1. 1.
    0
    az önce yağmuru sen sanıp bi miktar yaşadım
    bi miktar yaşadım seni, hasretin baş aşağı
    elimde kaşağı kağıtlar asil bir at gibi
    kaşıyorum her zerresini seni zütüren yasağın

    sen kilitli kasamın anahtarını yuttular
    sıcaklığın azaptır buzla kaplı kuzey kutbuna
    gidişin gözümde o kadar güzel bi renk ki
    bir gün benim olursan şayet geri dönüşünü kutlamam

    hiç görmediğin meyhanemin gıcırdayan parkesi
    zayıflığından ötürü aşk üstünde dar kesim
    binlerce yıllık geçmişin benzetmesi
    arsızlığın koca cumhuriyetin çöküşü, emeklerime darbesin

    sağlığım yerinde ancak sağ değilim sevgilim
    nasıl ay güzellik bazında olamıyorsa sen gibi
    en çok sen kadar mutluyum,ne fazla ne ekgib
    seni hala dünyanın yarısından çok seviyorum demek ki

    kar şimdi başladı, titriyor sokak lambası
    bu gece yüzü suyu hürmetine tek bi yıldız kaymasın
    lütfen, bana yanında bir yer lûtfet
    zamanın en has oğlu burda çiftiz peki ya orada ay nasıl ?

    i̇nsan özemeden edemez, duymasan da ‘ne’ deme
    çocuklar gibi sevinirim duymuş gibi yapsan bile
    sıkıntı denizinin ciğerli balıklarıyız
    oksijenini yardan değil yarı yaradandan dile

    sevmek bir lüks değildir ki haz duyalım
    bak biz burada biz olmuştuk izin ver az duralım
    arzularım küllerinden tutuşacak biz yanacağız
    bizi söndürmeye yetecek mi yer altının saf suları ?

    ölü gibiyken yürüyebilmek her haliyle gariptir
    cam şişeler yokluğunun sahilinde birikti
    biriktim, boşalacak kap kacak yok etrafta
    benim için aya ayak basmak gibiydin, iliktin bir ilktin

    onunla ben gibisin olma, zarar verir
    pek sağlıklı düşünemiyorum delirmiş karakterim
    sensizlik dokularımdan canıma inmiş,
    beni hayattan soğutabilecek güçte dur bilmez bi bakteri

    i̇stanbul yolundayım, yolunda solunda
    hız kesmeden gidiyorum fakat küçük bir sorun var
    en harika satırların özendiği kadın;
    seni aralıksız sevmek inan ki benim değil aklımın zoruyla

    hala haber bekliyorum, telefonun başında
    bir ömür kiracım ol dudaklarımdan taşınma
    kumlu fırtınaların ortasında da kalsak,
    sıcaktan eriyecekte olsak, sana yetecek kadar aşım var

    ata vurulan gem gibidir, kalbe giren sevda
    yürür şarabın sersemliğinden gördüğün bedbaht
    ormanın ördüğü dev dağ, kurda kuşa sevda
    ben peşinden geleceğim kuşkusuzuz, hele bi sen dal

    sevmek bir lüks değildir ki haz duyalım
    bak biz burada biz olmuştuk izin ver az duralım
    arzularım küllerinden tutuşacak biz yanacağız
    bizi söndürmeye yetecek mi yer altının saf suları ?

    ölü gibiyken yürüyebilmek her haliyle gariptir
    cam şişeler yokluğunun sahilinde birikti
    biriktim, boşalacak kap kacak yok etrafta
    benim için aya ayak basmak gibiydin, iliktin bir ilktin

    başıma gelen bak, başkasıylasın
    elimi bırakman mühim değil de bi başkası nasıl ?
    aşka sır yasım, mutluluğuna gırlasın
    yokluğun var olan herşeyi sil baştan hatırlatır

    hafızam sıfır,sen anne sütüsün
    bozuluyor zaman geçtikçe yüzümün ütüsü
    kırışan alnımın isyanı dilden düşenlerdir
    kurtuluş yok, ölüm senden sen ölümden kötüs
    ···
   tümünü göster