1. 126.
    +5
    minibüs yoluna çıktık. bi yandan benim burundan oluk oluk kan akıyor, gözlerim yaşarmış. gittik kafe gibi bi yere oturduk. ben burna paso peçete dayıyorum. büşra sinirleri bozulmuş oturuyor surat beş karış. benim de sinirlerim bozuldu gülmeye başladım.
    - iyi misin diye sordu büşra,
    iyiyim dedim. ama sorarken umrunda değilmişim gibi sordu.
    - ya hakkaten delisin ya ne gerek var saldırıyorsun çocuklara dedi kızarak.
    ne demek ne gerek var ya dedim. hayret bi şey ya deyip kızmaya başladı. benim de moralim bozuldu iyice. büşra ya bakıyorum öyle. büşra da yola bakıyor. burnumu silerken, büşra ayağa kalktı, yanıma geldi, çömeldi, suratımı kaldırdı. ela gözleri ağlamaktan yeşile çalmıştı. eliyle suratımı kaldırdı, “gerçekten iyisin di mi canım” dedi. kendimi ilkokulda suç işlemiş çocuk gibi hissettim, ağlamaklı oldum. yanağımı okşadı, dudağımdan öpmeye başladı. artık acı hissetmiyordum, bi şey düşünemiyordum, içimdeki ateş iyice körükleniyordu.. kafede ben sandalyede o önümde çömelmiş vaziyette öpüşüyorduk. o güzel dudakları tahmin ettiğimden de yumuşaktı. öpüşmeyi kestik, bi daha böyle bi delilik yapma tamam mı deyip güldü. gamzeleri çıktı. gamzesinden öptüm. o an inanılmaz bi neşeyle doldu içim. 2 dakika önceki pgibolojiden eser yoktu...

    http://fizy.com/#s/1lrmrc
    ···
   tümünü göster