1. 1.
    0
    kocakarıcık oruç reis’i evine zütürdü. önüne yemek getirdi. yedirip içirdi. urbacığını değiştirdi.

    oruç reis o köyde 10 gün eğlendi. köylüler, geceleri oruç’u konuk etmek için biribiriyle kavga ettiler.

    rodoslular’a gelindikte, sabah olunca, oruç’un kürek yerini boş gördüler. kaçtığını anladılar. "rodos’a ne yüzle gideriz?", diye telaşa başladılar. amma oruç’u bulamadılar. keder içinde rodos’a döndüler. teknenin papazı, oruç’un sihir bildiğini ve bu yüzden kaçtığını söyledi.

    oruç reis, kocakarıcığa veda edip köyden ayrıldı. midilli’ye gitmek istiyordu. 3 günde antalya’ya geldi. antalya’da ali reis namında bir kalyon kaptanı vardı. i̇skenderiye ile antalya arasında işler, ticaret yapardı. oruç reis’in şöhretini işitmişti :

    "hoş geldin, safa geldin, oğul" diye oruç’u karşıladı. "gemi benim değil, senindir."

    böylece oruç reis, ali reis’in teknesine ikinci kaptan oldu.

    bu esnada ben, bodrum’da beklemekten ümidimi kesmiş, midilli’ye dönmüştüm. ağam oruç, i̇skenderiye’ye varınca, oradan midilli`ye name gönderdi. macerasını anlatıyordu. ağamın kurtuluşuna son derece sevindim.

    ağam oruç misir sultaninin hi̇zmeti̇ne gi̇ri̇yor

    ağam oruç’un şöhretini mısır sultanı da işitmişti. kendisini çağırdı, huzuruna kabul etti, hizmet teklif eyledi. sultan’ın emeli, hind taraflarına donanma göndermekti. oruç’u bu donanmaya serasker tayin etti. adana valisine (*) ferman yazdı. i̇skenderun körfezi’nde payas limanına 40 pare gemi yapmaya yetecek kereste göndermesini bildirdi. adana valisi, keresteleri hazırlattı, payas’a gönderdi. oruç reis, bunları alıp mısır’a getirmek üzere yola çıktı, 16 pare gemiyle payas’a geldi.

    (*) ozaman adana, ramazanoğulları denen bir türk prensliğinin elindeydi. bu prenslik, mısır-suriye türk-memluk imparatorluğuna tabi idi

    rodoslular, oruç’un mısır sultanı’nın seraskeri olduğunu duymuşlar, fırsat gözetiyorlardı. ağamın payas’a geldiğini haber alınca, büyük donanma ile bastırdılar. oruç reis, vaziyetin vehametini anladı. cümle gemilerini baştan kara ettirdi, karaya oturttu. leventlerini alıp içerilere çekildi. leventler dağılıp memleketlerine gittiler. ağam gene antalya’ya geldi. antalya’da 18 oturak bir tekne yaptırdı. rodos sahillerini bastı. kafire aman vermedi. rodos şövalyeleri’nin üstad-ı azamı (*) :

    (*) rodos devlet başkanına verilen ad

    "oruç reis namında bir korsan zuhur eylemiş," dedi; "altında 18 oturak teknesi var. uçan kuşa hükmeder. malımızı alıp memleketimizi yakar. nece defa oğullarımızı esir eyleyip şam trablusu’na zütürdü, pazarda sattı. onun şerrinden denize çıkamaz olduk. ben size bu türk’ü yeraltındaki zindanından çıkarmamanızı söylemiştim, beni dinlemediniz, gemiye forsa olarak çaktınız. şimdi tez yarın, hakkından gelmeye çalışın."

    rodoslular, 5-6 parça yürük tekneyi oruç’un peşine taktılar. türk korsanını liman liman, bucak bucak aramaya başladılar. sonunda bir limanda bastırdılar. teknesini yaktılar. oruç reis, leventleri ile kurtulup kaçtı. gene antalya’ya döndü. oruç’un teknesi rodos limanına getirildi, halka teşhir edildi. fakat oruç’un esir alınıp rodos’a getirilememesi, üstad-ı azam’ı çok kızdırdı :

