarda Grup Munzur, Temel Demirer, Pınar Sağ, Mehmet Özcan ve aralarında Demokratik Haklar Federasyonu taraftarı, üyesi ve temsilcilerinin de bulunduğu onlarca devrimci hakkında “Kaypakkaya'yı övdükleri” gerekçesiyle davalar açıldı.

    Açılan davalarda Kaypakkaya'nın eylemleri “suç”; kendisi ise “suçlu” ilan edildi (!)

    Sömürü Düzeni, Kaypakkaya'yı Neden “Suçlu” ilan Ediyor?

    Kaypakkaya'yı devlet nazarında “suçlu” ve “tehlikeli” kılan ve katledilmesine gerekçe olan en temel neden, O'nun ülkemizin tarihi gerçeklerine yaklaşımındaki Bilimsel Sosyalist perspektifti.

    Kaypakkaya bu perspektife bağlı kalarak devletin resmi görüşlerine karşı, cepheden mücadele etti.

    Kaypakkaya, özellikle Kürt ulusal sorunu ve Kemalizm konularında ortaya koyduğu analizleriyle, ülkemiz devrim mücadelesine son derece önemli katkılar sundu.

    Kaypakkaya, ideolojik-teorik alandaki keskin sınıf bilincini, devrimci mücadele konusunda da gösterdi.

    Kaypakkaya'nın; görüşlerini, devrimci bir pratikle buluşturma kararlılığı, O'nun “suçlu” ilan edilmesinin en başat nedeniydi.

    Yanı sıra 1970’li yılların ilk yarısında işsizliğin, yoksulluğun, geleceksizliğin büyüdüğü bir dönemde ezilen milyonların yükselen mücadeleleri de Kaypakkaya'nın “suçlu” ilan edilmesinin temel nedenleri arasındaydı.

    Kaypakkaya, bir kahraman değildi.

    Kaypakkaya, ezilen milyonlardan; işçilerden, köylülerden, gençlerden, kadınlardan, Kürtlerden, Alevilerden, Çingenelerden, Ermenilerden, Süryanilerden, Lazlardan, Abhazlardan... sadece birisiydi.

    Kaypakkaya, gerçek kahramanların ezilen milyonlar olduğuna inanan ve ezilen milyonların örgütlü mücadelesiyle sömürü ve zulüm düzenine son vermeyi amaçlayan bir devrimciydi, komünistti.

    Ezilen milyonlar üzerindeki baskı ve zulüm Kaypakkaya'dan günümüze artarak devam ediyor.

    işsizlik, güvencesizlik, maaş kesintileri; söz, eylem ve örgütlenme özgürlüklerinin kısıtlanması, sendikalaşmanın yasaklanması, ekonomik ve sosyal haklarımızın gaspı; eğitim ve sağlık haklarımızın gaspı ve bu hizmetlerin ücretlendirilmesi, sermayeye devri; tarım sektöründe, elde kalan bir avuç üretim kolunda uygulanan ve köylülüğü iflasa sürükleyen IMF ve DB kotaları; Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere bütün ezilen kimliklere ve inançlara yönelen sonu gelmez imha, inkâr ve asimilasyon politikaları; devrimci-demokratik güçlere yönelik soruşturmalar, kovuşturmalar, gözaltı ve tutuklama terörü; kentsel dönüşüm adı altında barınma hakkımızın gaspı; F tipi hapishaneler, tecrit ve zulüm…

    Kısacası sorunlar derinleştikçe, sorunlardan çıkışın yolunu gösteren ibrahimler, Mahirler, Denizler, Mazlumlar ve onların şanlı mücadelelerini sahiplenenler “suçlu ve tehlikeli” ilan edilmektedir.

    Ezilenlerin Mücadele Tarihini ve Onun Yarattığı Değerleri Sahiplenmek “Suç” Değildir!

    Yargılandığımız çeşitli davalarda ibrahimleri, Mahirleri, Denizleri, Mazlumları “suçlu” ve “terörist” ilan eden; on yıllara varan cezalarla mücadelemizi engellemeye çalışan hâkim sınıflar, ezilen milyonların mücadele tarihinden ve onun devrimci, komünist önderlerinden duyduğu korkuyu dışa vurmaktadırlar.

    Hâkim sınıflar bir taraftan “demokrasi” ve “özgürlük” havarisi kesilmekte diğer taraftan en küçük demokratik hakkı dahi “terör suçu” saymaktadır.

    Halkın devrimci mücadele tarihi “suç” değildir!

    Emperyalizme karşı olmak, insanca yaşamak istemek, bütün uluslar ve inançlar için eşit haklar talep etmek, iş hakkına sahip çıkmak, okuma hakkına sahip çıkmak, sağlık hakkına sahip çıkmak, barınma hakkına sahip çıkmak “suç” değildir!

    Halkın devrimci ve komünist önderleri de “terörist” değildir!

    Babekler, Şeyh Bedrettinler, Nesimiler, Torlak Kemaller, Pir Sultanlar… Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar, Mazlum Doğanlar, ibrahim Kaypakkayalar “terörist” değildir!

    Terörist; ülkeyi emperyalistlere peşkeş çekendir! Derelerini HES’lere peşkeş çekendir! Madenlerini emperyalist tekellere satandır! işçiye, köylüye, emekçiye, ezilene zulüm edendir! Hakkını arayanın üzerine ateş açan, bomba atan, panzer sürendir! Zam yapandır! Sendikayı yasaklayandır! Anadili yasaklayandır! Cemevlerini cümbüş evi olarak ilan edendir! Halka küfür edendir! Okuma hakkını gasp edendir! Fabrika satandır! Okul satandır! Hastane satandır!

    Bir kez daha işçiler, köylüler, emekçiler ve ezilenler olarak; aydınlar, yazarlar, sanatçılar olarak; bu ülkenin aydınlık geleceği olan ezilen milyonlar olarak, mücadele tarihimizin ve devrimci, komünist önderlerimizin suçlu olmadığını bir kez daha haykırıyoruz.

    Bu vesileyle, gerici yasalarla kuşatılan ve çeşitli saldırılara maruz kalan aydınlarımızla, yazarlarımızla, sanatçılarımızla ve kurumlarımızla dayanışmayı daha fazla yükselteceğimizi ve bu gerici saldırıları örgütlü mücadelemizle boşa çıkaracağımızı ilan ediyoruz.

    Kaypakkaya Mücadelemizde Yaşıyor, Yaşayacak!

    ibrahimleri, Denizleri, Mahirleri katlederek devrimci mücadelelerini bastırabileceğini, yok edebileceğini düşünen sömürü düzeninin sahipleri; yüz binlerce, milyonlarca ibrahim’in, Deniz’in, Mahir’in kavga alanlarını doldurmasıyla gerici emellerine ulaşamadılar. Ulaşamayacaklar!

    ibrahim Kaypakkaya’yı ölümsüzlüğünün 38. yıl dönümünde özlemle ve saygıyla anıyoruz.

    Kaypakkaya'nın, ezilen milyonlara bıraktığı mücadele bilincini ve kararlılığını onurla taşıyoruz.

    Başta tüm DHF üye ve taraftarları olmak üzere, devrimci ve demokratik halk güçlerini 18 Mayıs'ta başta istanbul'da yapılacak olan yürüyüş olmak üzere, ülke genelinde ateşler yakarak anmaya ve Kaypakkaya'nın coşkun, cüretli ve mukaddes kavga bayrağını, tüm saldırılara, operasyonlara, halka yönelik şiddete ve komplolara karşı daha da yükseklerde dalgandırmaya davet ediyoruz!
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster