1. 4251.
    +46
    **yarın gitmeyelim lütfen dedi. karşıyı dinleyip
    ertesi gün gidelim ne olur dedi
    sonra da sağol babacığım ben kelebeğin yanındayım haberin olsun diyerek
    telefonu kapattı
    o kadar üzüntünün ,göz yaşının, yalnızlığın üstüne onun telefon görüşmesini bitirdikten sonraki
    yüzündeki gülümseme ile sarılışı bana göre aşkın tarifi idi
    sonunda ayrılığı bile bile anlık sevmek değil mi ki aşk??
    -bir gün bir gündür dedi
    bende de babasını ararkenki şaşkınlık sevince dönüştü
    alt dudağını dişlerinin altına alarak yaklaşıp tekrar öptü
    sonra içindeki çocuk sevinciyle elimden tutup yürümeye başladık
    bir tekel marketin önünde durduk
    -bekle dedi
    içeri girip erkek gibi 4 tane bira aldı
    dışarı çıkıp tekrar iskeledeki kuytu yerimize gittik
    2 saat kadar oturduk. nadiren konuştuk
    tahmin ettiğiniz gibi sürekli de öpüşmedik
    dalgın dalgın dalgalara baktık
    kıyıya vurdukça dalgalar yüreğimde hissettim geçen saniyeleri
    küçük dalgalar hiç durmadı ama bizim ayrılık için zaman yaklaşıyordu
    doya doya sarılıp öpmek istedim
    ama ağlayıp onu da ağlatmaktan çekindim
    sessizce içten içe ağladım
    arasıra elimi tuttu sıkı sıkı
    birayı her içmek için başımı yukarı kaldırdığımda gözümde biriken damlaların akmasını engellemeye çalıştım
    o da bana sarılıp dalıyordu dalgalara kim bilir neler hissetti o gün ama
    elimi tutarken avucumun içindeki ısı kalbimdeki ısıyla aynı sıcaklıktaydı
    bana sarılırken ki içtenliği gelecekti hasrete tekrar tekrar isyan ettirdi beni
    ···
   tümünü göster