1. 1.
    0
    .Gökyüzünün parlaklığının, toprağın sıcaklığını, doğanın cömertliğini nasıl satılıp alınacağını anlamıyorum. Bize ait olmayan suların berraklığını, rüzgarın tazeliğini bize nasıl satabiliriz?

    Biz bu toprağın bir parçasıyız, toprakta bizim parçamız. Hoş kokulu çiçekler kızkardeşimizdir bizim, rengeyiği,at,yüce kartal ise erkek kardeşlerimiz. Irmağın köpüren dalgaları, çayırdaki çiçeklerin öz suyu, tayın teri ve insanların teri,her biri bir ve tek soya, bizim soyumuza ait.Bu yüzdendir ki beyaz adam toprağımızı isterken, çok şey istiyor. Beyaz adamın bizim yaşam tarzımızı anlamadığını biliyoruz. Onun için bütün topraklar birbirine benzer.Çünkü beyaz adam doğaya gecenin karanlığında gelip, eline geçirdiği her şeyi alıp zütüren hırsızlar gibi davranıyor. Beyaz adam toprakla kardeş deil, düşman.O kendisinin doğanın malı olduğunu bilmiyor, doğayı kendi malı sanıyor. Babasının mezarını bırakıp, çocuklarının nerede olacağını düşünmeden ufak çıkarları peşinde koşup duruyor. Beyaz adam anası olan doğayı alınıp satılan taş parçası zannediyor. Beyaz adamın şehirleri, bizim gözlerimizi tırmalıyor.Bu Belkide.. bizlerin vahşi, Beyaz adamınsa uygar olmasındandır... koy zütüne gitsin eşşekler hoşaftan ne anlar esmer giber karşim.
    ···
   tümünü göster