0
beşiktaş taraftarı olarak coşkuyla girdiğimiz sezon yine istediğimiz gibi bitmedi. tutunacak tek dal olarak yine
türkiye kupası kaldı. takım avrupa kupalarına katılamama tehlikesiyle karşı karşıya ne yazık ki..
çok uzatmadan kendimce gördüğüm sebepleri belirtmeye başlıyorum.
1-takım iskeletinin 3 ayda kökten değişmiş olması:
şunu öncelikle belirtmeliyim ki,kulübün transfer politikasından çok memnumdum, hala da memnunum. yapılan işlerin
doğruluğunu her şartta her şekilde savunurum. fakat bu köklü değişimin kısa vadede başarı getirmeyecegi de aşikardı.
bugün ortalama bir beşiktaş taraftarına, futbol takımı bünyesinden çıkabilecek en iyi 11'i sorduğunuzda, yanıtı muhtemelen
şöyle olacaktır (en azından benim görüşüm) :
cenk-hilbert-ersan-sivok-ismail-necip-fernandez-guti-simao-qaresma-almeida
şu kadrodaki 8 oyuncudan 5'i sezon başında,3'ü ise sezon ortasında gelmiş.. kalan 3 isimden ismail geçen sezon
i.üzülmez'in gölgesinde fazla forma şansı bulamazken, necip ancak sezonunun ikinci yarısında,tek tük kendine kadroda
yer bulabilmişti..bu oyunculardan sadece sivok geçen sezon düzenli oynayabilmişti.
böylesine bir değişimin sancılı olmaması imkansız.
2-yukarıda belirttiğim değişim hadisesi, teknik direktörün değişmemesi kaydıyla daha az sancılı olabilirdi. belli
bir plan, proje çerçevesinde teknik direktörün isteği ve denetimi altında gerçekleşecek kadro dönüşümü daha az
riskli olrdu muhakkak.
fakat kadroyla birlikte hoca da değişirse işin içinden çıkılmaz bir hal alması kaçınılmaz oluyor.
3-yukarıdaki iki nedeni destekleyen bir diğer faktör de takımın uefa ön eleme maçları nedeniyle sezonu erken
açması..bu aslında yeni kurulan bir takım için iyi gibi görünse de,yeni hocanın takımı tanıması ve ideal kadroyu
ivedi şekilde oluşturması zorunluluğunu da beraberinde getirdi..bu da beraberinde sezon başında yanlış tercihleri
devamında ise bazı saplantıları peşinden sürükledi.
sezonu erken açmak demişken, erken form tutmanın da takımlara pek iyi gelmediğini hatırlatmakta fayda var.
4-tek tek saymadım, fakat şöyle kabataslak düşündüğümde,bu sezon resmi maçlarda forma giymiş oyuncu sayısının
35 civarında olduğunu tahmin ediyorum ki bu çok büyük bir rakam. dahası bu oyuncuların yaklaşık 1/3 ü şu an itibariyle
farklı sebeplerle takımda değil.. istikrar adına felaket bir durum.
koca bir sezonda üst üste 2 maça aynı kadroyla çıkamamış olmak da bunun bir sonucu olsa gerek
5-sakatlık belası.bir kısmı beklenen,bir kısmı ise beklenmeyen, adına 'talihsiz'dediğimiz sakatlıklar.
beklenen sakatlık olur mu,demeyin hiç, olur.mesela guti'nin yaşadığı sakatlıklar.
schuster'in oyun sisteminde en çok hırpalanan oyuncuydu, bunu çıplak gözle maç izleyen herkes bilir..r.madrid'teki
guti'yle beşiktaşlı gutiyi karşılaştırıp, üstüne bir de 'guti hiç koşmuyor'demezler mi? neyse..
veya son 2 sezondur doğru düzgün top oynamayan quaresmanın bu sezonki sıkı idman ve maç temposundan bitap düşebilecegini
herkes az çok tahmin edebiliyordu.
bir de dediğim gibi talihsiz sakatlıklar var ki,bunların arasında ersan'ın ki çok kritiktir bence..
neticede beşiktaş'ın yaşadığı bu sezon yaşadığı sakatlık belası da istikrar ve başarıyı baltalayan faktörlerden
birisi oluverdi.
sakatlıklardan söz açılmışken, türkiye'deki kasaplara her türlü prim tanımayan c'anım türk hakemlerini de saygı ve sevgiyle
anıyorum..
6-schuster'in başarısızlığı.. aslında başarısızlık demek haksızlık olur, hataları diyelim.. özellikle saplantıları,
yanlış tercihleri ve bencilliği..
çok zaman ve puan kaybettirdi beşiktaşa. zamanla herşeyi düzeltebilirdi belki kalsaydı önümüzdeki sezon da ama
o niyetinin olmadığını kulüpten kendi isteğiyle ayrılarak gösterdi.
ayrıca şu da acı bir gerçektir ki,schuster'in maç sırasında yaptığı veya yapmadığı hamlelerle çok kritik minimum
5-6 puan kaybettiğimiz de bir gerçek..
benim beşiktaş ile tespitlerim böyle.. sene başında ve devre arasında renktaşlarım inanılmaz havaya girdiğinde
ben beşiktaş için ligi ilk 2'de bitirmenin ve uefa kupasında çeyrek finalin takım için başarı olacagını söylüyordum
sebepleri de yukarıda belirttiğim ilk 3 maddede saklı
sezon sonuna geldiğimizde avrupa kupalarında türkiye'nin en iyisi, türkiye kupasında da en iyi olması muhtemel
ama uefada 3.tur veya son 5 sezonda 3 defa kazanılmış türkiye kupası benim gözümde asla başarı değildir.
ama herşeye rağmen mutlu ve umutluyuz, yeter ki önümüzdeki sezon için doğru adımlar atılsın.
bir sonraki yazımda yine kendimce atılması gereken doğru adımların ne olduğunu belirticem.. yazımı şöyle bitirmek istiyorum:
'bir umudum sensin anlıyor musun?'
Tümünü Göster