    "tekne oruç’un amma, kendisi içinde yok!" diye gürledi.

    oruç reis, antalya’ya döndüğü zaman, zamanın padişahı ii. sultan beyezid’in oğullarından sultan korkut, antalya’dan manisa’ya hareket etmişti. kendisine teke (antalya) vilayeti yerine saruhan (manisa) vilayeti verilmişti. sultan korkut’un "piyale bey" adında bir hazinedarı vardı. evelce oruç reis, bu piyale bey’e bir frenk oğlancığı hediye etmişti. i̇kisi arasında dostluk vardı. şimdi oruç reis’in başına bu haller gelip teknesiz kalınca, piyale bey, efendisi sultan korkut’a vaziyeti anlattı :

    "oruç reis, bir mücahit kulunuzdur" dedi, "gece gündüz kafirle cenk edip nece zaferler kazanmıştır. şimdi teknesini kaybetmiştir. gerektir sultanım, bu mücahit kuluna bir tekne ihsan ede."

    sultan korkut, oruç reis’in şöhretini biliyordu. dileğini memnuniyetle kabul etti. ağam oruç’u huzuruna çağırdı. konuştu, görüştü. çok ikram ve ihsan etti :

    "hemen başın sağ olsun," diye teselli etti; "ben seni teknesiz komam. elem üzre olma."

    sultan korkut, hemen i̇zmir kadısına bir emir yazdı :

    "fermanım sana gelir gelmez, oruç reis oğlumuza, dilediği üzere mükemmel bir kalite yaptırasın. varsın dinimiz uğruna kafirlerle savaşsın. öcünü alsın. hanedanımızı rahmetle ansın."

    piyale bey de i̇zmir gümrük emini’ne name yazdı :

    "oruç reis, dünya ve ahiret karındaşımdır." dedi; "size geldikte, hemen himmetinizi ekgib etmeyin. her türlü yardımınızı esirgemeyirı. 22 oturak bir tekne yapılmasına nezaret edip tez zamanda oruç reis’e teslim eyleyin. teknenin donanması için her türlü masrafı, efendim sultan korkut’un hesabına yazın."

    oruç reis, i̇zmir'e geldi. tez zamanda kendisine iki tekne verildi. biri sultan korkut’un şahsına olan hediyesiydi. diğer tekne de piyale bey’in malıydı. o da oruç’un emrine verildi. oruç reis, tekneleri donattı, leventlerini topladı, foça’ya geldi. oruç’un gemisi 24 oturak, piyale bey’inki 22 oturaktı. bu iki tekne üç buçuk ay içinde inşa edilip donatıldı. foça limanına demir attı. oruç reis, foça’dan manisa’ya geldi. piyale bey’in konağına indi. burada üç gün misafir kaldı. üç gün sonra sultan korkut’un huzuruna çıktı. el öptü. sultan korkut çok iltifat etti :

    "cenab-ı hak seni her işinde mansur ve muzaffer eylesin," dedi.

    oruç, manisa’da sultan korkut’a ve piyale beye veda etti. foça’ya döndü. o gece dua ve ibadet etti. ertesi gün erkenden teknelerine demir aldırdı.

    birkaç gün sonra derya üzerinde iki venedik gemisine rasgeldi. i̇kisi de zaptedildi. gemilerde 24000 altın vardı. bu para vesair eşya ganimet alındı. bir çok levent zengin oldu. nasıl zengin olmasınlar ki, osmanoğlu sultan korkut’un duasını aldılar. padişah duası alanın akıbeti hayrolur. padişah bedduası alan, felakete uğrar.

    oruç reis bu cengini pulya sahillerinde (*) yapmıştır. oradan rumeli sahillerine geldi. ağrıboz adası açıklarında üç venedik gemisine daha rasladı. venedikli kafir, oruç reis’in gemilerini görünce, top ateşi açtı. oruç, leventlerini güzel sözlerle teşçi etti. venedik gemilerine yaklaştılar. i̇ki taraftan atılan gülleler deryayı cehenneme çevirdi.

    (*) i̇talya’nın güneydoğusundaki «apuglia» eyaletine türkler, «
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster