1. 651.
    +3
    ben dondum kaldım kapıda. büşraya bakıyorum sadece, masalarından kimse dönüp benim olduğum tarafa bakamıyor... kapının ağzında millet çarpa çarpa geçiyor bana, ittiriyorlar. özkan'da şok oldu, o da bakıyor boşboş... abi hadi dedi, omzumdan çekti, yerimden kıpırdamadım, çakılmıştım adeta olduğum yere, hadi abi.. hadi.. dedi çekti yerimden oynamadım, nasıl yaa nasıl diyordum... özkan son bi gayret, abi lütfen.. dedi omzumdan geriye doğru çekti, en son gördüğüm sahne büşra gözleri dolmuş bir şekilde utanarak bana bakışıydı... ittire ittire yürütüyordu beni, taş kesilmiştim.. biraz yürüdük. durdum, özkanı tuttum.. "oğlum gelmedi lan" dedim... bi şey demedi... gel bizde kal bugün dedi, yok dedim gerek yok. eve gittim akşam. facebook'a girdim, büşranın profiline...

    "büşra x arkadaş olarak ekle" yazıyordu...

    sahile indim, iki şişe şarap aldım, o en son güzel kıyafetlerle oturup, benim en son içimi döküp karar alması gerektiğini söylediğim yere oturdum... bu sefer yalnızdım, son gördüğüm sahne aklıma geldikçe ağlamam hızlanıyordu, sahilde taşlara oturmuş bi yandan şarap içiyor bi yandan iç çeke çeke ağlıyordum... o gün sahilde uyudum. eve gittim bilgisayara oturup msn listesine bakarken buldum kendimi... alışkanlık işte. zaten o günden sonra msn de de online görmemiştim...

    günler, haftalar, aylar geçti, benim özlemim kat be kat arttı, her girdiğim kalabalıkta onun seini duyduğumu sanıp bi heycanla arkama dönüp bakınıyordum, olur olmaz kokusu burnuma geliyordu, heycanlanıyordum, olur olmaz gülüşü aklıma geliyordu dağılıyordum, olur olmaz gamzeleri aklıma geliyordu gözlerim doluyordu...

    böyle aylar geçti, arkadaşların zoruyla bir kızla tanıştırıldım zorla, hayata döndürmeye çalışıyorlardı, adı deryaydı, çilli, yeşil gözlü, güzel bi kızdı. muhabbet ediyorduk ama ben durgundum, zaten büşrayla daha önce geldiğim bi yerde nasıl konuşmam beklenir ki...

    öküzlük olmasın diye güleryüz gösteriyordum işte.. mekandan kalktık otobüslere doğru geldik. binmeden, derya diye seslendim..

    dönüp baktı.

    gülsene dedim.

    güldü,

    gamzeleri yoktu...

    gülümsedim...

    yarın da görüşür müyüz dedi. farketmez gibilerinden kafamı salladım, sevinip yanıma geldi öptü, ben de onu öptüm yanağından, hiçbir şey hissedemiyordum, sevgi dolu öpücüklerim büşranın gamzelerinde gömülü kalmıştı…

    eve gidip yattım, sabah telefon sesine uyandım, telefonun ışığı karanlığa alışmış gözlerimi rahatsız ediyordu, baktım, derya arıyordu, kapattım.. karanlığa büşrayla alışmıştım, ondan sonraki herhangi bi ışık hüzmesi, bi hareketlilik beni yoruyordu. büşrayla olduğum zaman elimde kalani, yokluğunda alıştığım tek şey olan karanlığa geri döndüm, yalnızlığa...

    son.


    http://fizy.com/#s/1m602j
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster