bir kadının seks hayatı hikayesi

kremi şeyine sürdü yatağa çıktı iki ayağı üstüne. bi parmağıyla da kıçıma sürdü. ben dikelmeye çalışıyordum, onlarsa belimden iterek yüzüstü yapıştırdılar. kıçımı parmaklaya parmaklaya sürdü. iki üç parmağını sokup genişletti kıçımı. ağlıyordum artık yapmayın diye. kıçımdan olmaz diyordum istediğinizi yaparım diyordum. sus diyordu öbürü sırtıma vuruyordu.
dizleri üstüne çömeldi kıçıma doğru. ben daha o girmeden hüngür hüngür ağlıyordum. altımdaki de tepinmeyi kesti. öylece içimde duruyordu. yapma diyip elimi kıçıma doğru zütürüyordum aama nafile. diğeri ellerimi tuttu. üstümdeki de yavaşça kıçıma girmeye başladı. başını soktuğunda acı geliyordu, çıkarırken zevk veriyordu. bir süre başını sokup çıkardı. altımdaki de bir iki kez tepindi. nolur yapma diye ağlıyordum.
biraz daha fazla girdi içime doğru, böyle bir acı olamaz. hayatımda bu kadar bağırmamıştım, gözlerim yuvalarından çıkacaktı. o hiç dışarı çıkarmadan sokmaya devam ediyordu benim gözyaşlarım sel oluyordu. bu kökledikçe altımdaki git gel yapmaya başlıyordu. hayatımda böyle bir acı duymadım. kaçmaya çalışıyordum ama acıdan gidecek gücüm yoktu. tutuyorlardı kollarımdan.
var gücümle tüm gücümle bağırıyordum. belki biri duyar da kapıyı çalar diye hayvanlar gibi bağırıyordum. üstümdeki git gel yaparken altımdaki duruyordu, üstümdeki durduğunda altımdaki git gel yapıyordu. üstümdeki kıçımı iyice açınca ikisi birden git gel yapmaya başladılar. artık kolumu kaldıramıyordum acıdan. hüngür hüngür ağlıyordum. kıçıma giren de benle birlikte bağırıyordu.
nolur yapma bırak diyordum sesim titreye titreye. üstümdeki git gelini hızlandırıyordu artık bağıracak halim bile yoktu. altımdaki de iyice gidip gelmeye kasılmaya başlamıştı. boşalıp boşalmadığımı bilmiyordum çünkü acıdan başka hiçbir şey hissetmiyordum.
altımdaki adam bir süre sonra boşaldı. erkekliğini içimden çıkarıp kendini yana çekti. üstümdeki hayvan gidip geliyordu ben artık tepksizidim. o sırada dış kapının sesini duydum ev arkadaşım gelmişti. inliyordum. bunun ayakkabı sesleri geldi. telaşla odamın kapısını açtı. sol elimle gitme der gibi bi hareket yaptım, zar zor bağırarak yardım et dedim ben istemiyorum. kız şoka girdi oha dedi napıyosunz çıkın üstünden kızın. diğeri yanımda uzanmış şeyini sıvazlıyordu. diğeri de üstümde gidip geliyordu. tam ev arkadaşım yanıma geldi telaşla, o anda üstümdeki boşaldı. şeyni çıkarıp sırtıma bıraktı döllerini.
sırtüstü uzandım yatağa hüngür hüngür ağlıyorum yardım et diyorum. kız gibtirin gidin huur cocugu hayvanlar polis çağırcam diye bağırıyor. diğeri de diyor ki o da istedi sonradan yan çizdi. ben doğru düzgün kelime bile söyleyemiyorum. saçlarımı okşuyor ev arkadaşım. ayağında hala ayakkabılar var. dikelcek halim bile yok. salyalarım akıyor çeneme doğru onları bile toparlayamıyorum. (alın içiniz kalksın) polis çağırcam gibtirin gidin evden huur cocukları diye bağırıyor bu vuruyor adamalra. adamlardan biri tokat atıyor kıza. sonra kıçına pantolonu geçiriyor, diğeri de geçirip çıkıyorlar evden. kız başımda duruyor öylece. noldu sana diyor, polise gideriz yarın diyor. gel banyoya gidelim diyor. her tarafım sperm içinde. kıçımdan kan sızmış çarşafıma bulaşmış, spermler çarşafın üstünde. pislik içindeyim.
kız kolumu omzuna atıyor ve beni banyoya zütürüyor. ayakta duramıyorum, küvete uzanıyorum. sıcak suyu açıyor. üstümü başımı temizliyor. orda uyuyakalıyorum o şekilde. su üstümde uyuyorum o da çıkıyor banyodan. bir saat sonra falan kalkıyorum ve odama gidiyorum seke seke. çarşafları bi torbaya doldurmuş. yeni çarşaflar sermiş, yastık kılıflarını bile değiştirmiş. üstüme hiçbir şey giyemiyorum ve yatağa bırakıyorum kendimi. biraz sonra o geliyor, teşekkür ediyorum. o hayvanlara neler yapıcam görüceksin, diyor. baygınlık geçirir gibi uyuyorum.
ev arkadaşımın babasının mesleği biraz tehlikeli bir şeydi. ertesi günü babasının 2 tane adamı geldi. onun sonrasında da çocukları öldüresiye dövmüşler, bir tanesinin ön dişleri kırılmış hatta. diğerinin de sol kulağında duyma kaybı falan olmuş. bir daha bize yaklaşmayı bırak yollarını değiştirdiler. kendimi sevgilime odaklayamadım o günden sonra. her geçen gün kavga etmeye başladık ve bir ay sonra ayrıldık. ben aylarca kimseyle sevişmek de istemedim. mayıs ayına kadar bu konuda en ufak bir iştahım yoktu.
mayıs ayı sonunda türbanlı bir arkadaşım beni bir yere çağırdı. orda bir hocaefendi ile konuşmalarımız geçti ve türbana kapandım. o günden itibaren her gün allaha dua ediyorum. yüce rabbim sayesinde iç huzuru buldum. türbanın örtünmüşlüğü hissi bile beni bambaşka bir dünyaya çekti. ya rabbim şükür. *

üstteki yazıyı yiyen varsa şimdi başlıktan gidebilir. birazdan devam edicem.
mayıs ayına doğru bi arkadaşım vesiylesiyle bi çocukla tanıştım. allahım nasıl yakışıklı, nasıl cool duruyor görmeniz lazım. vuruldum o an ona. aşık oldum hemen, akşam eve gidince bile onu düşündüm. ama asıl konu o beni iplemiyordu bile. yani insan bi bakış atar, bi işaret verir. o, saatlerce oturduğumuz cafede doğru düzgün bakmadı bile bana. üzdü tabi bu durum beni. ama aşık olmuştum çocuğa.
aa spitney beers. ekşi sözlük, uludağ sözlük gibi yerlerin başlıca maymunu gelmiş :-) merak etme çocuğum kız arkadaşına benzemiyorum tarif etmene gerek yok.
neyse, arkadaş ortamımı biraz daha bu çocuğun grubuna yakınlaştırttım. onların gittiği yrlere gidiyorduk falan. ama çocuk ilgilenmiyor benimle. o ilgilnemeyince ben de bir şey söyleyemiyorum tabi, aptal gibi kalıyorum masada.